ويكيبيديا

    "أن تدع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bırak
        
    • izin vermelisin
        
    • izin verme
        
    • bırakmalısın
        
    • izin veremezsin
        
    • izin vermemelisin
        
    • izin vermek
        
    • izin vermen
        
    • yer vermenizi
        
    • izin verirsin
        
    • işin peşini
        
    Bırak kızlar senin üstüne düşsün. Bir şey daha var. Open Subtitles يجب أن تدع الأمور تأتي إليك لوحدها وإليك شيء آخر
    Polis tim'inin içindede değilsin. Bırak bu işi polis halletsin. Open Subtitles أنت لست في الجيش يجب أن تدع الشرطة تتعامل في هذا الموقف
    Fakat bazen kalbinin seni yönetmesine izin vermelisin olmaman gereken yerde olduğunu bildiğin halde. Open Subtitles ولكن فى بعض الأحيان يجب أن تدع قلبك يقودك حتى لو ذهب بك إلى مكان تعلم أنه من غير المفترض أن تكون به
    Herkese inanıyorsun. Bu dolandırıcının seni kandırmasına izin verme. Open Subtitles أنت تثق بجميع الأشخاص لا يمكنك أن تدع هذه المحتالة تنال منك
    Sanırım bu işi adamlarıma bırakmalısın. Open Subtitles أنا أعتقد حقاً أنك يجب أن تدع رجالى يفعلون هذا
    Savunmanın, kanıtların en önemli parçasına ulaşmasına izin veremezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تدع المدعى عليه يحكم سيطرته على القطعة الرئيسية من الأدلة
    Eğer gerçekten bu kızdan hoşlanıyorsan, aranıza hiçbir şeyin girmesine izin vermemelisin. Open Subtitles لو انك تحبها حقاً لا يجب أن تدع أي شيئ آخر يحول بينك وبينها
    Bazı geri zekalıların yolda seni soymasına izin vermek mi! Open Subtitles كيف أمكنك أن تدع شبحا على الطريق يهرب منك
    Ama ilk önce polislerin işlerini yapmalarına izin vermen gerekiyor. Open Subtitles لكن عليك أن تدع رجال الشرطة يقومون بعملهم أولا
    901 no'lu organize suçları kontrol kanununa bir bakmanızı ve bu davada Sarah'ya da yer vermenizi öneririm. Open Subtitles تفقد الفصل (901) من منظمة التحكم بالجرائم و عليك أن تدع (سارا) تتولى هذه القضية ايضاً
    Ama nasıl Ingrid Bergman'ın uçağa binmesine izin verirsin? Open Subtitles ولكن كيف يمكن أن تدع انغريد بيرغمان الحصول على تلك الطائرة؟
    Sana peşini Bırak dedim, ama bir türlü bırakmadın. Open Subtitles أخبرتك أن تدع الأمر لكنك إستمررت بمتابعته
    - Arabaya bin Ant. Kardeşimin peşini Bırak demiştim. Open Subtitles لقد قلت لك أن تدع أخي الصغير وشأنه أليس كذلك ؟
    Sana bu işin peşini Bırak demiştim. Artık seninle konuşacak bir şeyim kalmadı. Open Subtitles أخبرتك أن تدع الأمور تمضي الآن، لم يعد لي معك أي كلام
    Yo,yo. Arada bir bir kızın da sana bira ısmarlamasına izin vermelisin. Open Subtitles لا, عليك أن تدع فتاة تشتري لك شراباً بين الحينة والأخرى
    Gelmelerine ve gitmelerine izin vermelisin. TED وأنت بحاجة الى أن تدع هذه الأفكار تذهب و تجيء .
    Sheldon, bizlerin de cevaplamasına izin vermelisin. Open Subtitles شيلدن عليك أن تدع غيرك يجيب لماذا ؟
    Eğer şampiyon olmak istiyorsan dışardan gelen herhangi bir negatif etkinin seni etkilemesine izin verme. Open Subtitles إذا أردت أن تصبح بطلاً... أنت لا يمكن أن تدع أي شيء يأتيك من الخارج يؤثر عليك سلبياً
    - Asla o yaşlı adamın gözünü korkutmasına izin verme. Open Subtitles إياك -إياكَ أن تدع ذلك الرجل العجوز يخيفك
    Bilgilerin komik olduğunu söyleme işini diğer insanlara bırakmalısın. Open Subtitles يجب عليك أن تدع أشخاص آخرين يخبروك بأنها ممتعة
    Savaşmayı, tırmanmayı ve boşluklar aramayı bırakmalısın çünkü bu olmayacak. Open Subtitles عليك أن تدع الخوف والتردد وأبحث عن نقاط الضعف لأنّ هذا لا يحدث
    Başka? Bir görüntünün hayatını tüketmesine izin veremezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تدع هذه الصورة تغير حياتك بالكامل
    Görüyorsun, Timmy, bunun seni yönetmesine izin veremezsin. Open Subtitles تيمى لا يمكنك أن تدع هذا يقودك طوال الوقت
    Nasıl ki ben o fındıklı çikolatalarla arama hiçbir şeyin girmesine izin vermediysem sen de istediğin bir şeyle aranıza hiçbir şeyin girmesine izin vermemelisin. Open Subtitles لم أدَع شيئًا يحول بيني وبين تلك الحلويات وأنت أيضًا لا يجب أن تدع شيئًا
    İşin, Havelock'un Gonzales'i delmesine izin vermek değil, onu sorgulamaktı! Open Subtitles كان عليك أن تستجوب كونزالس لا أن تدع الآنسة هافلوك تقتله
    Şu an bana öyle geliyor ki, o atın vahşi kalmasına izin vermen daha iyi olur, Alec. Open Subtitles أشعر الآن بأنّكَ مِن الأفضـل أن تدع هذا الحصـان يبقى بريّاً، (أليك)
    901 no'lu organize suçları kontrol kanununa bir bakmanızı ve bu davada Sarah'a da yer vermenizi öneririm. Open Subtitles تفقد الفصل (901) من منظمة التحكم بالجرائم و عليك أن تدع (سارا) تتولى هذه القضية أيضاً
    Bu psikopatın seni iki sefer atlatmasına nasıl izin verirsin? Open Subtitles كيف يمكنك أن تدع هذا النفسية يغلبك مرتين؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد