Kız arkadaşın olduğunu biliyorum ama yatarken yanımda biri olsun istiyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنه لديك صديقة لكني بحاجة لإن أنام بجانب أحدهم الليلة |
Dinle, benim kararım olduğunu biliyorum, o yüzden hayatıma devam etmem kolay oldu, bir de üzerine espriler yapmak tabii ki. | Open Subtitles | أعلم بأنه كان قراري، لذا كان من السهل عليّ أن أتخطى الأمر، وكما تعلم، إلقاء النكات وأشياء أخرى |
Aptalca olduğunu biliyorum ama öyle. Melodisine bayılıyor. | Open Subtitles | أعلم بأنه سخيف لكنه حقيقى انه يعشق النغمة بالتأكيد |
Kusura bakmayın. Fazla olduğunun farkındayım; ama rapor için gereken her şey burada. | Open Subtitles | ، متأسفة أعلم بأنه كثير ولكن أي شيء تحتاجه موجود في التقرير هنا |
Saçma olduğunu biliyorum ama hâlâ babasıyla arasında bir şeyler olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ، أعلم بأنه سخيف نوعاً ما لكن يبدو كما لو أن هناك شيء لا يزال بينه وبين والده |
Çok dar olduğunu biliyorum. Biraz kilo vermen için motive eder diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنه ضيق , كنت أمل بأني احفزك لخسارة بعض الوزن |
Bakın, sizin için sadece bir suçlu olduğunu biliyorum, ama o benim lanet kocam, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | إسمع أعلم بأنه مُجرد مجرم بالنسبة لكِ لكنه زوجي اللعين، أفهمت؟ |
Korkmuş olduğunu biliyorum ama tahliye kağıdını iki hafta önce ona bizzat verdim. | Open Subtitles | إنني أعلم بأنه خائف، لكنني أرسلت له آخر إنذار طرد قبل أسبوعان |
Hayatta ve şehirde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنه على قيد الحياة، وأعلم بأنه موجود بالمدينة |
Abe, bunun bir soru olduğunu biliyorum ama gerçek bir soru değil, o yüzden neden önem arz etsin ki? | Open Subtitles | آبي، أعلم بأنه السؤال، لكنه سؤال لا يهم أحد |
Çılgınca olduğunu biliyorum, ama telefonunuzu kaybetmiş olabilir misiniz? | Open Subtitles | أعلم بأنه يبدو جنونياً ولكن هل هناك أحتمال بأنك فقدتي هاتفك |
Her neyse, senin askeriyeden temasların olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | على ايه حال .. إننى كنت أعلم بأنه لديك أتصالات بالجيش |
Ortağın olduğunu biliyorum. Senden daha yaşlı. | Open Subtitles | أعلم بأنه لديك شركاء و أحدهم شخص كبير بالسن |
Yoğun bir hafta olduğunu biliyorum ama bu kızdan çok hoşlanıyorum Betty. Bir şey ayarlayabilir misin? | Open Subtitles | أعلم بأنه أسبوع مشغول ولكنني معجب حقا بهذه الفتاة يابيتي |
Karışık olduğunu biliyorum ama işte yeni odalarınız, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم بأنه مربك, لكن هذه غرفتكم الجديدة, حسنا؟ |
Bu konuyla ilgili senin her zaman iki fikrin olduğunu biliyorum terapi bir disiplinden daha çok aslında bir din gibidir ama ayrıca biz terapistlerin hastalarımızın hayatına müdahale demeyeceğimizi söylersin. | Open Subtitles | أعلم بأنه كان لك دوماً رأيين فيما يتعلق بهذا بأن العلاج هو أكثر من إنضباط بأنه في الحقيقة يعتبر ديانة |
Yeni evinizin eğimli zemin ve yanı başındaki kanalizasyon arıtma tesisi gibi sorunları olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | نعم، أعلم بأنه كانت هناك بعض المشاكل في بيتك الجديد كالطوابق المائلة ومحطة معالجة مياه الصرف الصحي |
Evet, Cadılar Bayramı. Yetişkin bir kadının bu bayramı bu kadar önemsemesinin garip olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أجل عيد القديسين، أعلم بأنه عيد غبي للغاية بالنسبة لإمرأة كبيرة |
Hırçın tavırlarıyla etrafta kabadayılık ediyor ama biliyorum ki, iç dünyasında dayanılmaz bir yalnızlık çekiyor. | Open Subtitles | يتصرف بصرامة ويتبختر في الأرجاء لكن في أعماقه أعلم بأنه وحيد بشكل لا يحتمل |
Kötü adamların yaptığı bir şey olduğunu biliyordum. - Sadece terim olarak bilmiyordum. | Open Subtitles | أعلم بأنه شئ يفعلونه الأشخاص الأشرار لكني لا أعلم التعبير عنه |
Pahalı olacağını biliyorum ama biz Avrupa'ya gitmeyiz. | Open Subtitles | أعلم بأنه سيكلف الكثير لاكننا لانذهب لأوروبا |
Sen ve Adam birlikte çok zaman geçiriyorsunuz biliyorum ama.... | Open Subtitles | أعلم بأنه أنتي وأدم تقضون الكثير من الوقت معاً ولكن |
Hep öyle derler, "Dolu olduğunu bilmiyordum." | Open Subtitles | هذا مايقولونه دائما لم أكن أعلم بأنه محشو |