Yepyeni. Şimdi güzel oluyor. Sanırım güle güle, sonra seni görsün? | Open Subtitles | جديدة للغاية.إلآن فقط هي جميلة أظن أنها باي باي تأتي لتراك؟ |
Polise yapılan ihbarlara bakılırsa, Sanırım hâlâ yakınlarda bir yerde. | Open Subtitles | حسناً، أظن أنها مازالت على الأرض بالنظر إلى مكالمات الطوارئ |
Sanırım çalışan bir annenin hakları hakkında da... bir şikayet vermiş, bu senin işten çıkarılmanı da içeriyor olabilir. | Open Subtitles | أظن أنها كتبت ملف ملاحظات لبعض الشكاوي عن كونها أماً عاملة ولذا أنت ربما أيضاً يجب أن تكون شاهداً |
- Bence muhteşem biri. - Hiçbir erkek onu istememiş. | Open Subtitles | ـ أظن أنها رائعة ـ حسناً، لا يوجد رجل يُريدها |
Orada öyle kalacak. Bence odaya samimi bir hava kattı. | Open Subtitles | سأتركها معلقة , أظن أنها تربط الغرفة كلها مع بعض |
Galiba daha önce dekore edilmiş bir yerde hiç yaşamamış. | Open Subtitles | أظن أنها لم تسكن في مكان ذي ديكور من قبل |
Takip ediliyor mu diye bakıyor ama beni gördüğünü sanmıyorum. | Open Subtitles | إنها تبحث عمن يتبعها ، ولكنني لا أظن أنها رأتني |
Her yıl, daha kolay geçeceğini Sanırım ama asla öyle olmuyor. | Open Subtitles | في كلّ سنة أظن أنها ستصبح أسهل. لكن هذا لا يحدث. |
Bilemiyorum. Ama Sanırım bu huy biraz bana da geçmiş. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، لكن أظن أنها ورثت بعضاً من هذا |
Sanırım o, işe ilk başladığımda burada olan tarçınlı kurabiye. | Open Subtitles | أظن أنها نفس قطعة الحلوى موجودة منذ أن بدأت هنا. |
Ama Sanırım Hasat öncesine kadar beni fark bile etmemişti. | Open Subtitles | لكن لا أظن أنها نتبهت إلي إلا في يوم الحصاد |
Sanırım gazı vardı çünkü büyük bir gaz kütlesinin çıkmasına izin verirdi. | Open Subtitles | أظن أنها كانت تعاني من غازات لأنها فجأة أخرجت ريحًا فظيعة جدًا |
O odadaki en büyük çocuk, Sanırım o yaşa varmıştı. | Open Subtitles | أكبر فتاة في الغرفة أظن أنها إقتربت من ذلك العمر |
Sanırım hanımefendi bir silaha benzediğini söylemişti. Pek çok insan silahlardan hoşlanmaz. | TED | أظن أنها قالت أنه يشبه المسدس. الكثير من الناس لايحبون المسدسات. |
Biraz modası geçti ve Bence bazı değişiklikler yapmamız lazım. | Open Subtitles | أظن أنها قد أصبحت قديمة ويجب إدخال بعض التغييرات عليها |
Bence bazen birinin bir şeye ulaşması için kötü bir fikir değil. | Open Subtitles | أظن أنها ليس بفكرة سيئة فيما لو قام الإنسان أحياناً بمحاولة التواصل |
O da randevuda. Gelirken onu da getirecek Bence. - Bert! | Open Subtitles | لدينا احتفال هنا وهي في موعد غرامي أظن أنها ستقوم بجلبه |
İnsanın yapmaması gereken bazı şakalar var Bence. Çünkü yaşandı. | Open Subtitles | أظن أنها مزحات ما توجب أن يقولوها لأنها أمست واقعًا |
- Galiba bana hala kızgın. - Sizi duyabildiğimin farkında mısınız? | Open Subtitles | أقسم إنني أظن أنها ما زالت غاضبة مما حدث من قبل. |
Sadece, senin ne kadar harika olduğunu bildiğini sanmıyorum ve canının yanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | فقط لا أظن أنها تعلم كم أنت عظيم, ولا أريد أن أراك تتأذى |
Açıkçası, bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | بصراحة, لا أظن أنها فكرة جيدة على أى حال |
O korkutuyor. Bana gelmek istiyor , ben düşünüyorum . | Open Subtitles | إنها مصابة بالهلع, أظن أنها تريدني أن أذهب إلى منزلهما |
Amerikalı bir kızı anlatıyor. Beğeneceğini sanıyorum. | Open Subtitles | إنها أغنيه أمريكيه عن فتاه محليه أظن أنها سوف تعجبك |
Sadece buna spor şortları giyip, diğer çocuklarla... banyoya girmenin dahil olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لكنني لم أظن أنها كانت تتضمن ارتداء سروال رياضي والاستحمام مع الشبان الآخرين |