İlk baktığımda resmi çekerken Yanlış bir şey yaptığımı zannettim. | Open Subtitles | في البداية ظننت أننى فعلت شيئاً خاطئاً عندما التقطت الصورة. |
Peki, neden Yanlış bir şey yapmadıysan neden polise haber vermedin? | Open Subtitles | إذا لم تفعلى شيئاً خاطئاً إذاً لماذا لم تتصلى بالشرطة ؟ |
Doğru bir şey yaptığında kendini iyi hissedersin, Yanlış bir şey yaptığında kendini kötü hissedersin. | TED | تشعر بالفخر عندما تفعل شيئاً صائباً ، و تشعر بالضيق عندما تفعل شيئا خاطئا. |
Beni dinle. Şu ana dek Yanlış bir şey yapmadın. | Open Subtitles | اسمعني ، إلى الآن أنت لم تفعل أي شيء خاطئ |
Bazıları bunun sağlık hizmetiyle alakasız olduğunu düşünüyor, bazıları da Yanlış bir şey söylemekten kaçınıyor. | TED | والبعض لا يشعرون أن هناك صلة لكل هذا مع العناية الطبية بهم. والآخرون لا يريدون فقط قول أي شيء خطأ. |
Onu bunca yıl cezalandırdım. Yanlış bir şey yapmadığı halde. | Open Subtitles | عاقبته طوال تلك السنوات وهو لم يرتكب أي خطأ قط |
Donup kaldım, anlıyor musun? Yanlış bir şey söylemek istemedim? | Open Subtitles | تجمّدت , كما تعلمين لم أرد أن أقول شيئاً خاطئاً |
O kapsüllere Yanlış bir şey koydunuz. | Open Subtitles | لقد وضعت شيئاً خاطئاً في تلك الكبسولات أعرف بأنك حزين |
Ben duymuyorum tabii, bu yüzden Yanlış bir şey mi yaptım diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا، بالطبع، لم أفعل، لذلك كنت أتسأل إذا كنت أفعل شيئاً خاطئاً. |
Evet, ama Yanlış bir şey yapmasaydı, başı dertte olmazdı. | Open Subtitles | نعم لكن إن لم يفعل شيئا خاطئا لم يكن ليكون في ورطة |
Eğer Yanlış bir şey yapacaksan adam gibi yap. | Open Subtitles | اذا فعلت شيئا خاطئا ففعليه عل الوجه الصحيح |
Tatlım, eğer kanunları çiğnemiş olsalardı bu bir işe yarayabilirdi ama Yanlış bir şey yapmamışlar. | Open Subtitles | عزيزتي ان خرقوا القانون فذلك امر مقبول لكن لم يفعلوا شيئا خاطئا ماذا عن السجلات العامة؟ |
Tabii ya. Sen zaten hiç Yanlış bir şey yapmadın ki, değil mi? | Open Subtitles | صحيح، فلم تقومي بفعل أي شيء خاطئ في المقام الأول، أليس كذلك ؟ |
Olmaz, kendisi dürüst bir insan Yanlış bir şey yapacak hali yok. | Open Subtitles | لا, فهي شخصية مستقيمة من المستحيل أن تكون قد ارتكبت أي شيء خاطئ |
Büyün bu kaçma ve saklanmalar yüzünden, bazen Yanlış bir şey yapmadığımızı unutuyorum. | Open Subtitles | كل هذا الهروب والأختباء احياناً انسى اننا نفعل أي شيء خاطئ |
Senin veya benim doğamızda Yanlış bir şey olduğunu söylemiyorum ve erkekler, erkek olmayı bırakmak gerek demiyorum. | TED | ولا أقول بأن هناك أي شيء خطأ متأصل معكم أو معي، أيها الرجال، لا أقول بأن علينا التوقف لنكون رجالًا. |
Hepsini buldu ve hiçbiri hastanenin Yanlış bir şey yaptığını kabul etmedi. | Open Subtitles | لقد حاولت معهم كلهم، وكل واحدة منهم انكرت أي خطأ من المستشفى. |
Doğru. Eğer Yanlış bir şey yaparsanız, bilirim. | Open Subtitles | هذا صحيح , وإذا فعلتوا أي شئ خاطئ فسأعرف |
Biz Yanlış bir şey yapmadık. Sadece onu görmek istedik. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيئا خطأ فقط أردنا أن نراها. |
Neden her zaman beni suçluyorsun? Ben Yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | الجميع هنا يلومني طِوال الوقت، لن أفعل أيّ شيء خاطئ. |
Yani, Yanlış bir şey yaptığımda hep bunu hayal ederim. | Open Subtitles | أقصد هذه هي الصورة التي أتلقاها عندما أقوم بشيء خاطئ |
İki çocuk sahibi olarak ailemin Yanlış bir şey yaptığını hissederdim. | TED | شعرت وكأن عائلتنا فعلات شيئاً خطأ بحصولها على طفلين |
Ben Yanlış bir şey yapmadım ama yine de siz ve sizin türünüz ölmemi istiyorsunuz! | Open Subtitles | لم أفعل شيء خاطىء وبرغم ذلك أنت وبني جنسك تريدون موتي |
Yanlış bir şey yapmadığınızı biliyorum. Oturun. | Open Subtitles | أنا أعلم انك لم تفعل أي شيء خاطيء فقط أجلس |
Yani Yanlış bir şey yaptığımız yok ya. | Open Subtitles | .أقصد، ليس الأمر وكأننا قمنا بأي شيء خاطئ |
Yanlış bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيئ خاطئ إنها تستنفذ طاقة أكبر من حاجتها |
Hayatımda hiç gizlim-saklım yoktur. Asla Yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | إنحياتيكتابمفتوح، لم أقوم بعمل أي شئ خطأ |