söyle, benim için üzülmeyi bıraksın. Kendi emekliliğine mal olur. | Open Subtitles | اخبره ان يتوقف عن الجزن علىّ سيؤثر هذا فى معاشه |
Martino, ona söyle her durumda onu görmekten mutlu olacağım. | Open Subtitles | مارتينو اخبره بذلك انا ساكون سعيدا بلقائه على اية حال |
Onu görürsen davayı çözmek için öldürmeye yada ölmeye gerek olmadığını söyle. | Open Subtitles | اذا تكلمت معه اخبره انه لا حاجة الى ان يُقتل او يَقتل |
Ona da söylemedim ama göndermeyi akıl edebiliyor. | Open Subtitles | حسناً، انا لم اخبره ايضاً انه يهتم بي اكثر مما انت تفعل |
Ona benim burda olmadığım zamanlar hakkındakileri söylemek ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين ان اخبره عن.. عن وقتي الذي قضيته بعيدا. |
TV ile ilgili kuralları anlat. Oyunları falan göster. Tamam mı? | Open Subtitles | اخبره بقواعد مشاهدة التلفاز ، وأره الألعاب وهذه الاشياء ، حسنا |
Pekâlâ, ona neden alması gerektiğini söyle, tamam mı? Artılarına odaklan. | Open Subtitles | إذا اخبره لماذا يجب عليه ان يشتريها ركز على ايجابياتها حسناَ |
Bak Collins'i görürsen söyle ona peşini bırakmayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا اذا رايت كولنز اخبره انني سابحث عنه ، حسنا؟ |
Tez elden geri dönüş yapmasını ve sınırları zorlaması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | اخبره اننا في حاجة الى تحول سريع ودفعه الى الخطوط الامامية |
Şu adam yine ararsa söyle, boktan malını başka yerde satsın. | Open Subtitles | عاود الإتصال بذلك الرجل اخبره أن يبيع تلك المعلومة بمكان آخر |
Git onun insta-şeycik'lerini sevdiğini söyle, anlarsın ya bara falan davet et. | Open Subtitles | حسنا اخبره انك تحب منشوراته عالانستجرام , كما تعرف و احضره للحانة |
Ona uçağını hiç kimsenin göremeyeceği çöle indirmesini söyle. | Open Subtitles | اخبره ان يهبط بطائرته فى الصحراء حيث لا يمكن رؤيته |
Ona, çetin pazarlıkçı olduğunu söyle. | Open Subtitles | اخبره بأن طلباته صعبة للغاية ولكننا سنوافق عليها |
söyle ona, Bony Ridge'deki kulübede beklesin... ta ki yargιç beklemekten yorulana dek. | Open Subtitles | اخبره ان يختبئ مؤقتا في كوخ بوني حتى يمل القاضي من الأنتظار |
Gündüzcü iki cerraha gece de kalacaklarını söyle. | Open Subtitles | ـ اخبره اننا بحاجة الى جراحَيْن فلينقلهما من الوردية النهارية |
Ben düşündüğümü söyledim doğruluğunu gördüğü şeyden fazlasını söylemedim. | Open Subtitles | .. لقد اخبرته ما اعتقده و لم اخبره اكثر مما تحقق منه بنفسه |
Yaşlı adamı bulup ona bunu haketmediğimizi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أنا اريد ان اعثر علي الرجل العجوز و ان اخبره اننا لا نستحق هذا |
Hastalık Kontrol Merkezi'nden Charlie Hammond'u arayıp olan bitenleri anlat. | Open Subtitles | في العاصمة و اخبره بالذي حصل هم سوف يتابعون التحقيق |
Burada işim biter bitmez işi sana vermesini söyleyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | سوف ياتى الى هنا وسوف اخبره ان يعطيك عملِي القديمِ، حسناً؟ |
- Tamam Jack. Elimden geleni yaparım. Ne duymak istiyorsa söylerim. | Open Subtitles | حسناً يا "جاك" سأفعل ما استطيع سوف اخبره بما يريد سماعه |
Bu önemli değil. İki dürüst vatandaşın onu aradığını söyleyin. | Open Subtitles | لا يهم، فقط اخبره ان مواطنان صادقان أتيا للبحث عنه |
- Ya ona okulu asmayı bırakmasını söylersin ya da karışmam. | Open Subtitles | اخبره ان يتوقف عن التغيب عن المدرسة والا سأضطر للتعامل معك |
Öyleyse daha da iyi olacak... çünkü bu henüz kimseye söylemediğim bir şey. | Open Subtitles | حسناً, الامور توشك على ان تصبح افضل لان هذا شيء لم اخبره لاحد |
O Firavun yapıldığında söylediğin şeyleri ona söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن اخبره انك قلت هذه الأشياء عندما يُنصب كفرعون |