| Benden yapmamı istediğin herşeyi yaptım ve hala tek istediğim şeyi benden esirgiyorsun. | Open Subtitles | لقد قمت بكل ما طلبته مني ومازلتي تحرمينني من الشيء الذي لطالما أردته |
| Bak, Clark, sen istediğin herşeye sahipsin. Ben hala aradığım için üzgünüm. | Open Subtitles | انظر كلارك، لديك كل شيء أردته أنا آسف إذا كنت مازلت أبحث |
| Harika. Şimdi de aptal gibi hissediyor. Adamı tam istediğin noktaya getirdin. | Open Subtitles | هذا مثالي، إنّه يشعر بالغباء الآن، لقد أوقعته في المكان الذي أردته. |
| Ah, Bir saniyeliğine de olsa, gerçekten bize katılmasını istemiştim. | Open Subtitles | لثانية هناك , أنا في الحقيقة أردته أن ينضم إلينا |
| Görünüşe göre sen istediğini aldın tabi. Belediye başkanından yani. | Open Subtitles | يبدو أنك أخذت ما أردته من المحافظ على أي حال |
| Benden istediğin her şeyi o almak bile istemedi. | Open Subtitles | كل الذى أردته أنت منى لم يقبل هو أن يناله |
| Benden istediğin her şeyi o almak bile istemedi. | Open Subtitles | كل الذى أردته أنت منى لم يقبل هو أن يناله |
| Sevgilim,olmak istediğin her şeyi olabilirsin. | Open Subtitles | عزيزتي، يمكنك أن تكوني ما أردته لنفسك دائما |
| Tek istediğin beni utandırmaksa, başardın. | Open Subtitles | كل ما أردته هو أن تحرجني ، و لقد أحرجتني. هل أنت بخير الآن ؟ |
| Müşterimin tüm yaptığı sana istediğin şeyi verebilmekti. | Open Subtitles | كل ما فعله موكّلي كان محاولته إعطاءك ما أردته أليس هذا صحيحاً؟ |
| Bütün yapmak istediğin savaş lordlarını savaş lordlarına karşı çıkartmaktı. | Open Subtitles | كل ما أردته هو أن تجعل زعماء الحرب يقتلون بعضهم البعض |
| Ya da 15 yaşından beri istediğin her şeye sahip olursun. | Open Subtitles | أو قد تحصل على كل ما أردته منذ أن كان عمرك 15 سنة |
| Önümüzdeki hafta, tam istediğin gibi bir televizyon alacaksın. | Open Subtitles | في الأسوع القادم ستحصلين على تلفاز جديد، كالذي أردته |
| Sürekli onu harika bir kızla tanıştırmak istemiştim, sonunda tanıştı, ama sonra onu göremez oldum. Bak ne diyeceğim? | Open Subtitles | أردته فقط أن يقابل فتاة رائعة و الآن لم أعد أراه |
| Bak, istediğini yapıyorum. Değerli kız arkadaşına göz kulak oluyorum. | Open Subtitles | اسمع, أنا أقوم بما أردته أنا أقوم بحماية حبيبتك الغالية |
| Bana istediğimi ver yoksa ben kardeşine istemediği bir şey veririm. | Open Subtitles | أعطني ما أردته.. والا سأعطي شقيقك شيئاً لا يريده أفهمتِ ذلك؟ |
| Beş yaşından beri tek isteğim bir Harley ve yelekti.* | Open Subtitles | منذ عمري 5 سنوات كل ما أردته بدلة سوداء ودراجة |
| Sen çocuğu canlı istemiyordun, çocuğu ölü istiyordun, anlaşmamız böyleydi. | Open Subtitles | أنت لا تريد الطفل حي أردته ميت, حسب أتفاقنا |
| Dün size istediğiniz her şeyi verdim ama yetmedi siz puştlara. | Open Subtitles | لقد أخبرتك بكل شئ أردته البارحه ولكن هذا لم يكن كافي |
| Belki diğerlerinden daha fazla bunun olmasını istedin ama kilometrelerce ötede gerçekleşen bir kazaya sebep olmuş olamazsın. | Open Subtitles | ربما أردته أن يحدث أكثر . من المرات الأخرى . لكنك لم تستطيع أن تسبب وقوع حادث حتى الآن |
| İster misin bilmiyorum ama istersen senindir. | Open Subtitles | لا أعلم أن كنتِ حتى تريدينه، فإن أردته فهو لكِ |
| Eğer onu şanslı termometremiz olarak kalmasını istiyorsan, asla yıkama onu. | Open Subtitles | و إذا أردته أن يكون مقياس جالب للحظ عليك ألا تغسليه |
| -Böyle olmasını babam istedi. -Ama ben böyle olmasını istemedim! | Open Subtitles | هذا ما أرادة والدنا - ليس هذا ما أردته - |
| Yani evet, babam ele avuca sığmayan biri olabilir ama onun bize taşınmasını sen istemiştin. | Open Subtitles | أعني, أجل أبي بإمكانه أن يكون مزعج ولكنك أردته أن يعيش معنا |
| Onun ölmesini, gerçekten ölmesini istiyorsanız, benim ücretim 500,000$, ve bunun için maskeyi, bıçağı ve bütün kahrolası şeyleri elde edeceksiniz. | Open Subtitles | لذا, لو أردته ميتا ميت حقيقى أجرى هو 50000 دولار ومن أجل هذا تحصل على القناع المنجل, وكل شىء لعين كامل |
| Tek istediği ördüğü kazağı beğenip beğenmediğini öğrenmekti. | Open Subtitles | كل ما أردته هو أن أعرف هل أعجبك هذا سترة. |
| Biliyorum, konuşmak için çok erken ama, ya birgün ben istersem? | Open Subtitles | اعلم أنه من المبكر ان نتحدث عن هذا . ولكن ماذا إذا أردته في يوم من الأيام ؟ ؟ |