Mucizeden hep kötü bir şey gibi bahsediyoruz ama iyi tarafını görmüyoruz. | Open Subtitles | بقدر ما تحدثنا عن أن المعجزة أمر سيء لكن نسينا الجانب المشرق |
Sanat dünyasının kirli alt tarafını ondan iyi bilen yok, efendim. | Open Subtitles | لا أحد يعرف الجانب السفلي القذر لعالم الفن أفضل منه سيدي |
Size karşı annenizin tarafını tuttuğu zaman kendinizi ihanete uğramış ve sevgisiz hissettiniz. | Open Subtitles | و حين قام باتخاذ جانب أمك ضدك شعرتى بالخيانة و أنك غير محبوبة |
İki tarafını da birkaç dakika kızarttıktan sonra ateşin altını kısıp bezelyeleri atacağım. | Open Subtitles | دقيقتين على كل جانب اخفض الحرارة ,خمس إلى عشر دقائق بينما أطهو البازلاء |
Sen benim tarafıma selam ver ve ben de senin tarafını selamlıyayım. | Open Subtitles | أفترض أن تنحنى من ناحيتى .. كإنحناءة السمكه الذهبيه و أنا سأرد التحيه من جانبك .. |
Size bugün ışığın sağlık ile olan ilgisinin biraz daha farklı tarafını anlatacağım. | TED | انها قصة مختلفة قليلاً هذا الجانب الصحي للضوء ، هو ما أنا أقوله لكم اليوم. |
Stresin bu tarafını anlamak için bir hormondan, oksitosinden bahsetmemiz gerekiyor. Biliyorum ki oksitosinin olabildiğince reklamı yapıldı. | TED | لفهم هذا الجانب من الضغط، علينا التحدث عن هرمون هو أوكسيتوسين، واعلم بأن الأوكسيتوسين قد حصل |
Adem 1; insan doğasının maddeci ve hırslı olan ve dışarıdan görünen tarafını temsil eder. | TED | آدام الأول: دنيوي، طموح، وهو الجانب الخارجي لطبيعتنا، |
Şehrin diğer tarafını göremiyorum bile. | TED | حتى لم أستطع رؤية الجانب الآخر من المدينة. |
Sürekli bana yüzünüzün sol tarafını çeviriyorsunuz oysa sağ tarafı daha da güzel. | Open Subtitles | أنت دائما ترينى الجانب الأيسر من وجهك... عندما يكون جانبك الأيمن أكثر جمالا. |
ve sağdaki de dişi. Şimdi, erkek rengini ikiye bölmeyi başarmış, bu sayede dişi onun sadece daha kibar daha nazik tarafını görüyor. | TED | و أنثى على اليمين تمكن الذكر من تقسيم لونه حتى ترى الأنثى جانب الحبار اللطيف فقط |
Ve son olarak, omuriliğin bir tarafını diğer tarafa göre daha fazla uyararak dönüşleri çok güzel yapabiliyoruz. | TED | وأخيرا، يمكننا تغيير الاتجاه بكل سهولة وروعة من خلال تحفيز جانب واحد من النخاع الشوكي. |
Polonya'nın tarafını tutman delilik. | Open Subtitles | إن وقوفك إلى جانب بولندا لهو جنون لقد أخبرتك آلاف المرات |
Operasyon tarafını nasıI sunacağınızı belirlemenize yardımcı olmak istiyoruz | Open Subtitles | ونحن سنعطيك فرصة لمساعدتك في استنباط جانبك الإداري |
Hem serserileri hem de polisleri ölürdü, kimin tarafını tutuyor? | Open Subtitles | إنه يقتل الناس و رجال الشرطة, في أي صف يقف؟ |
Hücreler vurulmadı. Bombalar adanın arka tarafını vurdu. | Open Subtitles | لم تُصب الزنزانات أصابت القنبلة الجهة الخلفية للجزيرة |
En büyük zorluk, iki tarafını da basmak sorunda olmaktı. | Open Subtitles | لكنّ الصّعوبة تكمن في أنّك يجب أن تطبعها على كلتا الجانبين |
Birlikte geçirdiğimi bu yol, çok bencil bir tarafını gördüm. | Open Subtitles | هذا العام بأكمله معه رأيتُ جانباً أنانياً منه |
Demek ki yatağın bir tarafını tercih ediyorsun. | Open Subtitles | اذا انت لك جانب من السرير الجميع لهم جانبهم من السرير |
Kimsenin tarafını tutmuyorum, basit bir soru soruyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقف بصف أحد، أنا أسألك سؤالا بسيطا |
Onun tarafını tutmaktan nefret ediyorum ama hadi ama,şarap tadalım mı? | Open Subtitles | حسناً .. اكره ان اكون في صفه ولكن بالله عليكِ.. حفلة تذوق خمر ؟ |
Bataklığın bu tarafını bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب أن نتبعه أنا لا أعرف ذلك الجزء من المستنقع |
Burada ne olduğunu bilmiyorum ama annenin tarafını tutacağımı biliyorum, şimdi git. | Open Subtitles | إنظرا، لا أعرف ماذا يحصل هنا لكن أعرف أني يجب أن أنحاز لها لذا، إرحل |
Ama beynin bir tarafını "otomatik pilot", diğerini de "emniyet freni" olarak tanımlıyorum. | TED | أصف جهة من دماغك كطيار آلي والثانية كفرامل للطوارئ. |
Mahkeme onun tarafını kesinlikle tutmaz. Ve onun hiçbir koruması kalmaz. | Open Subtitles | المحكمة لن تكون في صفها ولن يكون لديها حماية |
Diğer türlü dönmelisin, böylece iyi tarafını çekebileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن عليك أن تستديري لنستطيع إلتقاطَ جانبكِ الحسن. |