Tüm hayatım boyunca hiç kimsenin kocasına dokunmadan yaşamayı başardım. | Open Subtitles | استطعت أن أحيا حياتي كلها بدون أن ألمس زوج غيري |
Ama eğer Bunu başka bir veriyle karşılaştırabilirseniz, aslında FBI ajanının rolünü tekrar oynuyor ve herşeyi biraraya topluyor olursunuz. | TED | ولكن إن استطعت ربطها مع البيانات الأخرى، فعندها مبدئياً تعيد لعب دور عميل مكتب التحقيق الفيدرالي. وبوضع كل ذلك معاً. |
Ama arkadaşlarınız yolda, eğer onlar gelene kadar hayatta kalırsanız Onu durdurabilirler. | TED | لكن أصدقاءك في طريقهم، وإذا استطعت النجاة حتى وصولهم، سيتمكنون من إيقافه. |
Elimden gelse Onu geri getirmek için her şeyi yapardım. | Open Subtitles | سافعل اي شي .. اي شي اذا استطعت ان ارجعه |
Bunca yıl nasıl saklanmayı başardın? | Open Subtitles | كيف استطعت الاختباء طوال كل تلك السنوات؟ |
yapabilirsen beni durdur o zaman. Sen yapamayacağın işlere kalkışıyorsun. | Open Subtitles | حاول وأوقفني إن استطعت.أنت تنبح أكثر مما يمكنك أن تعضّ |
Tamam, gir şuraya. Beş gün sonra seni görürüm, eğer başarabilirsen. | Open Subtitles | حسناً , أدخل هنا وسأراك بعد خمسة أيام إذا استطعت النجاة |
Bir şekilde böylesinin en iyisi olduğuna kendimi ikna etmeyi başardım. | Open Subtitles | بطرييقة ما استطعت أن اقنع نفسي أن ما حدث كان لمصلحتي |
Çağları ve kültürleri birbirine karıştırarak birbirine benzer uzlaştırılamaz farklılıkları arasında ahenk getirmeyi başardım. | TED | من خلال مزج العصور والثقافات، استطعت تحقيق الانسجام، كما كان، بشكل مماثل لاختلافاتهم المتنوعة. |
Ve bu kalabalığın yardımıyla oldu, bu yabancıların bana gösterdiği incelikler yoluyla oldu, ve ben beni kovalayan geçmişimin üstündeki perdeyi kaldırmayı başardım. | TED | وقد كان عن طريق التعهيد الجماعي، عن طريق العطف الذي أظهره الغرباء لي، أن استطعت أن أكشف أجزاء من ماضيي كانت تطاردني. |
Eğer ben Bunu sahnede canlı olarak yapabiliyorsam, her birinize beş dakika içerisinde bu tür cihazlardan birini nasıl kontrol edebileceğinizi gösterebilirim. | TED | وإذا استطعت فعل ذلك بشكل مباشر على المنصة، عندها أستطيع أن أريكم جميعًا في خمس دقائق كيف تشغلون واحدة من هذه الأجهزة. |
Eğer Bunu başarabilirsem, belki o zaman diğerleri de beni affeder. | Open Subtitles | واذا استطعت ان افعل ذلك عندها ربما الاخيرين سيغفروا لي ايضاً |
Ama sen Onu daha fazla mutlu edebileceğini düşünürken mutlu olabilecek misin? | Open Subtitles | لكن انت ستكون اسعد عندما تعرف انك استطعت ان تجعلها اكثر سعادة |
- Mesele şu ki, Onu nasıl gride bıraktın Doktor? | Open Subtitles | المهم هو، كيف استطعت أن تتركه وراءك يا دكتور ؟ |
Lord Julien'ı bana yönlendirmeye yardım edersen, onunla evlenmek için Elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | إذا استطعت لفت نظر اللورد جوليان الي .سأفعل ما بوسعي لاتزوجة ، وبسرعة |
Mahkumlara, benim adamlarından daha fazla nişan almayı başardın. | Open Subtitles | لقد استطعت أن تحرز اقتراباً من المدانين أفضل مما استطاعه عناصري نفسهم |
Eğer Bunu yapabilirsen yaşayan en büyük hocasın derim. | Open Subtitles | ستكون أعظم مدرس حي حتى الآن لو استطعت ذلك |
Sanırım şeytani yönünün seni insanlardan daha az önemsiz yaptığını söyleyebilirdin. | Open Subtitles | أظنك استطعت القول أن جزئك الشرير جعلك أكثر تعقلا من البشر |
Bunlar Roma'nın sadece çizimleri. Mümkün olduğu kadar sık geri dönerim. İhtiyaç duyarım. | TED | هذه ليست فقط الا رسوما عن روما.اعود إليها كلما استطعت احتاج الى العودة. |
Bu noktada, kayınbiraderim cevabını öğrenebilmeyi çok istediği soruyu sorabilecek cesareti toparladı. "Bunu nasıl yapabildin?" | TED | في لحظة من اللحظات، استجمع صهري شجاعته ليسأله سؤال يود حقًا أن يعرف إجابته. وهو : كيف استطعت فعل ذلك؟ |
Sonra onunla 2-3 kez sevişeceğim... tabi yapabilirsem. | Open Subtitles | ثم سأمارس الحب معها مرتين أو ثلاث مرات لو استطعت |
Final projesine Elimde iyi bir şeyle gelebilirsem Jonah'ı tamamen unutur. | Open Subtitles | اذا استطعت فقط ان افعل شئ للمعاينه النهائيه انها ستنسي جونا |
Eminim yaparsın. Yalnızca dua et de o sırada etrafta olabileyim. | Open Subtitles | انا واثق انك ستفعل، فقط اتمنى لو استطعت التواجد لسماعه |
Sonuçta, bir tartışmada bir sorun fark edebilirsem, bunun sayılarla ya da kelimelerle ifade edilip edilmediği çok önemli değil. | TED | لأنه بعد كل شيء، إذا استطعت أن أجد مشكلة في جدال، فإنه لا يهم كثيرا سواء كان التعبير عنها في كلمات أو بالأرقام. |
Ama yapabilseydim eğer, basitçe 4 ve 7 numarayla uğraşırdım. | Open Subtitles | لكن لو استطعت لركزت أكثر على النقطتين الرابعة و السابعة |
Çok şükür ki sen rekabet ve kıskançlık hislerinden kurtulmayı başarmışsın. | Open Subtitles | وحمدا لله انك استطعت ان تهربى من مرض الغيرة والمنافسة هذا |