ويكيبيديا

    "أعين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gözleri
        
    • göz
        
    • gözler
        
    • gözü
        
    • gözünde
        
    • gözlerine
        
    • gözlü
        
    • gözlerini
        
    • gözlerin
        
    • gözlerim
        
    • gözlerinin
        
    • gözüne
        
    • gözünün
        
    • gözlerinde
        
    • gözlerinden
        
    Ve bu tören tüm toplumun gözleri önünde herkesin katılımıyla olmak zorundadır. TED وهذه المراسم يجب أن تقام أمام أعين المجتمع كله و بمشاركة الجميع.
    Ah sevgi, gözleri bağlıyken bile, Nasıl da görür, yolunu seçer dilediğince. Open Subtitles من المؤسف أن يرى الحب الذي يتحسس الطيق سبيلا لتحققه دون أعين
    Tek köprü gerçektir, biz göz göze bakarken benden sana geçen köprü. TED الجسر الوحيد هو الحقيقة، يمر عبري وعبرك ونحن ننظر في أعين بعض.
    Hareket etmeyi öğrendi ve görmeye başladı. İlk gözler trilobitler üzerinde çıktı. TED تعلمت كيف تتحرك و كيف ترى، أول أعين نمت على ثلاثية الفصوص.
    Ve şu an dünyanın gözü benimle birlikte burada duran liderlerde. Open Subtitles والآن، أعين العالم بأكلمه تنظر إلى القادة الذي يقفون معي الآن
    Bu ve benzeri pek çok şekilde, müşteri ve müşteri adaylarının gözünde şirketinin değerini ve kendi değerini düşürüyordu. TED بهذه الطريقة وعدة طرق متواضعة أخرى، كانت تقلّل من شأن شركتها في أعين العملاء المحتملين، وتقلّل من شأن نفسها.
    Gençler, kendilerini yetiştiren insanların gözlerine baktıklarında onları tekrar canlı göreceklerinin bir garantisi yoktu. TED وبمجرد أن نظروا في أعين هؤلاء الذين ربوهم، علموا أنه لا ضمانات على أنهم قد يرونهم أحياء مرة أخرى.
    Yeni doğan beyazların %92'si mavi gözlü olur. Open Subtitles لون أعين 92 بالمئة من المواليد البيض الجدد أزرق. عيناك كانت خضراواين.
    Burada başlıyorlar, insanların gözlerini seviyorlar ve oldukça da sabit kalıyor. TED بيدأون من هنا, يحبون أعين الناس, وتبقى النسبة ثابتة.
    Bağımsız olarak evrimleşen, kafadan bacaklıların benzer görünen gözleri kör nokta olmadan görmelerini sağlayan öne doğru bakan ağ tabakaya sahiptir. TED أعين مشابهة لهذه هي أعين رأسيات الأرجل والتي تطورت بشكل مستقل، لديهم شبكيات أمامية مواجهة تسمح لهم بالرؤية بدون بقعة عمياء
    Fakat Musa'nın gözleri sönmedi, ne de gücü azaldı. Open Subtitles أمام الله لكن لم تكن أعين موسى معتمه و لم تضمحل قواه
    Fakat Musa'nın gözleri sönmedi, ne de gücü azaldı. Open Subtitles أمــام الله لكن لم تكن أعين موسى معتمه و لم تضمحل قواه
    Avcı uçağının gözleri vardı ve birçok kez uçağın kontrolü işinde ehil arkadaşlarca kontrol ediliyordu. Open Subtitles فالطيارين لديهم أعين وفى حالات عديده كان طيارونا يواجهون طيـاريـن أكثـر كفـاءه
    Bugün hayatta olan hayvanlar arasında bu gelişimin her aşamasına dair göz görebiliriz. Open Subtitles و من بين الحيوانات الحية الأن نجد أعين في كل مراحل التطور هذه.
    Aman Tanrım. Rehinelerin hepsinin gözler bağlandı ve bodruma kapatıldı. - Olamaz. Open Subtitles ثم عصبوا أعين الرهائن من الرجال والنساء وساقوهم إلى أحد الأقبية بالسفارة
    Neyse, oğlak gözü, çocuk gözüne de benzer. TED على أي حال، أعين الماعز تشبه أعين الطفل.
    Kesin bir sonuca ulaşamadan bitirmişlerdi, ama Amerika halkının gözünde çizgi romanların saygınlığına çok büyük bir hasar vermeden önce değil. TED انتهت بلا قرار أو إقناع، لكن ليس قبل أن تحدث ضررًا بليغًا لسمعة القصص المصورة في أعين العامة من الأمريكيين.
    Hadi birbirimizin gözlerine bakma cesareti gösterelim, çünkü bunu yaparak bir başkasına dünyaları verebiliriz. TED لتكن لدينا الشجاعه للنظر في أعين بعض مباشرة، لأنه بالنظر يمكننا فتح عالماً كاملاً لشخص آخر.
    Sorunum, şişman elbisesi içindeki iki yüzlü, dört gözlü sinsi pislik. Open Subtitles مشكلتي هي صاحبة وجهان وأربعة أعين يرتدي لباس سمين
    Eğer insanlar ona gözlerini kapatırsa... daha da çoğalır. Open Subtitles إذا توارت أعين الرجل عنه سيكون هنـاك المزيد والمزيد
    Sineztezi bir bozukluktan ziyade, gözlerin mavi olması gibi kişisel bir özelliktir, çünkü yanlış olan bir şey yoktur. TED تشابك الحواس سمة، تماماً مثل امتلاك أعين زرقاء، وليست مرضاَ لأنه لا يوجد شيء خطأ في هذا.
    Otobüs içinde parlak gözler gördüm, ama benim gözlerim değildi. Open Subtitles لقد رأيت أعين تبرق فى الحافله ولكنهم لم يكونوا لي
    Çocukların ve ailelerin gözlerinin içine bakıp da gülümseyerek şöyle dediklerini duymak: Open Subtitles عندما أنظر إلى أعين الأطفال و الأباء.. و هم يبتسمون و يقولون:
    Ertesi gün kahvaltıda kimseyi kimsenin gözüne bakamayacak duruma getirecek getirecek bir gece. Open Subtitles ليلةٌ بعدها لن نستطيع أن ننظر في أعين بعضنا في غداء اليوم التالي
    Herkesin oturma salonlarındalar, insanlar onları izlerken kameradan herkesin gözünün içine bakıyorlar. Open Subtitles إنهم بغرفة معيشة الجميع، ينظرون عبر الكاميرا في أعين الناس الذين يشاهدونهم.
    Ama diğer çocukların gözlerinde ve akıllarında, onların eşiti değildim. TED ولكن في أعين وعقول الأطفال الآخرين، لم أكن مساوية لهم.
    Bundan her kim sorumluysa, hayatının gözlerinden buharlaşıp çıktığını görecek kadar yaklaşmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أكون قريباً كفاية لأرى الحياة تتلاشى من أعين أيًّا كان المسؤول.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد