| Kötü hafızana birşey yapman gerekiyor, ahbap. | Open Subtitles | عليك أن تفعل شيئا ًحيال تلك الذكريات المعيبة التي بداخلك يا صديقي |
| Benim için her şeyi yaptın, ama bir şey daha yapman gerekiyor. | Open Subtitles | ،عملت كل شيء في سبيلي لكن عليك القيام بشيء إضافي |
| Bu günlerde birinin hızla yok edilmesini istiyorsan, ...sanırım bunu kendin yapman gerekiyor. | Open Subtitles | اذا كنت تريد شخصاً يدمر بعنف هذه الأيام, أعتقد انك يجب أن تفعل هذا بنفسك |
| Fark eden tek şey, benim için bir şey yapman gerekiyor. | Open Subtitles | ما يهمّ هو أنّني أريدك أن تقوم بأمر لأجلي |
| Neden tek başına yapman gerekiyor? Neden başkalarını yardıma çağırmıyorsun? | Open Subtitles | لم عليك ان تفعل هذا ،لم لا تطلب من أحد اصدقائك |
| Annenin böyle yaşayabilmesi için ne yapman gerekiyor? | Open Subtitles | قلت لك أن عليك فعل شئ ما لجعل هذا يتحقق ، صحيح ؟ |
| Bununla ilgili birşey yapman gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل من المفترض أن تفعل شئ حيال هذا ؟ |
| Bunu sana yaptığım için üzgünüm ama incelemeyi tek başına yapman gerekiyor. | Open Subtitles | آسف لفعل هذا بك لكن سيجب عليك أن تفعل هذا بمفردك |
| Papa Hazretleri için çok önemli bir şey yapman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك أن تفعل شيئًا مهمًّا جدا لفضيلة البابا |
| Diyelim ki bir şey yapman gerekiyor. | Open Subtitles | أفترض بأنه كان عليك أن تفعل شيئا |
| İşinden istifa edip Tabii Kaynakları Koruma Komisyonu'nda çalışmak istiyorsan bunu hemen yapman gerekiyor. | Open Subtitles | لو ترغب بالإستقالة من وظيفتك، وتعمل الآن في جمعية الإنقاذ القومي إذن عليك القيام بهذا الآن |
| - Onun için iyi olanı yapman gerekiyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ عليك القيام بالأمر الصائب معها |
| Sırtın konusunda gerçekten de bir şeyler yapman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تفعل شيئاً حقاً حول ظهرك. |
| Ama bir şeyler yapman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تفعل شيء |
| Bunu yapman gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تقوم بهذا و حسب, اتفقنا؟ |
| Hepsi senin yüzünden bir şeyler yapman gerekiyor. | Open Subtitles | كل هذا حصل بسببك عليك ان تفعل شيئا |
| Ben iyiyim, ama istedikleri şeyi yapman gerekiyor. | Open Subtitles | أنا بخير ولكن عليك فعل ما يطلبونه منك... |
| Tüm bunlarla ne yapman gerekiyor? | Open Subtitles | - ماذا من المفترض أن تفعل ما كل ذلك . |
| Devlet destekli hiçbir sanata inanmıyorum. Bunu bir başına yapman gerekiyor bence. | Open Subtitles | أنا لا أؤمن بتدعيم الفن، أظن عليك فعلها بنفسك |
| İşini yapman gerekiyor, anlıyorum. | Open Subtitles | أُقدّر لكِ ذلك، يجب عليكِ القيام بعملك أتفهّم ذلك، سنرى كيف ستجري الأمور |
| Bu işleri hesapta senin de yapman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تقوم بمثل هذه الأمور أيضاً |
| Yaşam alanı düzenlemesi yapman gerekiyor. | Open Subtitles | تحتاج إلى إجراء تعديل في الحيز الحياتي |
| Benim için bir şey yapman gerekiyor. | Open Subtitles | أريدك ان تفعلي شيئاً من أجلي |
| Kendini toplamak için neye ihtiyacın olduğunu bilmiyorum, ...ama o her neyse şimdi yapman gerekiyor. | Open Subtitles | لذا لا أعلم ماذا تحتاج لتجمع شتاتك الآن لكن أيا كان ، أحتاج منك أن تفعل ذلك الآن |
| Araştırma ekiplerinle bilgi alışverişinde bulunacağın zaman bunu güvenli bir kanaldan yapman gerekiyor. | Open Subtitles | في كل مرّةٍ تبادل البيانات مع أحد مسَّاحيكَ ينبغي عليكَ أن تفعل هذه على قناةٍ مؤمّنة في المُجمّعِ |
| Ve başka ne yapman gerekiyor biliyor musun? | Open Subtitles | وتعلم مالذي يجب عليك فعله ايضا ؟ |