Birkaç telefon açayım. Teyzem boşandıktan sonra bir psikoloğa gitti. | Open Subtitles | سأجري بعض الاتصالات عمّتي زارت ذلك المعالج النفسي بعد طلاقها |
Pauline Teyzem yorgana bakarak öyküyü anlatırdı. | Open Subtitles | كانت العمة بولين تخبرنى القصة التى يرويها |
Orada büyüdüm. Teyzem Londra'da yaşardı. | Open Subtitles | لقد جاءوا بى الى هناك عمتى كانت تعيش فى لندن |
Oh, hayır. Çılgın yaşlı bir Teyzem vardı, ölünce bana bazı ahırlar bıraktı. | Open Subtitles | لا،في واقع الأمر كان عندي عمة كبيرة بالسن توفت وتركت لي بعضاَ من الإسطبلات |
Teyzem buradaydı. Yazı birlikte geçirmek için onunla beraber gitmemi istiyor. | Open Subtitles | إن خالتى هنا ، و تريد أن تصطحبنى معها فى الصيف |
O yüzden Rachel Teyzem, detaylarla ilgilenmemem konusunda beni uyardı. | Open Subtitles | لذا حذرتني العمّة رايتشل بأنه لا يجب علي أن أهتم بالفردات أيضاً |
Çünkü çocuklar babasını çok seviyor, Isabel Teyzem de öyle. Babalarına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | لأنهم يحبونه ، لم ترى حالة الخالة ايزابيل ، وهم يحتاجونه كثيرا |
Amcam, Teyzem, erkek ya da kız kardeşim beni zorla evlendiremez. | TED | عمّي عمّتي أخي أو أختي لا يستطيعون إجباري على الزواج |
Teyzem bu yüzden seni tehdit etmiyor mu? | Open Subtitles | المُسجل الذي به صوتك تأمر بقتل كيم هي جين موجود فعلا، أليس كذلك؟ أليس هذا هو سبب تهديد عمّتي لك؟ |
- Bu bir yağmur dansı değil. Benim İrlandalı Olive Teyzem bile, Darly Mootz'dan daha çok Cherokee'ydi. | Open Subtitles | زيتون عمّتي الآيرلندي له أكثر تشيروكي فيها من داريل موز. |
Teyzem sürekli buraya geliyor ve dır dır dır konuşuyor. | Open Subtitles | العمة هي التي دائما يأتي الى هنا و تذمر، تذمر، تذمر، تذمر، تذمر. |
Matematik dehası Cadence orospusu da, ben büyük Teyzem Bibs'in cenazesine gittiğimde onunla yatmaya başladı. | Open Subtitles | ومن ثم كانديس, تلك العاهرة المتخصصة بالرياضيات بدأت بممارسة الجنس معه عندما ذهبت أنا إلى جنازة العمة بيبز |
Mara Teyzem elim külodumdayken neredeyse yakalıyordu beni. | Open Subtitles | العمة مورا اوشكت على الامساك بي افكر بك ويدي في داخل السروال |
Teyzem Minerva'dan başka kimsem yok. O da 75 yaşında ve sağır. | Open Subtitles | لايوجد لدىّ اى احد ماعدا عمتى مينرفا وهى عجوز فى ال 75 وصماء |
Sam'in beni büyük Teyzem Glady'nin evine bıraktığı gün... | Open Subtitles | فى اليوم الذى أوصلنى فيه سام إلى منزل عمتى الكبرى جليدى |
Anna eskiden Glady Teyzem için çalışırdı, ama bugünlerde herkes onun için çalışıyor gibi. | Open Subtitles | كانت تعمل عند عمتى جليدى فى الماضى لكن حاليا , يبدو أنهم يعملون عندها |
Larry, benim Teyzem bile yok. | Open Subtitles | لماذا قلت لها هذا ؟ لاري , أنا حتى ليس لدي عمة |
Duvarla. Büyük Teyzem kurucu üyelerdendi. | Open Subtitles | مع الجدار , عمة جدتي لقد كانت عضوة مؤسسة |
Teyzem Margaret'i saymıyorum. Onu hiç görmedim. | Open Subtitles | انا لا احسب حساب خالتى مارجريت,فانا لم اراها مطلقا, ولا انوى ذلك |
Teyzem hastalandı ve böbreğe ihtiyacı vardı. Ama bu adada organ nakli donör listesine girmek ne kadar zordur bilirsin, değil mi? | Open Subtitles | العمّة أصبحت مريض وهيَ بحاجةٍ لكِلى، لكن تعلمين من الصعب الحصول على قائمة متبرعين هنا بالجزيرة؟ |
Annem neden 2 ay Timmy Teyzem'de kaldı? | Open Subtitles | لماذا بقيت أمي مع الخالة تيمي مدة شهرين ؟ |
Phoenix'in güneyinde bir yerlerde oturan bir Teyzem vardı. | Open Subtitles | لديّ عمّة تعيش في جنوب فينكس في مكانٍ ما |
Gidemem. Sandra Teyzem benimle bir daha asla konuşmaz. | Open Subtitles | لا استطيع ان ارحل العمه ساندرا لن تتحدث معي مره اخرى. |
Şehirde bir Teyzem var. Uğrarım diye anneme söz vermiştim. Huzurevinde kalıyor. | Open Subtitles | لدي عمه فى البلده و وعدت امى ان ازورها انها فى احدى منازل التمريض |
Teyzem Marie ona sadece bir hafta bakacak ama hala dırdır ediyor. | Open Subtitles | أمي تعيش معي طوال السنة. عمتي يجب أن تعتني بها لإسبوع واحد |
Teşekkür ederim. Teyzem aramanı bekliyor. | Open Subtitles | أردتُ أن اشكرك و أقول لك أن خالتي تنتظر مكالمتك. |
Sen ve Teyzem küçükken birlikte çok zaman geçirir miydiniz? | Open Subtitles | عندما كنتِ وخالتي صغاراً، هل قضيتم الكثير من الوقت سويةً؟ |
Annem ve Rachel Teyzem, babam ve benim o açıdan çok benzediğimizi söylerdi. | Open Subtitles | أمي وعمتي راتشيل قالا أنني أنا وأبي أحببنا تلك الطريقة في صنع الأشياء كثيراً |
Evet, Teyzem için düzenlemeleri yapabilirim. | Open Subtitles | نعم، يمكنني اتخاذ الترتيبات اللازمة لعمتي. |