Bu çok garip. Bu işlemden geçmemiş olan tek kişi bendim. | Open Subtitles | أمر مثير للسخرية، أنا الشخص الوحيد الذي لم يحظَ بهذه التجربة |
Ağlama duvarını duymuştum ama Bu çok saçma bir şey! | Open Subtitles | لقد سمعتُ قبلاً بالحائط الباكي ولكن هذا أمر مثير للسخرية! |
"Özgürlük" kelimesini hep faşistlerin çalması Ne kadar ilginç, değil mi? | Open Subtitles | أليس أمر مثير للإهتمام كيف أن الفاشيين يسرقون كلمة الحرّية دائماً؟ |
Ama bu ilginç çünkü bu toplantının amacının beni kovmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | وذلك أمر مثير للإهتمام، لأني سمعت أن مغزى هذا الإجتماع هو طردي |
Bu şehrin büyüyen entelektüel elitinin parçası olmak, herhalde çok heyecan verici olmuştur. | Open Subtitles | لتكون جزءاً من تلك النخبة الثقافية المتزايدة للمدينة أمر مثير كما يبدو |
Soyadımın, okuduğum liseyle aynı olması ne boktan bir durum. | Open Subtitles | إنه أمر مثير للشفقة كون هذه آخر سنة لي في الثانوية |
Sonra bu deneyi tekrarladım. Bir kaç kere... Bir seferinde Çok ilginç bir şey oldu. | TED | بعد ذلك قمت بتكرار هذه التجربة لعدة مرات، وفي إحدى المرات حدث أمر مثير للاهتمام. |
Kim bilir beş ton neler yapabilir. Bu çok ilginç olacak. | Open Subtitles | تخيل إذاً ما قد تفعله خمسة أطنان ، أمر مثير |
Tabii ki hayır, Bu çok komik. | Open Subtitles | في السيارة أبقى في مسطح الخاص بك شقة؟ بالطبع لا. وهذا أمر مثير للسخرية. |
Dört köşe oldum deyimini duydum ama Bu çok saçma. | Open Subtitles | يعني أنا سمعت من وجبة مربع ولكن هذا أمر مثير للسخرية. |
Konu şu ki artık hep birlikteyiz ve Bu çok heyecan verici. | Open Subtitles | اجل ، المهم هو أنّنا جميعا معا الآن وهذا أمر مثير |
Herneyse, oraya bir kamera ile gitti ve geri getirdiği görüntüleri izlemek Çok ilginç. | TED | على أية حال، ذهب إلى هناك مع كاميرا التصوير خاصته، وهو أمر مثير أن نرى ما أعاد معه |
Ama düşünüyorum ki, bu geçitlere, bu sınırlara yaklaşan teknolojiler hakkında düşünmek ilginç. | TED | لكني أعتقد أن الآثار المترتبة على قربها من هذه الأماكن الإنتقالية والتقاطعات، هو أمر مثير للاهتمام. |
Ve İngiltere'deki Bristol Üniversitesi gibi yerlerde çok heyecan verici birşey oluşmaya başlıyor beyindeki dopamin seviyesini matematiksel olarak modellemeyi başarmaya başladığımız yerlerde. | TED | و أمر مثير للغاية بدأ يحدث للتو في أماكن مثل جامعة بريستول في المملكة المتحدة, حيث بدأنا نُكَون القدرة على النمذجة رياضياً لمستويات الدوبامين في الدماغ. |
- Bu onun için çok heyecan verici. | Open Subtitles | هذا أمر مثير بالنسبة لها. حسنا، وسوف تتيح لك اثنين فعاش... |
Tanrım, fotoğrafımızı birlikte çektirmemiz Ne kadar... olay yaratmıştı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | يا إلهي! هل تذكرين كم كان أمر مثير للجدل لنا أن نلتقط صورة لنا سوية? |
Soyadımın, okuduğum liseyle aynı olması ne boktan bir durum. | Open Subtitles | إنه أمر مثير للشفقة كون هذه آخر سنة لي في الثانوية |
Oh, pekala, bu oldukça etkileyici. | TED | أوه. حسنا، هذا أمر مثير للإعجاب حقاً. |