O size yalan söylüyordu, Bay Mitchell. O FBI'dan değildi. | Open Subtitles | لقد كان يكذب عليك إنه ليس عميلاً فيدرالياً |
Bu kasabadaki herkese son dört senedir yalan söylüyordu. | Open Subtitles | كان يكذب على جميع أهل هذه البلدة للأربع سنوات الماضية، |
Ona bahaneler bulan topal şoför Reginald, hakkında da yalan söylüyordu. | Open Subtitles | الذي يعني ان ريجنالد السائق الاعرج الذي جهز عذرها كان يكذب ايضا |
- Susan'ın dediğini duydun. - Susan yalan söylüyordu. | Open Subtitles | ـ لقد سمعتي ما قالته سوزان ـ سوزان كانت تكذب |
Medya yalan söylüyordu. | Open Subtitles | الإعلام كان يكذب علينا أو الحكومة كانت تكذب عليهم |
- Yalnız yaşadığını söylediğinde, yalan söylüyordu. | Open Subtitles | لقد كذب عندما قال انه يعيش وحده |
- Sana kim yalan söylüyordu? | Open Subtitles | من كان يكذب عليك ؟ لا ، انا في غاية الجدية |
Bir şey değişir mi bilmiyorum ama yalan söylüyordu. | Open Subtitles | أتعرفين لو كان سيصنع فارقاً لقد كان يكذب |
Bu adam kim olduğuyla ilgili yalan söylüyordu ve aile onu kabul ediyordu. | Open Subtitles | هذا الرجل كان يكذب حول ما قال انه يكون والعائله قبلت به |
Yoga yapmaya ve kano kullanmaya gitmek için en basindan beri yalan söylüyordu. | Open Subtitles | كان يكذب طوال الوقت حتى يتمكن من الذهاب للمارسة اليوغا |
Emery, Grayson bunca zamandır sana yalan söylüyordu. | Open Subtitles | إيميرى، جرايسون كان يكذب عليكى طيلة هذا الوقت |
En başından beri sana yalan söylüyordu ama onu durdurmamıza yardım edebilirsin. | Open Subtitles | إنه كان يكذب عليكِ دائمًا ولكن يُمكنك مساعدتنا لمنعه. |
Onunla ilgili de biraz tecrübeliyim, ve sana söylüyorum, yalan söylüyordu. | Open Subtitles | لديّ خبرة في هذا المجال أيضاً، وصدقني لقد كان يكذب |
Herşeyden çok sevdiği kadını korumak için yalan söylüyordu. | Open Subtitles | الالم الذي كان على محياه عندما كان يكذب من اجلك |
Ama oraya yardım almak için geldiğini söylerken yalan söylüyordu. | Open Subtitles | لكنه كان يكذب عندما قال أنه كان هناك للحصول على مساعدة |
Hilton Head ise South Carolina'da. Bize yalan söylüyordu. | Open Subtitles | هيلتون هيد,في كارولينا الجنوبيه لقد كانت تكذب علينا.. |
Bay Reese, Vanessa yalan söylüyordu kocasını sevdiğini söylerken. | Open Subtitles | سيد ريس فانيسا كانت تكذب عندما قالت أنها تحب زوجها |
Aslında Lily teyzeniz yalan söylüyordu. | Open Subtitles | في الحقيقة .. العمه ليلي كانت تكذب |
- Yalnız yaşadığını söylediğinde, yalan söylüyordu. | Open Subtitles | لقد كذب عندما قال انه يعيش وحده |
Bu, birbirimizi yalnızca 1 yıldır tanıyoruz ve birimiz tüm zaman boyunca yalan söylüyordu demek. | Open Subtitles | هذا يعني أننا كنا نعرف بعضنا لمدة عام واحد فقط, وأحدنا كان يكذب على الآخر طوال الوقت. |
Tabii o zaman da yalan söylüyordu. | Open Subtitles | بالطبع, كانَ يكذب بخصوص ذلك, أيضاً |
İlk günden beri sana kim olduğu hakkında yalan söylüyordu. | Open Subtitles | اكانت تكذب عليك بشأن من تكون هي منذ اليوم الأول |