Bu sadece besin zinciri. | TED | وانها مجرد حلقة من حلقات السلسلة الغذائية |
Bu yüzden biz de bilgisayarlarımızı kullanacağız o karmaşık zinciri çözmek için. | TED | فسنصبح في ضرورة لإستخدام اجهزة الكمبيوتر محاولين فك تشابك السلسلة. |
"Daha fazla plağımız olsaydı, zinciri ben de alabilirdim." | Open Subtitles | إن كان لدينا المزيد من الأسطوانات لأبتعت السلسلة أيضاً |
Füzelerin fırlatıldığına dair söylentiler var. Komuta kontrol zinciri tümüyle k optu. | Open Subtitles | اشاعات حول تسلسل الانطلاق القيادة والسيطرة قد تعطّلت |
- Buna tanrının dudaklarından sizin kulaklarınıza kadar olan bir komuta zinciri diyelim. | Open Subtitles | من فم الله على أذنيك ، هذا هو التسلسل القيادي. |
Küresel tedarik zinciri durumu hakkında... ...karamsarlığa düşmeniz için gelmedim. | TED | لكنني لم ات هنا لأحبطكم حول حالة سلسلة التوريد العالمية |
Bundan ötürü zinciri kırmak için fiziksel gücünden başka şeyi kullanamazsın. | Open Subtitles | هذا يعني أنّكَ ستستخدم قوّتك الجسمانيّة وحدها لمحاولة كسر هذه السلاسل. |
Şu zinciri hep unutuyorum. Kocandan haber var mı? | Open Subtitles | إننى دائما أنسى تلك السلسلة أهُناك أخبار عن اجازة زوجك ؟ |
Bu, olay zinciri kesinlikle ilginç ve sıradışı. | Open Subtitles | آه ، هذه السلسلة من الأحداث بالتأكيد سيكون لها إهتمام إستثنائي |
- Ve güvenliğin için bu zinciri etrafına dola ki elektrik kutusu seni çarpmasın. | Open Subtitles | وإذا كنت تريد أن تصبح آمناً أربط هذه السلسلة حول خصرك وعلقه على خط الكهرباء في حال زلقت |
Biri zinciri kırmalı. Yoksa bu sonsuza kadar sürecek. | Open Subtitles | على احد ان يكسر السلسلة او انهآ ستستمر للابد. |
...boynundaki altın zinciri koparttın pazarlığın sonuna kadar kanıt olarak tutacaktın. | Open Subtitles | نزعت السلسلة الذهبية من رقبته كدليل أنك إلتزمت بجانب الإتفاق |
Junioru öldürenin Henrynin zinciri olduğunu gösterirsek, onu yakalarız. | Open Subtitles | لذلك نحن سنطابق السلسلة التي استخدمت لقتل جونيور مع سلسلة دراجة هنري |
Düzgün bir emir komuta zinciri kurmak istemenizi anlıyorum, ama Doktor Weir'ı denklemden çıkarırsanız tek yaptığınız güvenini ve saygısını kazandığı insanları kendinizden soğutmak olur. | Open Subtitles | أنت تحتاج لتوضيح تسلسل القيادة هنا لكنك إذا أخرجت د. وير من القيادة فسوف تنفر الأشخاص الذين إكتسبت ثقتهم |
Lanet bir maaşım ve ailem var. Senin gibi kovboyun teki değilim. Bir emir komuta zinciri var! | Open Subtitles | أنا أعيل عائلة أنا لست راعي بقر مثلك هذا تسلسل القيادة أنا في النظام |
Emir komuta zinciri. Vekilden aldığım sadece buydu bugün. | Open Subtitles | التسلسل الإداري أيها المحقق هذا ما حصلت عليه من المدير اليوم |
Bunun anlamı, sahiplik ilişkileri zinciri yoluyla yatırdığı her avroya karşılık 26 avroluk bir pazar değeri etki kabiliyeti elde etti | TED | ذلك يعني، أنه مع كل يورو قام باستثماره، كان قادراً على نقل 26 يورو من قيمة السوق عبر سلسلة علاقات الملكية. |
Galiba zinciri döndüren de bu büyük... | Open Subtitles | و أظنّ أنّ تحرّك السلاسل تعاقباً، ناتجعنهذهالـ .. |
Yakında McDonald's zinciri gibi olacak. | Open Subtitles | وسرعان ما تصبح سلسة مثل محلات ماكدونالدز |
Kuzey ekvatorda, en yakın kıta olan Kuzey Amerika'ya 4000 km uzaklıkta dünyanın en izole adalar zinciri Hawaii adaları uzanır | Open Subtitles | شمال خط الاستواء علي بعد4,000 كم من أقرب يابسة في شمال أمريكا تقع أكثر سلاسل الجزر انعزالاً في العالم ــ هاواي |
Sen ve bu sürüngen, hayırsever zinciri bir tür Hemşire Teresa vakfı gibi misiniz? | Open Subtitles | أنت و ذلك الوضيع موجودين في هذه السلسة لصنع الخير... أهو شئ مثل رقصات الأم تريزا ؟ ... |
Ruhun gücüyle doluyuz, onu aşağı gönder. zinciri serbest bırak. | Open Subtitles | نحن ممتلئون بقوة روحية تهبط بنا الى القاع , أكسر القيد |
Bu normal insanın DNA zinciri. | Open Subtitles | هذا هو الوضع الطبيعي لسلسلة الحمض النووي البشري |
Kertenkele derisi ve platin zinciri olmasına rağmen bunun bir cüzdana ait olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | رغم جلد السحلية وسلسلة البلاتين لا أظن هذا مقبض حقيبة |
- Sanırım bu Julio. - Onun altın zinciri. | Open Subtitles | .أنا أظن بأن هذا خوليوو هذه بكل تأكيد سلسلته الذهبية |
Nüfuslu, dogal kaynaklardan yoksun adalar zinciri olan ülke, hizla gelismekteydi. | Open Subtitles | اليابان سلسله الجزر المكتظه بالسكان والتى تفتقر للموارد الطبيعيه تتطور بسرعه |
Kızın yarısı muhtemelen besin zinciri yolunu yarılamıştır. | Open Subtitles | و لعل نصف جسدها صار جزءاً من السلسله الغذائيه |
Dostum, o zinciri büyükannem vermişti bana. | Open Subtitles | جدتي أعطتني تلك السلسه , يا رجل |