Evet, şimdi de onu vurduğu için ölüdür. | Open Subtitles | نعم، والآن هو ميت لأنها أطلقت النار عليه |
Babamın vurduğu doktor nasıl? - Bir şeyi yok. | Open Subtitles | كيف حال الطبيبةِ التي ضربها والدي؟ |
Oğlunun vurduğu çocuğun kanıyla uyuştuğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون إنه متطابق مع دم الفتى الذي أرداه ابنك. |
Bu, katilin Sherlock Holmes'ü vurduğu sırada onunla arasındaki mesafeyle aynı. | Open Subtitles | نفس المسافة التى كانت بين القاتل وشارلوك هولمز عندما اطلق النار عليه |
Onu siyah kodun ortasında vurduğu polisten önce ameliyata alıyorsun. | Open Subtitles | ستعطيه غرفه العمليات وسط حاله الكود الاسود على حساب الشرطي الذي أطلق عليه النار |
Ama babanın neden anneni vurduğu konusunda birşey söylemiyor... yada silahi neden kendisine çevirdiği hakkında. | Open Subtitles | و لكن لا يقول لماذا قام والدك بإطلاق النار على أمّك |
Gerçekten kafama vurduğu için onu enseleyeceklerini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | فهل تعتقد بأنهم سيعتقلونه لضربه على رأسي؟ |
Ve Woods bana: bir üstüne vurduğu için deniz kuvvetlerinden atıldığını söyledi. | Open Subtitles | البحرية من (فوستر)طردت أن (وودز) أخبرنى رتبة أعلى ً ضابطا لضربها |
vurduğu, ıskaladığı, kutladığı, yuhaladığı yeri bulun." | Open Subtitles | " جدوا أين ضرباته , أخطائه , هتافاته , أستهجاناته " |
Ama seni vurduğu zaman, öylece yürüyüp gidemezdim. | Open Subtitles | ولكن عندما أطلق النار عليك لم أتمكّن من المغادرة فقط |
...George Harrison'u kafasından vurduğu için mi? | Open Subtitles | أو أنه قام بضرب (جورج هاريسون) على رأسه؟ |
Ancak, Bay Hailey... beni vurduğu için şahsen özür diledi benden. | Open Subtitles | ولكن السيد (هيلي) قام بالإعتذار بشكل شخصي لي عن إطلاقه النار |
İlk başlarda üzgündü ama muhtemelen kız kardeşi birisini vurduğu içindir. | Open Subtitles | حسنا، لم تكن منزعجة في الأصل لكن من المحتمل أنها انزعجت لأن أختها أطلقت النار على شخص ما |
- vurduğu şu hırsızla ilgili olsa gerek. | Open Subtitles | لابد أنكما هنا بسبب اللص الذي أطلقت عليه الرصاص. |
Metresi onu vurduğu hâlde niye Conrad'a güveniyor? | Open Subtitles | لمَ عساها تثِق به بعدما أطلقت عشيقته النّار عليها؟ |
Ziyaret ederim Katrina'nın vurduğu yerleri * | Open Subtitles | * * ربما سأزور المناطق التي ضربها اعصار كاترينا |
Yani rapora bakarak neyin vurduğu anlaşılır. | Open Subtitles | إذن ، سيذكر في التقرير بما تم ضربها |
- Bu, polislerin vurduğu çocuk. | Open Subtitles | -هذا هو الطفل الذي أرداه ضباط الشرطة. |
- Bu, polislerin vurduğu çocuk. | Open Subtitles | -هذا هو الطفل الذي أرداه ضباط الشرطة. |
Ama, Keith'i o vurdu, tıpkı Peyton'ı vurduğu gibi. | Open Subtitles | لكنه اطلق النار على كيث, مثلما اطلق على بايتون |
Çocuk, amcasını vurduğu için annesini vurmuş. | Open Subtitles | الطفل اطلق النار على والدته لأطلاقها النار على عمه |
Silahla vurduğu öz kardeşi. | Open Subtitles | أخاه الوحيد ، الذي أطلق عليه الرصاص؟ |
Ayrıca bununla neden kurbanı kalbinden vurduğu da açıklanıyor. | Open Subtitles | و ذلك يفسر لم يقوم بإطلاق النار على قلب الضحايا |
Bazı veliler Victor'a vurduğu için Simon'ın cezalandırılmasını istiyor. | Open Subtitles | أهل بعض الطلاب يريدون طرد سيمون لضربه فيكتور |
Kenney'nin annesi, milletin içinde oğluna defalarca vurduğu için gözaltına alınmış. | Open Subtitles | اعتُقلَت والدة (كِني) لضربها المتكرر وجهَ ابنها أمام الملأ |
vurduğu, ıskaladığı, kutladığı, yuhaladığı yeri bulun." | Open Subtitles | " جدوا أين ضرباته , أخطائه , هتافاته , أستهجاناته " |
Craig Ferren'ın onu vurduğu ev için de aynısı geçerli. | Open Subtitles | نفس الأمر بالنسبة للمنزل الذي عاشَ به عندما أطلق عليه (كريغ فيرين) النار |
...George Harrison'u kafasından vurduğu için mi? | Open Subtitles | أو أنه قام بضرب (جورج هاريسون) على رأسه؟ |
Peder Sam, onu vurduğu için Nick'i affetmemi umuyordu. | Open Subtitles | أمِل الأخ (سام) أن أتمكّن من مسامحة (نِك) على إطلاقه النار عليه |