| Sanırım kimseyi rahatsız etmemek için çok dikkatli olmaya çalıştığından. | Open Subtitles | وأعتقد أن السبب يعود إلى حرصك على عدم إزعاج أحد |
| Oğlum harcamaları konusunda ne rahatsız edilir ne de sorgulanır. | Open Subtitles | يجب أن لا يتم إزعاج إبني أو سؤاله عن مصاريفه |
| Gerçek aşkı arayışım sizlere bu kadar rahatsızlık verdiği için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف أن بحثي عن الحب الحقيقي كان مصدر إزعاج لكم يا رفاق |
| Kaç kere söyledim sana gürültü yapıp misafirleri rahatsız etme diye? | Open Subtitles | كم مرة طلبت منك عدم إزعاج الضيوف بهذه الضوضاء؟ |
| Çevrendeki insanlara ne kadar çok sıkıntı verdiğinin farkında değilsin. | Open Subtitles | لا يوجد لديك فكرة وكم كنت إزعاج حياة الجميع حولك. |
| 29 senelik Federal hapishane döneminde mahkumların saplantısı, muhafızların da baş belası olan tek şey, kaçmaktı. | Open Subtitles | طوال 29 عام كإصلاحية فدرالية الشيء الوحيد الذي أهوس نزلائه وأصبح مصدر إزعاج لحراسه هو الهروب |
| Beni aslında hiç rahatsız etmiyorsunuz. İkinizi yeniden görmek harika. | Open Subtitles | لا يوجد إزعاج على الإطلاق من الرائع رؤيتكم مرة أخرى |
| rahatsız etmek istemezdim ama ben kimseye saygısızlık etmeyen bir adamım. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون مصدر إزعاج لكني رجل لا ينبغي إهانته |
| Anneni de rahatsız etmek istemedim belki de bir biranı içerim. | Open Subtitles | لم أستطع النوم ولم أرد إزعاج والدتك ربما سآخذك تلك البيرة |
| Sonunda pes edene kadar bir erkeği bir yıl boyunca rahatsız eden tipimdir. | Open Subtitles | لقد كنت فقط من نوع إزعاج الشاب لمدة سنة حتى يستسلم في الأخير. |
| Belki bu, onun tarafından rahatsız edilmekten kurtulmanın daha kolay bir yoluydu. | Open Subtitles | ربما كان أسهل لك أن تتخلص منها بدلا تكون مصدر إزعاج لك. |
| Gerçi yanında bulunsam bile Kral, varlığımdan ötürü rahatsız olacaktır. | Open Subtitles | لكنّي أوقن أنّي حتّى إذا عدت للملك، فسيجدني مصدر إزعاج. |
| Kardeşimin huzurundan senin sorumlu olmanın ne kadar rahatsızlık verici olduğunu anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أحدد مدى إزعاج كونك المسؤول عن راحة شقيقتي العقلية |
| Acaba Kralla tanışmam çok fazla rahatsızlık yaratır mı? | Open Subtitles | كنت أتسائل إن لم يكن إزعاج كبير هل تسمح لي بلقاء الملك ؟ |
| Güney Carolina Savcılığı olarak vermiş olabileceğimiz sıkıntı ya da geçici rahatsızlık için sizden özür dilemek isterim. | Open Subtitles | أنا أعتذر لك على أي ألم أو إزعاج مؤقت قد نكون سبَبناه لك. |
| 2203 west olmstead'den gürültü şikayeti aldık. | Open Subtitles | سوف يرسلون الشرطة. هناك شكوى إزعاج في 2203 غرب أولمستيد. |
| Tamam, ama sıkıntı yaratırsa odaları değişiriz. | Open Subtitles | حسنا لكن إذا تسببت فى إزعاج فسوف نُغير الوضع |
| Biz çoğu zaman bir baş belası olarak ayak altında dolaşıyorduk. | Open Subtitles | ,كنا عقبة في طريقهما .مصدر إزعاج لهما معظم الوقت |
| Sanırım bu insanlara bir bardak su istemekten çok daha fazla zahmet veriyorsun şu an. | Open Subtitles | لا اعتقد بأن الحصول على كأساً من الماء هو أكبر إزعاج لهؤلاء الأشخاص الان |
| Bu apartmandan bir şikayet geldi, bir kavga rapor edildi. | Open Subtitles | لقد جاءني اتصال من هذه الشقة شكوى من إزعاج |
| Hemen hemen gece olmak üzere, yani bu can sıkıcı olmaz mı? | Open Subtitles | لأن الآن الوقت قارب على الليل , وسيكون هذا مصدر إزعاج إليهم؟ |
| Kabindeki hareketlilikten kaynaklanan rahatsızlıktan dolayı özür dileriz. | Open Subtitles | نَأْسفُ لأيّ إزعاج حركة مفاجئةِ في القمرة حدثت. |
| Kendi başıma gelenleri, hapse atılmamdan doğan rahatsızlığı... saymazsam, doğrusu pek umursamamıştım. | Open Subtitles | لكن ما لحق بي لم يضايقني بتاتاً عدا ما لقيته من إزعاج كوني سجيناً |
| Şansına, o herif derdime dert eklemekten başka bir işe yaramazdı. | Open Subtitles | لحسن حظّك أنّ ذلك الرجل لم يشكّل إلاّ مصدر إزعاج لي |
| Hemen aleyhlerine dava açmalıyız. Bu resmen taciz. | Open Subtitles | الآن ,يجب علينا مقاضاتهم هذا هو إزعاج واضح |
| Sanat Dünyası dergisine yazı vereceğim. Editörü kızdırmak istemem. | Open Subtitles | لدي مقالة سأسلمها لمجلة عالم الفنّ وأنا لا أستطيع إزعاج المحرّر. |
| Müşterileri rahatsız ediyorsunuz ve başa bela oluyorsunuz. | Open Subtitles | تضايقون الزبائن وتجعلون من أنفسكم مصدر إزعاج |
| Ne zahmeti Hocam, Hadi gidelim, araba bekliyor. | Open Subtitles | ليس هناك أي إزعاج شيخنا هيا بنا السيارة في انتظارنا |