O senden kendini hiç sakınmadı. Her şeyini tehlikeye attı. | Open Subtitles | فهو لم يعيقك في أي شئ لقد خاطر بكل شئ |
Biriniz bu hastanenin ve UNOS'un güvenilirliğini tehlikeye attı. | Open Subtitles | أحدكم خاطر بنزاهة هذه المستشفى أمام منظمة التبرع بالأعضاء |
Biriniz bu hastanenin ve UNOS'un güvenilirliğini tehlikeye attı. | Open Subtitles | أحدكم خاطر بنزاهة هذه المستشفى أمام منظمة التبرع بالأعضاء |
İnsanların hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | هو بشكل متهوّر حياة الناس المعرّض للخطر. |
Ve daha da önemlisi, yapmak için burada olduğumuz işi bizim onurumuz ve kaderimiz olması gereken, kutsanmış ve mübarek görevimizi tehlikeye attı. | Open Subtitles | وأهم من ذلك، عرّض المهمّة التي نحن هنا من أجلها للخطر المهمّة المباركة والمقدّسة يجب أن تكون شرفنا ومصيرنا لنلبّيه |
Düzeltebilmek için her şeyi yaptı, hayatını tehlikeye attı bu hiç adil değil! | Open Subtitles | ضحت بكل شئ لتنقذ الموقف , لقد خاطرت بحياتها ان هذا ليس عدلا |
O kanı her kim çaldıysa, birçok kişinin hayatını tehlikeye attı. Ve de sizleri ifşa etmeyi riske attı. Buna kızım da dahil. | Open Subtitles | سارق الدّماء عرّض حيوات كُثُر للخطر وخاطر بكشفكم جميعًا بما يشمل ابنتي |
O senin için hayatını tehlikeye attı, sen de onun için. | Open Subtitles | هو خاطر بحياته من اجلك وانت خاطرت بحياتك من اجله |
Bir keresinde, hatta birden de fazla defa dışarı çıktı ve kendini tehlikeye attı yaralıları ve ölüleri geri getirerek tahliye etmemize yardım etti. | Open Subtitles | وفي أكثر من مناسبة خاطر بحياته لنقل جرحانا حتى منطقة الإخلاء. |
Adam benim için hayatını tehlikeye attı ama sen benden yalan söyleyerek ve görevini engelleyerek karşılık vermemi istiyorsun. | Open Subtitles | لقد خاطر بحياته من أجلى وأنتِ تطلبى منى أن أرد له الجميل بالكذب وتعطيل مهمتهم ؟ |
Sayabildiğimden daha çok hayatını benim için tehlikeye attı. | Open Subtitles | خاطر بحياته لأجلي مرات عديدة لا أستطيع أن أحسبها |
Polislerim onu bulabilmek için hayatlarını tehlikeye attı. Bir tanesi öldü. | Open Subtitles | خاطر ضباطي بحيواتهم لإيجاده، ومات أحدهم. |
Aslında, o seni bir kez daha olsun görebilmek için hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد خاطر بحياته ليتمكن من رؤيتكِ مرة أخرى |
Ailesini bu kadar koruyorsa, neden buraya gelerek onları tehlikeye attı? | Open Subtitles | اذا كان يحمي عائلته جداً لماذا يعرضهم للخطر ويأتي بهم الى هنا؟ ؟ |
Kendine hak görmüş ve cinayet davamı tehlikeye attı. | Open Subtitles | يقرر قوانين لاتنطبق عليه كأنه فريد من نوعه وقد عرض قضيتي للخطر |
- Dr. Hodgins bir şüpheliyle ilişkisini saklayarak davayı tehlikeye attı. | Open Subtitles | د.هودجينز عرض القضية للخطر بإخفائه علاقته مع مشته به أنا أساند د.سارويان بأنني أستحق الطرد |
Bizim için hayatını tehlikeye attı. Üstelik onun için yabacıydık. | Open Subtitles | خاطرت بحياتها من اجلنا, ومن نحن ماعدا غرباء؟ |
Ayrıca yangında bir çocuğu kurtarmak için hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | وقد خاطرت بحياتها تسحب فتى خارج ذلك المبنى |
Yüzümüze karşı yalan söyledi esrar çaldı ve genç bir kızın hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | كذب بوجهينا, وسرق الأفيون,وخاطر بحياة فتاة شابه. |
# Hangi adam kardeşi için hayatını tehlikeye attı? | Open Subtitles | من هو الرجل الذي قد يخاطر برقبته لصديقه؟ |
Bay Kryder, çocuğunuz için yaptığınız açıklamalar onu tehlikeye attı. | Open Subtitles | السّيد كريدر، الإدّعاءات جعلت لإبنك لربما وضعه في الخطر. |
Müvekkilin cezai suça karıştı. Ulusal güvenliği tehlikeye attı. | Open Subtitles | عميلتك سمحت بارتكاب فعل إجرامي لقد هددت الأمن القومي |
Ulusal güvenliğimizi tehlikeye attı. | Open Subtitles | و هدد أمننا القومي |
Bir sürü "küçük izci" sana bunu ulaştırmam için hayatlarını tehlikeye attı! | Open Subtitles | العديد من افراد المقاومه خاطروا بحياتهم ليجلبوا ذلك اليك |