"إزعاج" - Traduction Arabe en Turc

• rahatsız
• rahatsızlık
• gürültü
• sıkıntı
• belası
• zahmet
• kavga
• sıkıcı
• rahatsızlıktan
• rahatsızlığı
• dert
• taciz
• kızdırmak
• bela
• zahmeti

Sanırım kimseyi rahatsız etmemek için çok dikkatli olmaya çalıştığından.
وأعتقد أن السبب يعود إلى حرصك على عدم إزعاج أحد

Oğlum harcamaları konusunda ne rahatsız edilir ne de sorgulanır.
يجب أن لا يتم إزعاج إبني أو سؤاله عن مصاريفه

Gerçek aşkı arayışım sizlere bu kadar rahatsızlık verdiği için özür dilerim.
آسف أن بحثي عن الحب الحقيقي كان مصدر إزعاج لكم يا رفاق

Kaç kere söyledim sana gürültü yapıp misafirleri rahatsız etme diye?
كم مرة طلبت منك عدم إزعاج الضيوف بهذه الضوضاء؟

Çevrendeki insanlara ne kadar çok sıkıntı verdiğinin farkında değilsin.
لا يوجد لديك فكرة وكم كنت إزعاج حياة الجميع حولك.

29 senelik Federal hapishane döneminde mahkumların saplantısı, muhafızların da baş belası olan tek şey, kaçmaktı.
طوال 29 عام كإصلاحية فدرالية الشيء الوحيد الذي أهوس نزلائه وأصبح مصدر إزعاج لحراسه هو الهروب

Beni aslında hiç rahatsız etmiyorsunuz. İkinizi yeniden görmek harika.
لا يوجد إزعاج على الإطلاق من الرائع رؤيتكم مرة أخرى

rahatsız etmek istemezdim ama ben kimseye saygısızlık etmeyen bir adamım.
لا أريد أن أكون مصدر إزعاج لكني رجل لا ينبغي إهانته

Anneni de rahatsız etmek istemedim belki de bir biranı içerim.
لم أستطع النوم ولم أرد إزعاج والدتك ربما سآخذك تلك البيرة

Sonunda pes edene kadar bir erkeği bir yıl boyunca rahatsız eden tipimdir.
لقد كنت فقط من نوع إزعاج الشاب لمدة سنة حتى يستسلم في الأخير.

Belki bu, onun tarafından rahatsız edilmekten kurtulmanın daha kolay bir yoluydu.
ربما كان أسهل لك أن تتخلص منها بدلا تكون مصدر إزعاج لك.

Gerçi yanında bulunsam bile Kral, varlığımdan ötürü rahatsız olacaktır.
لكنّي أوقن أنّي حتّى إذا عدت للملك، فسيجدني مصدر إزعاج.

Kardeşimin huzurundan senin sorumlu olmanın ne kadar rahatsızlık verici olduğunu anlatamam.
لا أستطيع أن أحدد مدى إزعاج كونك المسؤول عن راحة شقيقتي العقلية

Acaba Kralla tanışmam çok fazla rahatsızlık yaratır mı?
كنت أتسائل إن لم يكن إزعاج كبير هل تسمح لي بلقاء الملك ؟

Güney Carolina Savcılığı olarak vermiş olabileceğimiz sıkıntı ya da geçici rahatsızlık için sizden özür dilemek isterim.
أنا أعتذر لك على أي ألم أو إزعاج مؤقت قد نكون سبَبناه لك.

2203 west olmstead'den gürültü şikayeti aldık.
سوف يرسلون الشرطة. هناك شكوى إزعاج في 2203 غرب أولمستيد.

Tamam, ama sıkıntı yaratırsa odaları değişiriz.
حسنا لكن إذا تسببت فى إزعاج فسوف نُغير الوضع

Biz çoğu zaman bir baş belası olarak ayak altında dolaşıyorduk.
,كنا عقبة في طريقهما .مصدر إزعاج لهما معظم الوقت

Sanırım bu insanlara bir bardak su istemekten çok daha fazla zahmet veriyorsun şu an.
لا اعتقد بأن الحصول على كأساً من الماء هو أكبر إزعاج لهؤلاء الأشخاص الان

Bu apartmandan bir şikayet geldi, bir kavga rapor edildi.
لقد جاءني اتصال من هذه الشقة شكوى من إزعاج

Hemen hemen gece olmak üzere, yani bu can sıkıcı olmaz mı?
لأن الآن الوقت قارب على الليل , وسيكون هذا مصدر إزعاج إليهم؟

Kabindeki hareketlilikten kaynaklanan rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.
نَأْسفُ لأيّ إزعاج حركة مفاجئةِ في القمرة حدثت.

Kendi başıma gelenleri, hapse atılmamdan doğan rahatsızlığı... saymazsam, doğrusu pek umursamamıştım.
لكن ما لحق بي لم يضايقني بتاتاً عدا ما لقيته من إزعاج كوني سجيناً

Şansına, o herif derdime dert eklemekten başka bir işe yaramazdı.
لحسن حظّك أنّ ذلك الرجل لم يشكّل إلاّ مصدر إزعاج لي

Hemen aleyhlerine dava açmalıyız. Bu resmen taciz.
الآن ,يجب علينا مقاضاتهم هذا هو إزعاج واضح

Sanat Dünyası dergisine yazı vereceğim. Editörü kızdırmak istemem.
لدي مقالة سأسلمها لمجلة عالم الفنّ وأنا لا أستطيع إزعاج المحرّر.

Müşterileri rahatsız ediyorsunuz ve başa bela oluyorsunuz.
تضايقون الزبائن وتجعلون من أنفسكم مصدر إزعاج

Ne zahmeti Hocam, Hadi gidelim, araba bekliyor.
ليس هناك أي إزعاج شيخنا هيا بنا السيارة في انتظارنا