Çok şey yapabiliriz. Bu sadece yapacağımız son şey olur. | Open Subtitles | يمكننا فعل الكثير و سيكون آخر ما نفعله على الإطلاق |
Randall Mitchell üzgün. yapacağımız veya söyleyeceğimiz hiçbirşey bunu değiştirmeyecek. | Open Subtitles | راندال ميتشيل رجل مكلوم لاشيئ نقوله او نفعله سيغير ذلك |
Bütün hafta sürdüğü ve arkadaşlarım için pahalı ve rahatsız edici olduğu müddetçe doğum günüm için ne yapacağımız umurumda değil arkadaşlar. | Open Subtitles | يا أصدقاء أنا لا أهتم بما سوف نفعله لعيد ميلادي بما أنه سوف يدوم طوال الأسبوع ويكون مكلف وغير مريح لجميع أصدقائي |
“Ortak standartlar grubu ve davranış kuralları üzerinde… …ne yapacağımız hakkında anlaştık. Mülkiyetimiz ya da kontrolümüz… | TED | فاتفقوا و قالوا: الذي سنقوم به اننا سنتفق على مجموعة من المعايير، ميثاق شرف |
Aslında, şimdi yapacağımız şey de bu olacak. | TED | و في الواقع، هذا تماما ما سنقوم به الآن. |
Köprü işimiz bu sırada yapacağımız işimiz olacak. Köprü işimiz, geleceği görmeye çalışırken yapacağımız iş olacak. | TED | شيء نقوم به في هذا الوقت؛ شيء نفعله أثناء محاوتنا لمعرفة الخطوة القادمة، |
Bu da bizim de işimize gelir, Bartlett'a rahat eder. Tek yapacağımız şeyde savaşmak olur, böylece. | Open Subtitles | كده تبقى مشاكلنا انتهت و مشاكل بارتليت انتهت كل ما علينا ان نفعله هو نخوض الحرب |
Tek yapacağımız, elimizden geldiğince bela çıkarmak. | Open Subtitles | كل ما يجب ان نفعله هو عمل مشاكل بقدر استطاعتنا |
Anlıyorum, ama bu caniye ne yapacağımız da aynı derecede önemli. | Open Subtitles | الناس يجب أن يعرفوا كل شيء أعرف ذلك , لكن ما يجب أن نفعله مع ذلك القاتل هو على نفس المستوى من الأهمية |
Şimdi tek yapacağımız beklemek. | Open Subtitles | حسناً، كل ما نستطيع أن نفعله الآن هو الإنتظار. |
Binlerce mikroskop yapacağımız bir aşamadayız. | TED | نحن في مرحلة من خلالها سنقوم بتصنيع آلآف من المجاهر. |
İkinci satırdan sonra üçüncüncü satırda nasıl sayım yapacağımız tarifleniyor. | TED | تحت السطر الثاني لدينا السطر الثالث والذي يصف تماما كيف سنقوم بعدّنا. |
Bir miktar ziyan, başta da belirttiğim gibi, kaçınılmaz olarak olacaktır, o zaman soru şu oluyor, onunla yapacağımız en iyi şey ne olur? | TED | بعض مخلفات الطعام، كما قلت في البداية، ستظهرحتماً، لذا فالسؤال هو، ما أفضل ما يمكننا فعله بها؟ |
yapacağımız şey şu eski macunu çıkarmak. Yoksa cam oturmaz. | Open Subtitles | ماسنفعله هو اننا سنزيل الزوائد وإلا فالزجاج لن يشغل المساحة |
Bütün yapacağımız "'"'"Yıldız Savaşları'"'"ndan kesip bu işe aktarmak." | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو التوقف عن تمويل حرب النجوم وعندها سيتوفر لدينا المال |
yapacağımız en kötü şey olur. | Open Subtitles | ذلك سَيَكُونُ أسوأ شيءِ الذي نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ. |
Şimdi yapacağımız şey, çok basit bir elektrikli motor. | TED | ما نقوم به هو صناعة محرك في غاية البساطة. |
Gelecek aylarda beraber yapacağımız bu proje, Tarih kitaplarına geçecek Michael. | Open Subtitles | ما سنفعلة فى الأشهر القادمة سيغير التاريخ يا مايكل |
Yani yapacağımız şey, bu gazeteci ve araştırmacılar sayesinde onları ikna etmeye çalışacağız. | Open Subtitles | ما سنفعله هو بمساعدة الصحافيون ونتمنى بوجودهم هنا ان نقنعهم بالابتعاد عن القرية |
Şimdi yapacağımız şey ise değişik şekil ve boyutlardaki davullara bakmak. | Open Subtitles | لذا مانفعله هو أننا سنبحث عن أشكال وأحجام مختلفة من الطبول |
Peki... artık olayı açıklığa kavuşturduğumuza göre, ...işte yapacağımız şey: | Open Subtitles | الان بما أننا اوضحنا لك الأمر , اليك ما سنفعله |
Yani yapacağımız şey, aslında bu toplantıları kendimiz düzenlemek. | TED | يجب القيام بشيء آخر سوف نقوم باعداد هذه اللقاءات وحدنا .. |
Sanırım yapacağımız ilk iş şirketin ismini ne yapacağımıza karar vermek. | Open Subtitles | ،يبدو لي ،بأن أول عمل لنا هو مالذي سنفعلهُ بشأنِ اسم الشركة؟ |
yapacağımız en iyi şey ise birbirimize yardım ederek onu çıkarmak olur. | Open Subtitles | إن أفضل ما يمكننا القيام به هو مساعدة بعضنا البعض في اخراجه |
Pekâlâ millet yapacağımız çok fazla iş var ama zamanımız yok. | Open Subtitles | حسناً , يا رفاق , لدينا الكثير لنفعله وليس الكثير من الوقت |