Bana kızdığını biliyorum ama Bilirsin "O gittiğinde güneş bile solar." Tamam mı? | Open Subtitles | أعلم بأنك غاضب مني ولكن أتعلم لاوجود لشروق الشمس عندما ذهبت حسنا ؟ |
Dinle, sana gerçekten şu 1500 konusunda yardım etmek isterdim ama, Bilirsin işte, şu anda durumum pek iyi değil. | Open Subtitles | اسمع , أنا حقا أود مساعدتك فى موضع الـ 1500 دولار ولكن أتعلم انك اتصلت بى فى وقت سيئ الآن |
Aslında, bu sabah bazı araştırmalar yaptım,biraz nabız yokladım. Sırf meraktan işte. | Open Subtitles | انا اقوم ببعض التحقيقات , أتعلم اضع المشاعر بعيداْ و أستغل الفضول |
Bak, mesele şu usullerin senin düşündüğün kadar düzgün değil. | Open Subtitles | أتعلم أن أدائك ليس بالشيء الخالي من العيوب كما تظن؟ |
Takip eden kişilerin,Aslında takip ettikleri kişilerle.... ...bir ilişki yaşadıklarını sandıklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلم أن معظم المتربصين يعتقدون حقاً بأنهم على علاقة مع الشخص الذي يتربصونه؟ |
Ayrımcılığın ne olduğunu gün geçtikçe daha fazla öğreniyordum ve aynı derecede önemli olan, kendi avukatım olmam gerektiğini öğreniyordum. | TED | كنت أتعلم أكثر وأكثر عن معنى التمييز، وبنفس المقدار من الأهمية، كنت أتعلم أنني بحاجة إلى أن أكون مُدافعي الخاص. |
Şey, Bilirsin, şu an en önemli şeyin sağlığınız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أتعلم ، أعتقد أن الشيء الأهم الآن هو صحتكم |
Bilirsin, senin nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyorum gerçekten böyle misin, ya da yalnızca diğerlerine öyleymiş gibi mi gözükmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | أتعلم ؟ ، أنا أحاول أن أكتشف إذا كانت هذه هي شخصيتك الحقيقية، أو فقط التي تريد أن يراك بها الآخرون. |
Hayır, bu yıl biraz zor geçti, biraz şey olduktan sonra, Bilirsin hayatında özel biri yokken, değil mi? | Open Subtitles | لا ، لأنّها مرّت بسنين عصيبة ، حتى آل إلىحياتهاشيءًبسيطاً،أتعلم .. أيّ شيء مُميز بحياتها ، صحيح؟ أعني، أتعلم.. |
İş görüşmesinde, asker cenazesinde falan da olur ya da ne düşünüyorum, hey, Bilirsin bir gün şehir meclisine üye olmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | أو ربما مقابلة عمل أو مأتم عسكري أو كنتُ أفكر أتعلم إن أردت أن تصبح نائباً في مجلس البلدية في يوم ما |
Ama Bilirsin, gerçek silahlar ortaya çıktığında, ...düşünmeye zamanın olmayack. | Open Subtitles | لكن أتعلم عندما تظهر الاسلحة الحقيقية لا يوجد وقت للتفكير |
Aslında bu kutuyu nasıl patlattığına dair bir teorim vardı. | Open Subtitles | أتعلم أني عرفت كل النظرية عن ترتيبك لهذا الصندوق ؟ |
Tamam. Burada olmak güzel bir his Aslında, biliyor musun? | Open Subtitles | حسنا ، الخروج إلى هنا له شعور جيد أتعلم ؟ |
- Siz soytarıların ne işi var burada? Yeni çocuk, ona Bak! | Open Subtitles | ـ حسنا ً ـ أتعلم ما الذى تفعله , يا بنى ؟ |
Bak, metalde gerekli incelemeleri yaptım ve sıradışı bir kalıntıya rastlamadım. | Open Subtitles | أتعلم, أختبرتذلكَالمعدن، و لا يوجد آثار لبقايا غير إعتيادية على سطحهِ. |
Mr. T'nin hep bir Broadway dansçısı olmak istediğini biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلم أن سيد تي لطالما أراد أن يكون راقصاً في برودواي؟ |
Tamam, Ray. ne zaman kendimi iyi hissettirecek bir şey yapmaya kalksam... | Open Subtitles | حسنا راي أتعلم لقد حاولت فعل شيئا يجعلني أشعر بتحسن حول نفسي |
Biliyor musun? Psikolojide bu koltuktan kurtulmanın bir yöntemi var. | Open Subtitles | أتعلم يافرايزر، هناك قاعدة نفسية سليمة للتخلص من هذا الكرسي |
Onu o halde gören sadece oydu. Söylediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | لقد كان الوحيد الموجود ليرى ذلك أتعلم ماذا أقول ؟ |
Hatta öylesine çok seviyorum ki iki yılda bir yeni bir dil öğreniyorum, şu anda da sekizinci dili öğreniyorum. | TED | في الواقع، إنني أعشق تعلم اللغات حتى أنني أحب تعلم لغة جديدة كل عامين، في الوقت الحالي أتعلم لغتي الثامنة. |
Baksana,belki senin eski odana çeki düzen veririz... bodrumu yeniden düzenlemeye karar verene kadar. | Open Subtitles | أتعلم ، ربما يمكننا ترتيب غرفتك القديمة طالما انني قررت إعادة بناء القبو |
Mezarlığın ismini biliyorum ama kim bilir kaç tane mezar vardır orada? | Open Subtitles | أعلم اسم المقبرة ولكنك أتعلم كم قبر في هذه المقبرة؟ |
Hastalık bu kadar yakınımdayken, daha fazla şey öğrenmem gerektiğini biliyordum, | TED | عندما أصيب شخص قريب بالمرض، عرفت أنني أحتاج أن أتعلم أكثر، |
Bakın be diyeceğim, mahkeme salonuyla başlayalım. bir taşla iki kuş. | Open Subtitles | أتعلم ماذا، دعنا نبقى مع قاعة المحكمة السابعة، طائران بحجر واحد |
Sorun değil. Burada neler olup bittiğini gerçekten öğrenmek isterim. | Open Subtitles | لا بأس بهذا، أريد حقاً بأن أتعلم بما يجري هنا |
Bu tür yemekler beni kendi yemeğimi pişirmeyi öğrenmeye itti. | TED | هذا النوع من الطبخ هو ما جعلني أتعلم الطبخ بنفسي. |