Eşime ya da çocuklarıma birşey yaparsan, bu paraya asla ulaşamazsın | Open Subtitles | إذا فعلت أي شيء لها أو لأولادي لن تحصل على فلس |
Bunu yaparsan, sahanın kenarında bekler... küçük oyun panonu tutar ve yaptıklarımı izlersin. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك, بامكانك الوقوف على جنب حاملاً لوح كتابتك ومشاهدتي وانا اعمل |
Bana eğer istediklerini yaparsam, babamı görmeme izin vereceklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنني إذا فعلت مايريدون فإنهم سيجعلونني أرى والدي |
Eğer bunu yaparsam, o zaman restoranı kesinlikle satın alacak mısınız? | Open Subtitles | و إذا فعلت هذا ، إذن أنت ستشترى المطعم بالتأكيد ؟ |
Demek istediğim, eğer senin yaptığını yapsaydım kendimi orospu gibi hissederdim. | Open Subtitles | أنا أقول فحسب إذا فعلت ما فعلتيه سوف أشعر كـ عاهرة |
diye duyarız Eğer bu şekilde yaparsanız, bakın 400 dönümden ne kadar gıda çıkarılabiliyor -- | TED | حسنا انظر كم من الطعام تستطيع الانتاج على ١٠٠ هكتار إذا فعلت هذا النوع من |
Bir şeyi farklı yapsam sorun yaşıyoruz. | Open Subtitles | ياه إذا فعلت اي شيئ بطريقة مختلفة , افقده |
Kiss de bir gün bir disko şarkısı yaparsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | وأود أن لا تفاجأ إذا فعلت کیس أغنية ديسكو يوما ما. |
Bunu oyunda yapsaydın, faul sayılırdı. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك في المباراه. سيكون خطأ تقني للقتال. |
Söylediğim her şeyi yaparsan, söz veriyorum canın yanmayacak, tamam mı? | Open Subtitles | إذا فعلت كل ما سأطلبه منكِ، أعدك أنكِ لن تتأذي، مفهوم؟ |
Eğer benim için bir şeyi yaparsan ölene kadar kan kardeş olabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نكون إخوة مدى الحياة إذا فعلت هذه الخدمة لصالحي الليلة |
Benim için bir şey yaparsan ben de senin için bir şey yapabilirim. | Open Subtitles | و إذا فعلت شيء من أجلي، أعتقد أن بإمكاني فعل شيء من أجلكِ |
yaparsan senin anıtın olur, onların değil. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك ، سيصبح نصبك أنت و ليس نصبهم |
Karışık bir durum, ancak dediklerimi yaparsan işler yoluna girer. | Open Subtitles | الوضعية معقدة لكنها ستسير بخير إذا فعلت ما أطلبه منك بالضبط |
Bunu bir daha yaparsan kuruman için seni duvara asarım. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك مجدداً سأثبتك على الحائط حتى تجف. |
Bunu yaparsam Atılgan'ı yok etmeyeceğine dair bir garanti yok. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك فليس لدي ضمان بأنك لن تحاول تدميرنا |
Bunu yaparsam Atılgan'ı yok etmeyeceğine dair bir garanti yok. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك فليس لدي ضمان بأنك لن تحاول تدميرنا |
Yo, gerçekten, sen... eğer doğru olanı yaparsam, bana teşekkür edeceksin demiştin. | Open Subtitles | ..لا, جديًا أنت قلت أننى إذا فعلت الصواب فسوف أشكرك عليه لاحقًا |
Ben yapmak isterdim, ama yapsaydım bizi seyretmiyormuş gibi yapan bu odadaki herkes doğal olarak, düzüştüğümüzü falan düşünürdü. | Open Subtitles | يسعدنى أن أفعل ذلك لكن إذا فعلت كل من فى هذه الغرفة ممن يدعون أنهم لا يراقبوننا سيفترض أننا نعبث أو شىء من هذا القبيل |
Ve bu sistemlere herhangi bir şey yaparsanız bir yana ya da öbür yana doğru evrimleşeceklerdir. | TED | و لهذا إذا فعلت شيئاً لتلك الأنظمة فسيتطوروا بطريقة أو بأخرى. |
Eğer öyle yapsam bile ,senin kollarının altında yaşayan bir eşek olmayacağım. | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك، فإن أيا من منكم لن يعيش هنا. |
Eğer benim yaptığım kadar aptalca bir şey yaparsa onu bekleyecek onura sahip olacağıma söz verdim. | Open Subtitles | جعلتني أعِد إذا فعلت هي شيء غبي مثل فعلتي تأملت أن يكون لدي الحشمة لأنتظرها |
Bu heralde iyi de bir şey, çünkü yapsaydın... ne kadar alçak, rezil... ve boktan bir anne olduğunu anlardın. | Open Subtitles | انها ربما شيء جيد، أيضا، 'سبب إذا فعلت ... كنت أدرك ما رديء ... ملعون، غزر الحمار الأم أنت. |
yaptıysa, neden silahı kiralık kasaya koysun ki? | Open Subtitles | إذا فعلت ذلك، لماذا وضعت السلاح بصندوق الإيداع ؟ |
Hayır. Eğer Söylersem seni kaybedeceğimi biliyordum. | Open Subtitles | كلا كنت أعرف اني إذا فعلت , سأخسرك |
Hayat akıp gidiyor ama geriye değil. Öyle Olsaydı başın dertteydi. | Open Subtitles | الحياة مستمرة، لا تعود إلى المُعتقل ستقع في مشكلة إذا فعلت |