Bir fırsat için bekliyordu, geleceğine başlamak için bekliyordu, ilerlemek için bekliyordu karşısına çıkan ilk şey bu oldu. | TED | لقد كان بانتظار فرصة، فرصة لبناء مستقبله، يترقّب في طريق إلى الأمام، و كانت تلك أوّل فرصة سنحت له. |
İşte buradalar, gösterinin yıldızları, tamamen işlevsel ilk yarı sentetik organizmalar. | TED | وها هي ذي، نجوم العرض، أوّل عضيّات نصف اصطناعيّة فعالة كلياً. |
Onun adını Calais'ye ilk gidişimizde iki ölü bedenin hikayesini araştırırken duyduk. | TED | سمعنا عنه عندما كنا أوّل مرّة بكاليه نبحث عن إجابات لنظريّة الجثتين. |
Size parantez içinde söylemeliyim ki, hayatımda hizmet ettiğim ilk insanlar sizsiniz. | Open Subtitles | عليّ أن أقول لكم، بين قوسين بأنّكم أوّل أشخاصٍ سوف أقوم بخدمتهم |
Affedersiniz ama oraya çıkıp sözler veren ilk kişi siz değilsiniz. | Open Subtitles | معذرة فخامتك لستَ أوّل شخصٍ يقف على المنصّة مُغدِقا إيّانا بالوعود |
Başkasının işi için övgü görmek isteyen ilk sen değilsin. | Open Subtitles | أتعلم، لستَ أوّل معجب ينال الفضل على عمل أحد آخر |
Eğer seni tekrar görecek olursam, yapacağım ilk iş yapdım çağırmak olacak. | Open Subtitles | لو شاهدتك مجدّدا أوّل شيء سأقوم به هو الصراخ من اجل المساعدة |
O koltuğa oturup da bana yalanlarını yedirmeye çalışan ilk kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لن تكون أوّل رجل يجلس على هذا المقعد ويحاول جعلي أصدّق حفنة أكاذيب |
O koltuğa oturup da bana yalanlarını yedirmeye çalışan ilk kişi sen değilsin. | Open Subtitles | لن تكون أوّل رجل يجلس على هذا المقعد ويحاول جعلي أصدّق حفنة أكاذيب |
Bildiğim şey, babanın karısına aptalca şeyler yapan ilk polis olmadığı. | Open Subtitles | ما أعرفه هو أنّ والدك لن يكون أوّل شرطيّ يخون زوجته |
Ama buraya ilk geldiğinde, annenin kaldırım kenarında ölmesi hakkındaki üzüntünü dile getirmiştin. | Open Subtitles | حين أتيتِ أوّل مرة إلى هنا، أبديتِ رعباً كبيراً بشأن وفاة والدتكِ بمزراب |
Duyduğuma göre delirmenin ilk işareti kendi kendine konuşmakmış anne. | Open Subtitles | أوتعلمين, أسمعُ حديثك مع نفسك هو أوّل علامة لفقدانك إياّه. |
Kimliğini belli etmeden çalışmanın ilk kuralı ortama uyum sağlamaktır. | Open Subtitles | تعرفين أنّ أوّل قاعدة في العمل متخفّياً أن يندمج المرء |
Seçilen ilk insan olduğundan, beni seni karşılamam için gönderdiler. | Open Subtitles | ولأنك أوّل بشري يتم اختياره، فتم إرسالي للترحيب بك هنا. |
Seçilen ilk insan olduğundan, beni seni karşılamam için gönderdiler. | Open Subtitles | ولأنك أوّل بشري يتم اختياره، فتم إرسالي للترحيب بك هنا. |
Seni ilk kez gördüğüm anda çalan şarkıyı bugün bile hatırlıyorum. | Open Subtitles | مازلتُ أذكر الأغنية التي سمعناها عندما وقعت عيني عليكِ أوّل مرّة |
İlk tanıştığımızda biraz kaba davrandığım için özür dilemek istedim. | Open Subtitles | ،لعلّي كنت فظّةً معك في أوّل لقاء .و أنا أعتذر |
Birden durduk yere ölürse dikkatlerini çekecek ilk kişi benim. | Open Subtitles | ولو مات فجأةً، دونما سبب، سأكون أوّل مَن يشتبهون به |
Bir haftadır birisiyle ilk defa adamakıllı bir konuşma yapıyorum. | Open Subtitles | إسمعي، هذه أوّل محادثة بين بالغين أجريها في خلال أسبوع. |
Avcı Sınavı'na ilk girişim... Babam da mı ilk gelişinde bu hislere kapıldı? | Open Subtitles | هذا إذاً أوّل موقع لإختبارات الصيد، هل كان وجهة والدي الأولى آن رحيله؟ |
Biliyosun, kendim için bu hayatta yaptığım tek şey, sadece yapmak istediğim için. | Open Subtitles | أوّل شيء فعلته بحياتي، من أجلي فحسب. لأنّني أردتُ أن أفعل ذلك فحسب. |
Bu değişimlerin ilki Pekin'de baştan aşağıya toplumdaki ekonomik ve sosyal yaşamda şimdiden görülmeye başlayan basit yapısal değişimlerdir. | TED | أوّل هذه التّحوّلات هو التّحوّل الهيكليّ للاقتصاد والمجتمع وهو ما بدأت أوضّحه عبر وصفي لبيكين. |
25 yıl önce Pekini ilk kez "People's China" üniversitesinde öğretmenlik için ziyaret ettim. | TED | زرت بكين أوّل مرة منذ 25 سنة لأدرّس بجامعة الصّين الشعبيّة. |
İIk işim yarın bir avukatla görüşüp, bütün bunları kâğıda dökmektir. | Open Subtitles | إنّك محقّ، أوّل ما سأفعله غداً هو جلب محامي وتسجيل الأمر |
- ...ilk elle tutulur delili bulduk. | Open Subtitles | حصلنا على أوّل قسم من دليل ماديّ ضد قاتل شاحنة الثلج |
Oda sızdırmaz şekilde kapanır kapanmaz karbon monoksit içeri veriliyor ve hastalar öldürülüyordu. | Open Subtitles | حالما اُغلقت الغرفة ، أوّل أكسيد الكربون بدأ فى السريان ، وقتل المرضى |
Hatırı sayılacak kadar ebelik yapmıştım. İlk olarak kanamayı durdurmalıyız. | Open Subtitles | لقد كنتُ قابلةً لمدّة، أوّل شيء، علينا أن نوقف النّزيف. |