Ama geride Annesi, babası ve küçük erkek kardeşi var. | Open Subtitles | لكن أمه و أباه موجودان هناك بالاضافة الى أخيه الصغير |
Başardım! Hanım, kuzeyden Annesi mektup yazan genç adam burada. | Open Subtitles | سيدتي ،لقد أتي فتي الشمال، الذي كتبت لك أمه بخصوصه. |
Birisi Norman'a telefon açıp onun Annesi olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | نعم هناك أحد ما يتصل بنورمان هاتفياً مدعى بأنه أمه |
Gerçek annesiyle birlikte olamayacak ama nasıl olsa Annesi hasta. | Open Subtitles | بالتأكيد لن يكون مع أمه الحقيقية لكن أمه الحقيقية مريضة |
Öz annesine bile güvenmez. Sahip olduğu herşeyin bir koruması vardır. | Open Subtitles | وقال إنه لا يثق أمه كل ما لديه ،وقال انه الحراس. |
10 yaşındayken anne ve babası ona bir kız kardeşleri olacağını söyledi. | Open Subtitles | وعندما كان عمره 10 سنوات أمه وأبوه أخبروه بأنه سيحضى بأختٍ صغيرة |
Sevgili annesinden kopartılıp ceza ve suçluluk veren zor bir okulda büyüyen biri. | Open Subtitles | المأخوذ من أمه المحبه ليتم إنشائه في مدرسة قاسية من العقاب و الخزي. |
Annesi ya bu nişanı bozmasını ya da mirastan mahrum kalmayı kabullenmesini söylemiş. | Open Subtitles | المسكين سيد فيرارز، أمه اجبرته على قطع خطوبته أو يعاني من قطع ورثه |
Bekar, hayatı zalim Annesi tarafından çizilmiş, Annesi öldüğünde o da sizin yaşınızdaymış. | Open Subtitles | لقد حصلت أمه المستبده على شهاده جامعيه حتى وفاتها وهو تقريبا فى سنك |
Adamın Annesi o kadar sarsılmış ki hiçbir şey hatırlamıyormuş. | Open Subtitles | أمه كانت معه لكنه كانت خائفة من تذكر أي شيء |
Annesi veya babası tarafından taciz edilmediğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد أن والده لا يتحرش به أو أمه |
- Hayır, kendi sevgilini ara. Annesi yaşıyor mu bir bakalım. | Open Subtitles | اريد ان ارى ان كانت أمه ما زالت على قيد الحياة |
Bayan Geveze, Manila'daki annesiyle sürekli telefonda konuşmaktan vazgeçecek gibi görünmüyor. | Open Subtitles | يظهر أن سيدة الدردشة لا تنقطع عن مكالمت أمه في مانيلا |
Jeremiah'ın gerçek annesiyle tanışmak isteyip istemeyeceğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | أتعلم فيما إذا كان جيرماياه يريد التعرف على أمه البيولوجية؟ |
Dur biliyorum. Tekerlekli sandalyede oturan annesiyle çekilmiş fotoğrafla değiştirmişler. | Open Subtitles | أعرف، لقد تمّ إستبدال الصورة بصورة أمه وهي على الكرسي. |
Şimdilik arada sırada evi yakan sinirli bir oğlan olduğumu kabul etmeliyim veya arada bir annesine zehirli dart atan biri. | Open Subtitles | و لكن الآن، يجب أن أتقبل حقيقة أنني طفل غاضب سيحاول من وقت لآخر حرق المنزل أو يرمي أمه بسهم مسموم |
Üç hafta boyunca bendeydi. Daha sonra annesine yapılan suçlamalar düşürüldü. | Open Subtitles | بقي معي لثلاثة أيام و من ثم أسقطت التهم عن أمه |
O ölünce takıntısı yüzünden annesine benzeyen cesetleri çıkarmaya başladı. | Open Subtitles | بعد موتها هوسه أجبره على استخراج جثث نساء يشابهن أمه |
Buraya Tanık'ı öldürmek için değil anne'yi öldürmek için geldim. | Open Subtitles | لم آتي إلى هنا لقتل الشاهد أتيت هنا لأقتل أمه |
Hayal sabırsızca büyümeye devam eder, doğum anı gelir ve ezilmiş çileklerle dolu yatakta annesinden çıkar. | TED | لقد كبُر الحلم وأصبح نافد الصبر، اقتحم المياه، انسلخ من أمه في سرير من الفراولة المحطمة. |
Sergio çıktı. 12 de dönecek. Ona ne diyeyim? Ben annesiyim. | Open Subtitles | سيرجيو سوف يعود في الثاني عشر ،من الشهر أنا أمه |
Yavaşça ölürken ise anneyi enfeksiyonlara açık hale getirir ve belki de annenin dokularını bozacak şekilde hormonal sinyaller gönderebilir. | TED | بوفاة الجنين ببطء، فإنه يترك أمه عُرضة للإصابة بالعدوى، و قد يبعث طوال الوقت إشارات هرمونية تعطل أنسجتها. |
Bir çocuk ana rahmindeyken annesinin rüyalarını paylaştığına inananlar vardır. | Open Subtitles | هناك من يؤمن بأنّ الطفل في رحم أمه يُشاركها أحلامها |
Pislikten doğmuş... anasının yosunlarında saklanan bataklık yaratığı... | Open Subtitles | لقد ولد مشوها و نشأ في مستنقع و يلعق من طحلب أمه |
Yani muhtemelen annesinde ya da kendisine yakın bir kadında beyin hasarı var. | Open Subtitles | إذاً على الارجح أمه أو امرأة أخرى قريبة منه عانت من تلف الدماغ |
Haylaz bir oğlan çocuğu annesini ve babasını öldürmüş olan! | Open Subtitles | طفل بذئ سيئ السلوك قام بقتل أمه و مات أبوه |