Aslında, iş arkadaşlarımdan biri... geç saatte çıktı ve sonra ortadan kayboldu. | Open Subtitles | في الحقيقة احدى زميلاتي في العمل انتهت في وقت متأخر ثم اختفت |
Sen de oyuncularımın notlarından şikayetçi olan öğretmenlerden biri mi olacaksın? | Open Subtitles | هل ستكونين احدى المعلمات اللاتي يشتكين باستمرار بخصوص درجات اللاعبين ؟ |
Testislerinden biri ezilmiş v iltihap kapmış, yani onları kesmeleri gerekiyordu. | Open Subtitles | احدى خصيتيه اصيبت و الحق به الضرر و هم سيقومون بقطعها |
Sanırım ben, şu kızıl saçlı Yolanda'lardan birini deneyeceğim. -O senindir. | Open Subtitles | أعتقد أننى سأجرب احدى البنات ذوى الشعر الأحمر فى فرقة يولاند |
şu kutulardan birinin üzerine oturup işime karışmanız nasıl olur? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تجلس فوق احدى الصناديق ولا تتدخل ؟ |
Gizli mekânlarımdan birinde bir dinleme cihazı buldum sen bize katılmadan önce. | Open Subtitles | الذي اثق بكونه ليس مدسوساً اكتشفت وجود جهاز تنسط في احدى مخابئي |
Başka biriyle görüştüğünü sanıp bir gece onu takip ettim. | Open Subtitles | اعتقدت انها تواعد شخص آخر وفي احدى الليالي , تبعتها |
Adamın biri 36 saat çalıştıktan sonra öldü. | TED | احدى العاملين توفي بعد نوبة عمل دامت 36 ساعة متواصلة |
en sevdiğim beyin hikayelerinden biri bu orta yaşlı adamları anlatıyor. | TED | احدى القصص المتعلقة بالعقل تشرح اولئك الرجال متوسطي العمر |
Ve yanıp sönmeye başladığında şu çok hızlı yanıp sönen LED'lerden biri olacak sadece. | TED | وعندما يبدأ بالوميض اي عندما تبدأ احدى اضواءه بالوميض بسرعة |
Bir defasında, gardiyanlardan biri esirlerin tuvaletlerine, içerisi esir doluyken bir el bombası atıyor. | TED | في احدى الحالات رمى أحد الحراس قنبلة يدوية على مخدع السجناء حينما كانوا فيه |
ve bu da bizim şimdi yaptığımız şeylerden biri. | TED | وهذه هي احدى الامور التي اعمل عليها الان |
en sevdiğim araştımalardan biri şunu buldu: erkek ev işi yapmaya ne kadar istekli ise kadın da onu o kadar çok çekici buluyor. | TED | احدى الدراسات المفضلة لدي اكتشفت أنه كلما كان الزوج قادراً على القيام بألاعمال المنزلية كُلما وجدته زوجته جذاباً أكثر |
Uyandığımda anladım ki meğer silikon kulak tıkaçlarımdan birini çiğniyormuşum. | Open Subtitles | وأدركت عندما صحوت أنني كنت أمضغ احدى سدّادتي اذني الهوائيتين. |
Böbreklerinden birini ve bağırsağının bir kısmını almak zorunda kaldık. | Open Subtitles | كان علينا أن نستأصل احدى كليتيه و جزء من أمعائه |
Eğer kendi şarkılarımdan birini söylersem, sanırım daha çok hoşunuza gider. | Open Subtitles | اذا سمحت لي ان اغني احدى اغنياتي اعتقد بانها ستعجبك كثيرا |
O zaman artık seninle işyerimdeki kızlardan birinin arasını yapmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | اذاً انة الوقت لتجعلنى ارتب لك لقاء مع احدى الفتيات من مكتبى |
Onu bulmak için uğradığı onlarca seferden birinde bıraktı bunu. | Open Subtitles | هُنا في احدى المرات التي أتت فيها وهى تُحاول إيجاده |
Bu fikri açıklayabilmek için derimizin altına inerek, bu çıkıntılardan biriyle; cilde uygulanan Nanopatch teknolojisiyle başlamalıyız. | TED | ولشرح تلك الفكرة، نحتاج لأخذ جولة خلال الجلد، وبداية مع احدى تلك المسقطات وبتطبيق النانوباتش على الجلد. |
Ve Çin devlet sansürü tarafından yapılmış bazı düzeltmelerle panolarımızdan birisi bize iade edildiğinde şaşırdık. | TED | ولدهشتنا عادت احدى مخططاتنا مع تعديلات من الرقابة الحكومية للصين |
Benim üzerimdeki etkilerini görmek için beklerken Dorothy L. Sayer'ın dramatik hikayesini izleyin. | Open Subtitles | بينما انت تنتظر لترى التأثير المحتمل علىّ يمكنك ان تشاهد احدى قصصنا الدرامية. |
Bir bombacı olayına bakıyorduk, Jason'ın ilk dosyalarından biriydi bombacının arabasının Quantico'nun otoparkında olduğunu söyleyip araması için onu gönderdik. | Open Subtitles | كانت لدينا قضية عن مفجر كانت احدى اولى قضايا جيسون لذا جعلناه يذهب ويفتش سيارة المفجر والتي كانت في مرآب كوانتيكو |
Camlardan birinden içeri girmişler. Sizinki olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | لقد اقتحموا احدى النوافذ ونعتقد انها نافذتكم |
Nehir çok kirliydi. Aslına bakarsan bir keresinde yanmıştı bile. | Open Subtitles | أتعلمين , ذلك النهر لشدة تلوّثه قد احترق احدى المرات |
Aziz Sebastian Nişanı, Kilisenin verdiği en yüksek rütbelerden biridir. | Open Subtitles | إنّ شارة القدّيس سيباستيان احدى التشريفات العظيمة التى تمنحها الكنيسة |
Bir ciğerin kanla doluyor ama Allah'tan iki tane ciğerin var. | Open Subtitles | ، احدى رئتيك مليئة بالدم . و لهذا خـُلقت لك أخرى |
Ve bu noktalardan bir tanesi her iki panoda da aynı. | TED | و احدى النقاط في كلا اللوحتين متشابهة في اللون في اللوحتين. |