Kendi hayatımı yaşamaktan acizim diye onunkini yaşadığımı görüyordur belki. | Open Subtitles | ربما يراني وأنا أستعير حياته حتى لا أعيش حياتي الخاصة |
Uzun bir zaman boyunca iki farklı hayatı birden yaşadığımı hissettim. | TED | لفترة طويلة من حياتي أحسست كأنني كنت أعيش حياتين مختلفتين |
Ben yaşadığımı biliyordum ve dergiyi elime alarak incelemeye başladım ve biz orada yoktuk. | TED | حسناً، عرفت أنني كنت أعيش في واحدة منها، لذا حملت المجلة وبدأت في النظر، ولم نكن على القائمة. |
Bilmiyorum, ancak kim olduğumu ve nerede yaşadığımı bulmak için oldukça zor anlar yaşamış olmalısınız | Open Subtitles | لااعلم ,ولكني اعتقد انك تورطي بالكثير من المتاعب لكي تعرفي من أكون واين اعيش |
Benim yaşadığım bölgede hiç görmedim seni. Nerede yaşadığımı bilmiyorsun. | Open Subtitles | لم أرك في الأحياء التي أعيش فيها أنت لاتعرف أين أسكن |
Umurumda bile değil. Yeniden birlikte olmamız yeterli. Neler yaşadığımı bilemezsin. | Open Subtitles | لا يهمنى ذلك ، المهم أننا سوف نبقى معا أنت لا تعرف ما مررت به |
İki ay oldu. Hâlâ yaşadığımı bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن تود التأكد أني ما زِلتُ على قيد الحياة |
Aylar boyunca seni bulmayı umut ederek, bir kez görebilmek için hayatımı feda etmeyi tercih ederek, işkence çekerek yaşadığımı duymak seni memnun eder miydi? | Open Subtitles | هل يسعدك أن تسمع هذا لقد عشت فى عذاب طوال تلك الشهور يائسة من أن أجدك متمنية أن أبذل حياتى فقط لأراك مرة أخرى؟ |
yaşadığımı, sizin yalnız kaldığınız ve sadece benim için çaldığınızı varsaydığım anlarda anlıyordum. | Open Subtitles | لكنى كنت حقاً أعيش لهذه الأمسيات التى تكون بها بمفردك و كنت أتظاهر أنك تعزف لى فقط |
Birkaç haftadır kendi küçük dünyamda yaşadığımı hissediyorum. | Open Subtitles | في الأسابيع القليلة الماضية، أشعر وكأنني أعيش في عالمي الخاص الصغير |
Böyle bir yerde yaşadığımı bilseler erkekler benimle ilgilenmezler. | Open Subtitles | الرجال لا يهتمون إذا علموا إنني أعيش في مكان كهذا |
Laura'nın gerçekten o kapıdan geçmesini ve nerede yaşadığımı görmesini isteyen bir yarım vardı. | Open Subtitles | ..أتعلمين, كان هناك كان هناك جزء مني أرداها حقاً أن تخرج من ذلك الباب لترى أين أعيش |
Bir işim olmadığını biliyordu. Ailemle yaşadığımı biliyordu. | Open Subtitles | عرفت أني عاطل، عرفت أني أعيش في منزل أبويّ |
Sadece onlara kavuşmak için yaşadığımı bilsinler. | Open Subtitles | أهمس لهم بأني أعيش فقط لأحتضنهم مرة أخرى |
Sadece onlara kavuşmak için yaşadığımı bilsinler. | Open Subtitles | وأهمس لهم بأني أعيش فقط لأحتضنهم مرة أخرى |
Bu anahtarları cebimde buldum, ve burada yaşadığımı düşündüm. | Open Subtitles | وجدت هذه المفاتيح في جيبي ولذالك أفترض أنى اعيش هنا |
- Ona hiç adımı söyledin mi? - Hayır. Nerede yaşadığımı falan söyledin mi? | Open Subtitles | هل سبق لكَ أن أخبرته بإسمي أين أسكن أو أيُ شيء؟ |
Neler yaşadığımı tam olarak anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد انك تقدر ما مررت به كان عليك أن تحذرني |
bir anlığına bile olsa uzun zaman sonra ilk kez yaşadığımı hissediyorum. | Open Subtitles | ولأول مرة ومنذ وقت طويل أشعر بأنني على قيد الحياة |
Çünkü şehrin diğer tarafında otururken bile odama bu kadar kolayca dalabiliyorsanız, bir de burada yaşadığımı düşünsenize. | Open Subtitles | إذا كان هذا سهلاً عليكم أن تدخلوا غرفتي بآخر المدينة فتخيلوا كم سيكون سهلاً إذا عشت هنا حقاً |
Çünkü, aslında nerede yaşadığımı görmeni istemedim. | Open Subtitles | لأنني لم أردك أن تعرف مقر سكني الحقيقي |
Bu evi bana satmamış olsaydı nerede yaşadığımı bile bilmezdi. | Open Subtitles | لو لم تبع لي المنزل لما عرفت عن مكان إقامتي |
...aynı yerde yaşadığımı söyledi. | Open Subtitles | كنت اسكن في نفس المكان الذي عاش فيه تقريبا من 20 سنة |
Beni rahat bırak Xander. Neler yaşadığımı bilmiyorsun. | Open Subtitles | اتركني وشأني فحسب ليس لديك أي فكرة عمّا أمر به |
Ondan kurtulduğumu sanmıştım. Nerede yaşadığımı biliyor. | Open Subtitles | حسبت أنني سأتخلص منه، إنه يعرف أين أقطن |
Sadece onları tekrar kucaklayabilmek için yaşadığımı kulaklarına fısılda. | Open Subtitles | ..واهمس إليهم بأننى أحيا لكى أضمهم من جديد |
Gir içeri, nereye! Nerede yaşadığımı görmenin zamanı gelmişti zaten. | Open Subtitles | ادخلي مؤخرتك إلى هنا، فلقد حان الوقت لتري مسكني على كلّ حال |
Ama bana yaşadığımı öyle bir hissettirdi ki uzun süredir böyle hissetmemiştim. | Open Subtitles | ولكنه جعلنى أشعر بأننى حيّة بطريقة لم أشعر بها منذ وقت طويل |
İnsanlara böyle yaşadığımı söylediğimde, genelde iki aşırı tepki alıyorum. | TED | الآن، عندما أقولُ للناس أنني أعيشُ هكذا، يكون لديهم أحيانًا واحدًا من ردين متطرفين |