zarfın üzerinde posta damgası ya da gönderen adresi yok. | Open Subtitles | لا يوجد ختم بريد أو عنوان عودة على هذا الظرف. |
Olmaz mı! İşi zarfın üstüne Lenin adını yazmayacak kadar ileri götürmüş. | Open Subtitles | له علاقة، لا يريد أن يكتب إسم لينين على الظرف لهذه الدرجة هو متطرف |
Eminim ki zarfın üzerindeki adres ile tam olarak uyuşacaktır. | Open Subtitles | و أنا متأكد أنها تتطابق مع حروف العنوان التي كتبتها على الظرف |
Sana bir sahil evi satın aldım. Tapusu bu zarfın içinde. | Open Subtitles | إشتريت لكِ بيتاً على الشاطيء أوراق الملكية موجودة بداخل ذلك المظروف |
O zarfın içinde dünkü paketi emanetten almana yarayacak fiş var. | Open Subtitles | بداخل المظروف, ايصال لمكتب الطرود للحزمة التى استلمناها بالأمس, |
Muhtemelen ikinci çekmecede kitabın altında bir zarfın içinde oldukları ve sen onları masanın üstüne koyduğun içindir. | Open Subtitles | ربّما لأنهما كانا في الدرج الثاني في ظرف صغير، وفوقهما كتاب وأنت وضعتهما على المكتب |
Ayrıca zarfın içinde para vardı. | TED | و داخل المغلف كان هناك مال أيضًا و قد تحكمنا في قدر المال الذي أعطيناهم |
Tüm varlığım zarfın üzerindeki isim ve hiç gitmediğim bir adres. | Open Subtitles | كل ما لدي هو اسم على مظروف وعنوان لن أستطيع الذهاب إليه أبدا |
zarfın içinde başka resimler de var ve çeneni tutmazsan o zarf postalanacak. | Open Subtitles | فى ذلك المظروف المزيد من الصور لو لم تغلقى فمك هذا الظرف سيجد نفسه فى صندوق بريد اتفهمين |
Bu zarfın içinde yeniden başka bir yerde yaşamaya başlamak için düşündüğünden fazlasını sağlayacak bir çek var. | Open Subtitles | يوجد شيك في هذا الظرف فيه مال أكثر بكثير مما تحتاجين لكي تنتقلي إلى أي مكان آخر |
8.tur. zarfın içinde 5 sayı var. - Yardım etmeme izin ver | Open Subtitles | الجولة الثامنة، هناك خمس أرقام في داخل الظرف - دعني أساعدك - |
Elinizi bu şekilde zarfın üstünde tutun. | Open Subtitles | . سنتقدم خطوة لهنا . فقط ضعي يدكِ فوق الظرف هكذا |
Gelecek karşılaşmamızda bu zarfın dolacağını umuyorum. | Open Subtitles | أتوقع أن يتم ملئ هذا الظرف في المرة المقبلة التي سنتقابل بها |
Orada ihtiyacın olabilecek tüm evraklar; kimlik, pasaport her şey bu zarfın içerisinde. | Open Subtitles | كل المستندات التي يمكن أن تحتاجها . عند وصولك موجودة داخل هذا الظرف . هوية ، وجواز سفر ، وكل شيء |
Birisi o kitabı alırsa zarfın izini kaybederiz. | Open Subtitles | أي أحد يلتقط ذلك ذلك الكتاب سيضيع علينا الظرف |
Bu zarfın içinde ne yazıyorsa, sağa mı, sola mı gideceğimi belirleyecek. | Open Subtitles | أعني, مهما يكن في هذا الظرف في أنه سيحدد مسيرة حياتي |
- zarfın gizli emirler içerdiğini demek istiyorum | Open Subtitles | المظروف يحتوى على اوامر سريه انا اقترح ان نستغل |
Size gümüş Dolar'ı verdiğimde bu zarfın içindekini de beraberinde size vermeyi unuttum. | Open Subtitles | عندما أعطيتك الدولار الفضي نسيت ان يتضمن محتويات المظروف |
Bu zarfa koyup zarfın ağzını yapıştır. | Open Subtitles | وإغلاق المظروف بإحكام وسأقوم بتسليمه بنفسي للمدعي العام |
İlişkimizi bir zarfın içinde yazanlarla mahvedip bir kenara atmış gibi. | Open Subtitles | ينقلب خارج علاقتنا إنتهت الى محتويات ظرف |
Anahtarları zarfa koy ve zarfın üstüne kardeşinin adını yaz. | Open Subtitles | ضع المفاتيح في المغلف واكتب اسم اخيك عليه |
zarfın yapışkan kısmı üzerindeki DNA, Adrik'in ailesinden birine ait çıktı. | Open Subtitles | الحمض النووي من ختم كان في مظروف مباراة العائلية إلى Adrik |
Söylemeni istediğim şey şu... zarfın hala sende olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | مايكل، أنا يمكنني أن أرى بأنّك ما زلت تحتفظ بالظرف |