Bu sandalyelere oturmadan... asla rahat oturabildiğini söyleyemezsin, tamam mı? | Open Subtitles | أنت لن تستريح إلا على هذا الكراسي المصنوعة يدوياً، حسناً؟ |
asla emin bilemezsin fakat hayal kırıklığına uğramayacağına söz veriyorum. | Open Subtitles | أنت لن تعلم بالتأكيد لكني أعدك أن أملك لن يخيب |
Aptal yerine koyma Beni. | Open Subtitles | أنت لن تخدعني ثانية أيها السادة، سيد بابيت، القس |
Sen de Onu arayıp suçlayamayacaksın çünkü kafana mermiyi yemiş olacaksın. | Open Subtitles | و أنت لن تكون قادرا على نعته بالكاذب لأنك ستكون ميت |
Tabi ki tutuyor. Biraz eğlenmeni istediğimi söylemiştim. Hiç birşeyi kırmayacaksın. | Open Subtitles | بلى أنت كبير, أريدك ان تمرح قليلاً أنت لن تكسر شيئاً |
Bu paranın bir doları bile senin olmayacak çünkü oğlum için fidye ödemeyeceğim. | Open Subtitles | أنت لن تري دولار واحد من هذه النقود لأنه لن تُدفع فديه لأبني |
Hadi ordan. Gerçek bir şaheser götünü ısırsa bile fark edemezsin. | Open Subtitles | توقف، أنت لن تعرف الرائعة حتى لو قامت بعضك في مؤخرتك |
Bu gece kimseye ateş etmeyeceksin Spence. Bu, Kıvırcık Bill'in işi. | Open Subtitles | أنت لن تطلق النار الليلة سبينس هذه مهمة كورلي بيل |
Eğer paraların herhangi birisi işaretliyse karını ve çocuğunu asla bir daha göremezsin. | Open Subtitles | إذا أيّ من الدولارات مُعلمة، أنت لن ترى أبدًا زوجتك أو طفلتك ثانيةً. |
Musa'ya yapabileceğin şeyleri bana asla yapamazsın. | Open Subtitles | فقط سأحبك أكثر و أثق فيك بدرجة أقل أنت لن تفعلي لي أبدا ما فعلتيه ل موسى |
Henry Terrill'ın yarısı kadar bile değilken asla bir şey yapamazsın! | Open Subtitles | أنت لن ترى اليوم عندما تكون نصف الرجل لهنري تيريل! أَبداً! |
Dostlarını asla bulamayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تجد رفاقك أو طريقك إلى الخارج أبداً. |
Beni sokağa atamzsın. Benim için deli oluyorsun, değil mi? - Bırak Beni! | Open Subtitles | أنت لن تطردينى للخارج لأنك مهووسة بى,أليس كذلك؟ |
Burada kalıp Beni haklamaya çalışmasını beklemezsem Beni bırakmayacak mısın? | Open Subtitles | أنت لن تدعني أذهب إلاّ إذا بقيت بالجوار وتدعه يحظى بفرصة لينال مني؟ |
Ölmek istemiyorum. Beni bırakmayacaksın, değil mi Ash? Değil mi? | Open Subtitles | آش لا أريد الموت ، أنت لن تدعني ، أليس كذلك ؟ |
Elbette bu bir narenciye sıkacağı ve bunu söylediğimde artık Onu başka bir şey olarak göremezsiniz. | TED | هو في الحقيقة عصارة ليمون وعندما أقول ذلك، أنت لن تراه كأي شيء آخر مجددا. |
Bir kriz geçirirse, Onu öylece terk edip gidemezsin. Yardımımıza ihtiyacı var. | Open Subtitles | أنت لن تتركه إذا داهمته نوبة إنه بحاجة إلينا |
Doktor gelip seni gönderene kadar Hiç bir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لن تذهب لأي مكان حتى يصرح لك الطبيب بذلك |
Az önce geçmişi düzeltmeyi başardıysam, sen ve ben Hiç var olmamış olacağız. | Open Subtitles | إذا كنت ناجح في إستعادة الماضي الآن أنا و أنت لن نكون موجودين |
Melly'yi, herkesin içinde seni kovma zevkinden mahrum edemezsin. | Open Subtitles | أنت لن تحرمي السيدة مللي من إرضاء نفسها بطردك من بيتها |
Şirketi tehlikeye atmadan rahat etmeyeceksin! | Open Subtitles | ولكن لا لست أنت أنت لن ترضى حتى تضع الشركة كلها في خطر |
Eğer siyahi bir kadının gerçek ismi Destiny olsaydı, Ona bunu sormazdınız. | Open Subtitles | أنت لن تسأل أمرأة سوداء أسمها ديستني إذا كان ذلك فعلاً أسمها |
Kendimi dünyanın en kötü annesi gibi hissetmeme izin vermeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | حسنا أنت لن تتركيني معلقة أشعر و كأني أسوأ أم أليس كذلك؟ |