Biliyorum çok şey istiyorum, ama uzun zamandır ona âşık. | Open Subtitles | أعلم أنني أطلب الكثير، لكن إنه يحبها منذ وقت طويل |
Çok uzun zamandır arkadaşız ve sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | ونحن أصدقاء منذ وقت طويل وهذا يشعرني أنني يجب أن أخبركِ شيئاً |
McDonald'sa gittiler orada oturdular, uzun zamandır ilk kez birbirleriyle konuştular, birbirlerini dinlediler. | TED | ذهبوا إلى ماكدونالدز وجلسوا وتحدوثوا وسمعوا بعضهم البعض للمرة الأولى منذ فترة طويلة. |
Arkadaşlarım ve ben uzun zamandır bir medya transferi üzerinde çalışıyoruz | Open Subtitles | أنا وأصدقائي كنا نخطط لعمل نظام توصيل إعلامي منذ زمن طويل |
Öyle uzun zamandır hayatımdasın ki, başka bir şey hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لقد ظللت في حياتي لفترة طويلة لا أتذكر شيئاً آخر |
Onunla yaşamak istedim, bu uzun zamandır hiç yapmadığım bir şeydi. | Open Subtitles | أردت أن أعيش معها، وهذا شئ لم أفعله منذ مدة طويلة |
Çok uzun zamandır dostuz ve senin inatçı bir adam olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لقد كنا أصدقاء لمدة طويلة و أعلم بأنك تستطيع أن تكون عنيداً |
Ne dediğimi anlıyor musun? Çünkü uzun zamandır söylüyorum bunları. | Open Subtitles | هل تفهمين ماذا أقول لقد كنت أقولها منذ وقت طويل |
Gerçek bir centilmen ve uzun zamandır böyle biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | رجل رقيق ولم أقابل شخص مثله منذ وقت طويل جدا |
Gerçek bir centilmen ve uzun zamandır böyle biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | رجل رقيق ولم أقابل شخص مثله منذ وقت طويل جدا |
Burası uzun zamandır kapalıydı ve ben burayı Hıristiyan lunaparkı yapabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | إنها مغلقة منذ وقت طويل وخطر لي أن أحولها لمدينة للملاهي مسيحية |
Buna rağmen uzun zamandır beklediğim her şeyden daha güçlü hissettim o an. | TED | مع ذلك، كان الشعور أقوى من أي شيء آخر توقعته منذ فترة طويلة. |
Öyle uzun zamandır böyle hitap ettim ki, kimse başka bir isimle tanımıyor. | Open Subtitles | لقد كنت أناديها بهذا الإسم منذ فترة طويلة لا أحد يناديها بإسم آخر. |
Çünkü uzun zamandır çalışıyorum ve kazandığım parayla hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | لأني أعمل منذ فترة طويلة ولا أفعل أي شيء بذاك المال |
Homie, düşünüyordum da, bu televizyonu, çok uzun zamandır kullanıyoruz. | Open Subtitles | هومي.. كنت أفكر نحن نستخدم هذا التلفاز منذ زمن طويل |
Onlarla uzun zamandır çalışıyoruz şu ana kadar bir sorun yaşamadık. | Open Subtitles | نحن نتعامل معه منذ زمن طويل و لم نواجه اية مشكلة |
ve uzun zamandır düşünülenlerin aksine bunlar sadece törensel merkezler değil, gerçek şehirler. | Open Subtitles | وعلى النقيض الذي كا سائد لفترة طويلة لم تكن تلك المراكز الرسمية الوحيدة |
Joe, seni uzun zamandır tanıyorum. Özel hayatın seni ilgilendirir. | Open Subtitles | جو ، أعرفك منذ مدة طويلة عملك هو حياتك الخاصة |
uzun zamandır tek istediğim şey beni sevmendi. Beni kabul etmendi. | Open Subtitles | لمدة طويلة كل ما أردته هو حبك لي و أن تتقبلني |
İnsanlar uzun zamandır medyayı seks hakkında konuşmak için kullanıyor. | TED | يستخدم الناس وسائل الإعلام ليتحدثوا عن الجنس منذ زمن بعيد. |
uzun zamandır böyle hissediyordum hep sorun bende diye düşündüm. | Open Subtitles | كنتُ أشعرُ على هذا النحو منذ وقتٍ طويل وظننتُ بأني |
Bir keresinde birisi bana krallığımın uzun zamandır acı içinde olduğunu söylemişti | Open Subtitles | قال لي أحدهم ذات مرّة أنّ مملكتي ظلّت تعاني لزمن طويل جدّاً |
Çok uzun zamandır öğretmenlik yapıyorum senin yaşının iki katı artı bir kaç yıl daha. | Open Subtitles | لقد كنتُ استاذاً لوقتٍ طويل. ضعف المدة التي عشتيها بالإضافة لبضعة سنوات. |
Çünkü uzun zamandır seninle konuşmadık, May halan ve ben seni artık tanıyamıyoruz. | Open Subtitles | لأننا لم نتكلّم منذ مدّة طويلة ,عمّتك ماى وأنا لم نعد نعرف من أنت , على أي حال .. |
Çok uzun zamandır teşkilatta, onu zar zor fark ediyorsunuz. | Open Subtitles | وأنها كانت هناك وقتاً طويلاً لاحظت بالكاد لها |
O ve ben uzun süredir mağaraları keşfediyoruz ve uzun zamandır mağaralara tırmanıyoruz ama ikimiz de daha önce bir buzul mağarasını keşfetmemiştik. | TED | قمنا معا باستكشاف الكهوف و كنّا نتسلّق الجبال معا لمدّة طويلة من الزّمن، لكن ما من أحد منّا قام باستكشاف كهف جليديّ سابقا. |
Bir zamanlar çok iyi dostumdu. uzun zamandır onu görmüyorum. | Open Subtitles | نعم ، في وقت ما كنا صديقين مقربين و لكن مضى وقت طويل لم أره فيه |
uzun zamandır onların dans ettiğini görmediğim için burada olduklarını unutmuşum. | Open Subtitles | لقد مر وقت طويل منذ أن إرتديتهم للرقص لقد نسيت حتى أنهم هنا |