"umursamıyor" - Traduction Turc en Arabe

    • تهتم
        
    • يكترث
        
    • يبالي
        
    • يأبه
        
    • لا يهتم
        
    • تكترث
        
    • لايهتم
        
    • يهتمّ
        
    • يهتمون
        
    • تهتمين
        
    • يمانع
        
    • تبالي
        
    • يحفل
        
    • تهمّه
        
    • تأبه
        
    O insanların ne düşündüğünü umursamıyor ama korkarım ki ben umursuyorum. Open Subtitles إنها لا تهتم أبدًا بما يفكر به الناس، ولكن أنا أهتم
    Çoğu mağaza antikaların restorasyonunu umursamıyor. Yenisini almak daha ucuz. Open Subtitles معظم المحلات لم تهتم لتخزين العرائس كان الارخص شرائها جديدة
    Buradaki kimse onun hiç kimseyi öldürmediğini umursamıyor. Open Subtitles لا أحد هنا يكترث بحقيقة أنها لم تقتل أحداً
    Milyonlarca komşun olunca kimse yan dairede kimin oturduğunu umursamıyor. Open Subtitles ، عندما يكون لديّك ملايين الجيران لا أحد يبالي بمن يعيش بجواره
    Çünkü çocuk sahibi olduktan sonra evrim bizi umursamıyor. TED لأن التطور لا يأبه بنا بعد أن نصبح آباء
    İstediğini istediği zaman yapıyor ve kimin hayatını etkilediğini umursamıyor. Open Subtitles انه يفعل ما يريد حينما يريد و لا يهتم بمن ستؤثر هذه الافعال على حياته
    O hayvan hala dışarıda geziyor ve polisler umursamıyor bile. Open Subtitles ذلك الحيوان ما زال طليقا و الشرطة لا تهتم حتى
    Ya numarasını değiştirmiş ya da artık seni umursamıyor. Open Subtitles إما أنها غيرت رقم هاتفها، أو أنها لم تعد تهتم لأمرك.
    Vergi ödeyenlerin geçen yıl milyonlarca dolarına mal oldu... ama ülkenin bütçesini umursamıyor ki. Open Subtitles انها تكلف دافعي الضرائب الملايين من الدولارات في السنة الماضية لكنها لا تهتم باموال الوطن
    Bir sene sonra ne yapacağını umursamıyor musun? Open Subtitles أنت حقاً لا تهتم ما الذي حدث في السنة الأن؟
    Kimse onun yalnızca yardım etmeye çalıştığını umursamıyor! Open Subtitles لا أحد يكترث بحقيقة أنها كانت فقط تحاول المساعدة
    Beni umursamıyor. Nasıl bir adam bunu yapar? Open Subtitles هو لا يكترث بشأني، اي نوع من الأشخاص يفعل هذا؟
    Kimse bu partiyi umursamıyor zaten. Ben umursuyorum! Open Subtitles تمهلي لا أحد يكترث لهذه الحفلة على أي حال
    Şimdiki mahalle savaşlarını umursamıyor. Open Subtitles وهو لا يبالي بالصراع الدائر من أجل .الهيمنة
    Kimse kaybolan adamı umursamıyor. Ortaya çıkan adamla ilgileniyorlar. Open Subtitles الجمهور لا يبالي بالرجل المختفي بل يبالون بالرجل الظاهر في النهاية
    İyi eğitimli, akıllı. Sylvia Browne'nin neler karıştırdığını biliyor, ama umursamıyor. TED انه متعلم بشكل جيد. انه ذكي. لأنه يعلم ما تقوم به سيلفيا براون، لكنه لا يأبه لذلك.
    Sanki o, doğumgünleri hafta sonunda olan insanların doğumgünü pastalarını almamızı umursamıyor gibi. Open Subtitles هو مثلاً لا يهتم بمتى ينبغي لنا الحظي بالكعكة لمن أعياد ميلادهم في عطلة الأسبوع
    - Hayır, kendisine ne olacağını umursamıyor, onu tehlikeli yapan da bu zaten. Open Subtitles كلّا، إنها لا تكترث لما يصيبها وذلك ما يجعلها خطر
    Önce annem ve babam suya düştüğümü fark etmedi şimdiyse kuzenim cinselliğimin zirvesinde oluşumu umursamıyor. Open Subtitles إذن، أولاً أبواي لم يلحظوا بأنّي قد غرقت والآن قريبي لايهتم إذا ماكنت مثارة
    Ya öyle, ya da bal gibi biliyor da umursamıyor. Open Subtitles أمّا الذي أو هو يعرف بشكل أفضل وهو فقط لا يهتمّ.
    Siyasetçiler suçlanması gereken tek kişiler olmayabilir çünkü sıradan insanlar ve aynı zamanda birçok genç siyaseti umursamıyor. TED لا يجب أن نلوم السياسيين وحدهم، لأن بعض الأشخاص والكثير من الشباب أيضاً، لا يهتمون بشأن السياسة.
    Dur bir dakika. Yani ondan iyi almış olmamı hiç umursamıyor musun? Open Subtitles مهلا ، إذن أنت لا تهتمين أن نتيجتي أفضل من نتيجته ؟
    Ike, Americana her sene döşemeyi yenilemeyi umursamıyor. Open Subtitles آيك، أمريكانا لا يمانع سحب السجاد كل عام.
    - O'nun terkedilmiş gibi hissetmesini istemiyorum. - O pek umursamıyor. Open Subtitles ـ لم أكن أريد أن أشعر أنها مستبعدة ـ إنها لا تبالي
    Şimdi bu çocuğun dikkatimi neden çektiğini anlayabiliyorum. Doğru ya da yanlışı umursamıyor. Open Subtitles "فهمتُ الآن سبب تطلّع هذا الصبيّ إليّ، فإنّه لا يحفل بالخطأ أو الصواب"
    * Bebeğim, kıyafetleri umursamıyor * Open Subtitles ♪ حبيبي لا تهمّه الثياب♪
    Bu gece onunla görüşebilirim, ve umursamıyor musun? Open Subtitles هل أستطيع رؤيتها الليلة؟ لا تأبه لذلك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus