| Durumu evdekilere bildirmek için bir güne daha ihtiyacım var. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو يوم آخر لتسوية الأمور في المنزل |
| Ya da belki teknoloji şu an tam ihtiyacım olan kişiyi bulmamı sağlayabilir. | TED | ماذا لو تدخلت مجموعة من التقنيات لمساعدتي في الوصول للشخص الذي أحتاجه الآن؟ |
| - Kalbini söküp çıkaracağım! - Üzgünüm ahbap o bana lazım. | Open Subtitles | ـ سأنتزع قلبك من مكانه ـ آسف، يا صديقي فأنا أحتاجه |
| Hayır. Aslında tek bilmek istediğim ne zaman toplandıkları. | Open Subtitles | لا فى الحقيقه كل ما أحتاجه هو معرفت متى يعقد أجتماعاته |
| Tek ihtiyacım olan ilk dükkanı açmak için gereken 10.000$. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو عشرة آلاف دولار لافتتاح أول متجر. |
| Eğer güzellik, ait olma, atalarımız ve köklerimiz ile ilgili konuştuklarımla ilgili kısaca kafa yorabilirseniz, hepinizin benim için ayağa kalkmasını istiyorum, lütfen. | TED | لذلك إذا تمعنتم قليلاً بما كنا نناقش حول الجمال وحول الانتماء وحول أجدادنا وجذورنا كذلك كل ما أحتاجه الآن ان تقفوا لي أرجوكم. |
| Bu işin olmasına ihtiyacım var çünkü. İstediğimden değil, ihtiyacım olduğundan. | Open Subtitles | لأنني أحتاج إلى إتمام هذه الصفقة لا أريد هذا، بل أحتاجه |
| Sadece gerekli merciye iletmek için kısa bir ifadeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو بيان قصير مكتوب حتىيمكنإحالتهللسلطةالمختصة. |
| "O çocuğu istiyorum. "Ona ihtiyacım var. | Open Subtitles | حتى قابلت أباكم و لقد قال اننى أريد هذا الطفل ، اننى أحتاجه |
| İhtiyacım olan son şey, Televizyona gösterişçi olarak bakacak biridir. | Open Subtitles | أخر ما أحتاجه هنا هو سافل متعالٍ يتكبر على التلفزيون |
| İhtiyacım olan şey aynı gen çifti ve bunu sadece oğlumdan alabilirim. | Open Subtitles | ما أحتاجه هو جين مماثل ولا يمكنني الحصول عليه سوى من أبني |
| Artık Paskalya için yalnızca bir kastor şapka lazım. | Open Subtitles | الآن كل ما أحتاجه هو قبعة من فرو القندس لأكون مغفل عيد الفصح |
| Bu iğrenç çamur yığınından kurtulmak için bana lazım o. | Open Subtitles | سوف أحتاجه للخروج من هذا المستنقع الموحل |
| Eğer bana yardım edebilirsen, bana güvenin varsa, bunlar bana şimdi lazım. | Open Subtitles | إذا إحتجت أبدا مساعدتك، ثقتك، أحتاجه الآن. |
| En son istediğim şey örtbas etmekle suçlanmak. | Open Subtitles | آخر شيء أحتاجه هو أن يكون المتهم متستراً |
| Herşeyi buraya koyacağız ve senden tek istediğim karar vermen. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه منك هو قرار. أريدك أن تساعدني في إتخاذه. |
| Yapmanız gereken şey; bir çocuğun gözlerinin içine bakmak tüm ihtiyacınız bu. | Open Subtitles | لا بد ان ينظر المرء في عيني الطفل وهذا كل ما أحتاجه |
| Yapmanız gereken şey; bir çocuğun gözlerinin içine bakmak tüm ihtiyacınız bu. | Open Subtitles | لا بد ان ينظر المرء في عيني الطفل وهذا كل ما أحتاجه |
| Saymama gerek yok. sadece onların birebir karşılıklı olduğunu görmem yeterli. | TED | أنا لست بحاجة إلى أن أعد الأصابع،ما أحتاجه للتأكد هو مطابقة الأصابع الواحد مع الآخر، |
| Gelişme sürecindeyken bir cadının yaşadığı şeyle uğraşmam mı gerekiyor sence? | Open Subtitles | أتعتقد أني أحتاجه للتقدم هذه ساحرة شريرة عاشت في تطور ؟ |
| Şimdi güç gitti. Kötü hissediyorum ve ona ihtiyaç duyuyorum. Buffy? | Open Subtitles | والآن اختفي واشعر بنوع من بالتزعزع وكأنني أحتاجه يا بافي |
| Neye ihtiyacım var biliyor musun, bu randevuların neye ihtiyacı var? | Open Subtitles | أتعرف ما أحتاجه ؟ أعني أتعلم ما يحتاج إليه هذا الموعد ؟ |
| Bu adamları kullanmak için bulduk ve şu anda buna ihtiyacımız var. | Open Subtitles | الآن، نحن ننشىء هؤلاء العملاء لإستخدامهم متى إحتاجناهم. وأنا أحتاجه الآن. |
| Şimdi, Malta Şahininin taklidini yapabilmek için gerekli olan tüm yüzey bilgilerine sahiptim. | TED | إذاً الآن، حصلت على التَوَضُّع الذي أحتاجه لعمل نسخة طبق الأصل من الصقر المالطي. |
| Ya istediğimi verirsin, ya da elektrik açık kalır ta ki fatura ödenmediği için elektrik kesilene kadar. | Open Subtitles | أعطني ما أحتاجه أو الزِر يبقي مشتغل حتى يطفئونه لعدم تسديد الرسوم |
| Kim olduğuma ve ne yapmış olduğuma dair geçmişteki bazı tanımlara dayanarak, neye ihtiyacım olduğunu tahmin etmeye devam ediyor. | TED | يستمر في محاولته لتوقع ما أحتاجه إعتمادا على خصائص من الماضي حول الشخص الذي كنته, لما قمت به بالفعل. |