Gerçek şu ki, söylemediğim veya yapmadığım şeyler de aynı kaderle karşılaştı. | TED | في الواقع، كل شيء لم أقله أو أفعله أيضاً لاقى نفس المصير. |
Onunla yaşamak istedim, bu uzun zamandır hiç yapmadığım bir şeydi. | Open Subtitles | أردت أن أعيش معها، وهذا شئ لم أفعله منذ مدة طويلة |
Ne yaptığım yada yapmadığım benimle borsacım arasında hepsi bu kadar. | Open Subtitles | مالذي فعلته ولم أفعله هو بيني وبين خالقي وهذا نهاية النقاش. |
En son Sun gazetesinde haberim çıktığında yapmadığım şeylerle suçlamıştınız. | Open Subtitles | آخر مرّة كتبت عنّي صحيفتكم نسبتُم إليّ أشياء لم أفعلها |
Yaptığım pek çok şeyi hiç görmedin. Bu, yapmadığım anlamına gelmez. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء التى لم ترانى أفعلها من قبل ، هذا لا يعنى أننى لا افعلها |
Fakat benim yapmadığım bir olayda tıpkı ben yapmışım gibi adım geçti. | Open Subtitles | ولكن انا أعتقد أنه شيء كريه لأستلام أطراء لعمل لم أقم بة |
Ve günün sonunda hastaneyi terketmek için hazırlandım arabamı alarak eve gitmek için otoparka yürüdüm bu benim genelde yapmadığım bir şeydi. | TED | في نهاية الدوام, استعديت لمغادرة المستشفى وذهبت الى موقف السيارات لاخذ سيارتي والذهاب الى المنزل عندما قمت بفعل شيء لا افعله عادةً. |
"Çarşamba günü yapmadığım bir resim yüzünden başım derde girdi. | Open Subtitles | يوم الأربعاء حدثت لي متاعب بسبب رسم لم اقم به |
Sana yıllardır yapmadığım, bir şey yapacağım. Kocama bundan nefret ettiğimi söylemiştim. | Open Subtitles | سأقوم بفعل شئ لم أفعله منذ سنوات وأخبرتي زوجي أنني لا أحبه |
yapmadığım bir şey yüzünden bir günümü daha hapishanede geçiremem. | Open Subtitles | لا يمكنني قضاء يوم آخر في السجن لأمر لم أفعله |
Ben de, en az onun kadar suçluyum yaptığım şeyler değil ama, yapmadığım şeyler yüzünden. | Open Subtitles | ، ليس لأجل شئ فعلته لكن لأجل ما لم أفعله |
Böyle konuşmaya devam edersen yapmadığım bir şey için hapse gireceğim. | Open Subtitles | تتحدثثين الى بهذه الطريقه وكأنى سأدخل السجن لشيىء لم أفعله |
Gerçi daha önce hiç yapmadığım bir şey aklıma gelmiyor ama. | Open Subtitles | بالطبع ، أنا لا أستطيع التفكير في أي شيء أنا لم أفعله. |
Gerçi daha önce hiç yapmadığım bir şey aklıma gelmiyor ama. | Open Subtitles | بالطبع ، أنا لا أستطيع التفكير في أي شيء أنا لم أفعله |
Henüz yapmadığım şeyler hakkında geçmiş zaman kipiyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | تتكلم عن أمور لم أفعلها بعد بصيغة الماضي |
Ama yapmadığım bir soygun yüzünden, tam 5 yıl yattım. | Open Subtitles | ولكن امضيت خمس سنوات لعملية سطو لم أفعلها |
Benim de yapmadığım çok şey var. | Open Subtitles | إذا كان هذا يساعد، فهناك الكثير من المواد أنا لم أفعلها أيضا |
Hayatım boyunca yapmadığım o kadar çok şey var ki, karnavala gitmek, ya da balonla yükselmek. | Open Subtitles | ذلك غريب, هناك أمور عديدة لم أقم بفعلها في حياتي مثل الذهاب للملاهي أو الذهاب في رحلة بالمنطاد |
Ben ömrümde yapmadığım bir şeyi söylerim eğer yapan varsa, içkisini içer. | Open Subtitles | شيئاً لم أقم بها أبداً واياً كان مايفعله , يأخذ شراباً |
Şimdi Annapolis'te olduğumuz zamandan beri yapmadığım bir şeyi yapacağım. | Open Subtitles | انا بصدد فعل شئ لم افعله على الاقل منذ ايام انابوليس |
Mükemmel biri değilim ama yapmadığım bir şey için suçlanmak istemiyorum! | Open Subtitles | انا لست كاملة لكن لا اريد ان اتهم بشيء لم اقم به |
Ben suçsuz bir adamım! Ben yapmadığım bir şey için 15 yıI hapis yattım! | Open Subtitles | لقد قضيت 15 عاما في السجن لجريمة لم أرتكبها |
Valla, ben de yapmadığım bir eşek şakası yüzünden suçlandığım için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لأنه تم لومي على مقلب لم أرتكبه |
Dedin ki..ee... seks yapmadığım birinden asla... tavsiye almamamı söyledin, değil mi? | Open Subtitles | أني لا يجب أبداً أن أقبل نصيحة من شخص لم أمارس الجنس معه، صحيح؟ |
Lazanyaya birşey yapmadım, tıpkı mutfak kapısınan önünde duran spor ayakkabına yapmadığım gibi. | Open Subtitles | مـا كنت لأفعـل أيّ شيء للزانيـا تمـامـا كمـا لم أفعل أيّ شيء لحذائك الجديد الموضوع أمـام بـاب المطبـخ |