"zorluk" - Traduction Turc en Arabe

    • الصعوبة
        
    • التحدي
        
    • التحديات
        
    • صعوبات
        
    • صعباً
        
    • تحدي
        
    • يصعب
        
    • الصعبة
        
    • بوقت عصيب
        
    • مشكلة في
        
    • متاعب
        
    • صعوبة
        
    • الصّعوبة
        
    • الصعوبات
        
    • والتحدي
        
    Bu yüzden çocuklar bu konuda zorluk çekmiyorlar. Bunu kendi oğlumda da gördüm. Ona bir kitap vermiştim. TED لذلك الاطفال لا يجدون نفس الصعوبة مع هذا، و قد شاهدت ذلك في ابني، اعطيته هذا الكتاب.
    En büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. TED وكان التحدي الرئيسي، هو أنني لم أكن أعرف الكثير حول علوم البيئة مثل إدارة في جودة الهواء أو كيمياء الطقس.
    Bunun nedeni pekçok farklı zorluk aslında. TED وفي الحقيقة، يرجع هذا للعديد من التحديات المختلفة.
    Kızını tanımakta zorluk çekersen... ..Glen Cove İstasyonu'ndaki en şık kadın ben olacağım. Open Subtitles لو حصلت صعوبات في التعرف على ابنتك سأكون أكثر النساء أناقة في محطة قلين كوف
    Diğerleri ise yeni konaklara yayılmakta zorluk yaşayabilir. TED آخرين قد يأخذون وقتاً صعباً في الانتقال إلى عوائل جديدة.
    Aslında karşılaştığım en büyük zorluk o gün birini ezmeden yük rampasına çıkmaktı. TED في الحقيقة، أكبر تحدي ذاك اليوم كان عدم انزلاقي من على حامل الأغراض.
    Beni tanımakta zorluk çeken insanların olduğu bir partiye gittim ve bana bunca zaman nerede olduğumu sordular, ama ben onlara neler gördüğümü açıklayamadım. TED ذهبت إلى حفلة حيث الذين أعرف يصعب عليهم معرفتي ويسألون أين كنت، لكن لا يمكن أن أشرح لهم ما رأيت.
    En azından, ilk bakışta, mahkemeye getirilme konusunda zorluk yaşanmayacak mükemmel bir dava gibi görünüyordu. Open Subtitles حين مواجهتها، على الاقل بدت تقريبا قضية متكاملة تحتمل بعض الصعوبة في مسألة المقاضاة الناجحة
    Sen bana söylemedin mi kendini affetmekte ne kadar zorluk çektiğini? Open Subtitles والأن ألم تخبريني أنك تواجهين بعض الصعوبة
    Sen bana söylemedin mi kendini affetmekte ne kadar zorluk çektiğini? Open Subtitles والأن ألم تخبريني أنك تواجهين بعض الصعوبة
    Yaşadığımız asıl zorluk, gerçekte bu teleskoptan resim çekerken oldu. TED وأصبح التحدي الكبير هو أخذ الصور عن طريق هذا التلسكوب.
    İkinci büyük zorluk da beyin dalgalarını ölçmek için kullanılan alet. TED اما التحدي الثاني فهو الجهاز الذي سوف يراقب تلك الموجات الدماغية
    O günlerde yaşadığın en büyük zorluk, evliliğini ayakta tutmaktı. Open Subtitles في تلك الأيام، كان التحدي الأعظم هو الحفاظ على زواجكم
    Bu nedenle sahip olduğumuz bir zorluk, aşırı paylaşımın dürüstlük olmadığını hatırlamak. TED لذا لدينا أحد التحديات وهو أن نتذكر، تدفق المعلومات، إن ذلك ليس بصدق.
    Bugün size bahsetmek istediğim pek çok zorluk var. TED يوجد العديد من التحديات التي يمكنني اليوم التحدث فيها إليكم.
    Bu nedenle Araplarla herhangi bir zorluk yaşamadık. Open Subtitles و لذلك لم تجابهنا أى صعوبات مـع سكـان الـبـلاد مـن الـعـرب
    Bunlar iyi bir maliyet etkinlik oranı sunmaktadır fakat dizaynlarını ele aldığımızda gerçekten de esnek değillerdir ve bu estetik zorluk yaratmaktadır. TED إنها توفر كفاءة مرتفعةً جداً، لكنها لا تتمتع بالمرونة في تصميمها، مما يجعل الجماليات تحدياً صعباً.
    Kişiselleştirmeyi mümkün kılmak tüketiciyle muhatap olan firmaların karşılaştığı bir zorluk. TED إن إتاحة التفرد على نطاق واسع هو تحدي تواجهه معظم الشركات التي تتعامل مع العملاء مباشرةً.
    Bazıları randevulara geç geliyor, bazısı İngilizce bilmiyor ve bazıları ise talimatları uygulamakta zorluk yaşıyor. TED بعضهم يتأخر عن المواعيد، والبعض لا يتحدث الإنكليزية، والبعض يصعب عليه اتباع التعليمات.
    Arkadaşın zorluk ç ıkarmayı seviyor. Open Subtitles صديق يحب أن تفعل الأشياء بالطريقة الصعبة.
    Ben de inanmakta zorluk çekiyorum ama ne gördüğümü biliyorum. Open Subtitles أمر بوقت عصيب ، لكي أصدق هذا انا أيضاً لكني أعرف ما رأيته
    İyi bir referans mektubu yazacağım. İş bulmakta zorluk çekmezsin. Open Subtitles سأكتب توصية من أجلك لن تواجهي مشكلة في ايجاد وظيفة
    Bilmiyorum Kumandan. Bu enkaz alanında takip etmekte zorluk çekiyorum. Open Subtitles لا اعلم سيدي أعاني من متاعب في تعقبه بهذا المسار
    Kafa karışıklığı, kısa süreli hafıza kaybı soruları cevaplamakta zorluk. Open Subtitles الارتباك ،فقدان الذاكرة على المدى القصير، صعوبة الإجابة على الأسئلة.
    En büyük zorluk, iki tarafını da basmak sorunda olmaktı. Open Subtitles لكنّ الصّعوبة تكمن في أنّك يجب أن تطبعها على كلتا الجانبين
    Ve bu yüzden konuşma dilinde zorluk yaşıyorlar. TED وبسبب ذلك فهم يواجهون العديد من الصعوبات مع اللغات.
    Üçüncü zorluk ise damar yapıları, bu organları bir defa rejenere ettikten sonra onlara kan akımının ulaşmasını sağlayan yapılar. TED والتحدي الثالث هي الأوعية الدموية، أي إمداد العضو أو النسيج بالدم ليصبح في إمكانه الاستمرار بعدما نقوم بتجديده.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus