"اسنان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• diş
• dişleri
• dişler
• dişçi
• dişli
• dişlerini
• dişi
• dişin
• dişsiz
• dişlerin
• Dişlerim
• dişini
• dişçiye
• dental
• fırçası

Bana diş teli taktırmak için ne fedakarlıklara katlandığını bugün hâlâ dinliyorum.
حتى يومنا هذا لازالت تذكرني بتضحياتها كي يمكنني الحصول على تقويم اسنان

Az önce, Sam Trent'in evinden aldığımız diş fırçasıyla tam eşleşme çıktı.
ولقد قارنتها بالحامض النووي من فرشة اسنان سام التي ارسلت من منزله

Eczaneye gidip yeni bir diş fırçası almalı çünkü ona ihtiyacı olacak.
عليه ان يذهب للصيدلية ليشتري لنفسه فرشاه اسنان جديدة لأنه سيحتاج إليها

Bugün dişleri tarıyoruz, siz de dişlerinizi taratabilir ve bu yöntemle yapılmış size uygun diş kaplaması yaptırabilirsiniz.
فحص الاسنان اليوم تستطيع فحص اسنانك و طلاء اسنان صنع بهذه الطريقة ليناسبك

Güzel gözler, kusursuz dişler. Gel, seni öpeyim.
جذاب المنظر و اسنان ناصعة البياض تعالى, دعني اقبلك

Galiba sabun ve diş macunu almam gerekecek. Taze bitti.
على ان اشترى صابون ومعجون اسنان فقد نفذوا من عندى

Sonunda takma diş yaptırabileceklerini, ama gene de onlarla mısırı koçanından yiyemeyeceklerini, elma ısıramayacaklarını, biftek çiğneyemeyeceklerini;
وان حصلوا على طقم اسنان اصطناعي سوف لن يستطيعون ان ياكلوا الذرة ولا حتى التفاح ولا شرائح اللحم

İşte böyle. Sonra diş fırçamızı alır kıllarının üzerine bir miktar Salvodon sıkarız.
ثم نأخذ فرشاة اسنان ونعصر عليها بعض معجون سالفودنت

diş macunu satıyor gibi konuşuyorsun.
صوتك يبدو كما لو انك تبيعين معجون اسنان.

Almanya'ya giden herkesin diş fırçası diş macunu, ayakkabı parlatıcısı, sabunu ver her aile üyesinin kendine ait havlusu olmalıdır.
كل من يذهب الى المانيا ، يجب ان يملك فرشاة اسنان ، معجون اسنان ، ملمع احذية ، صابونة

Ama oldukça büyük dişlere sahiptir ve büyük dişleri olan hayvanların zararsız olabileceğine dair insanları ikna etmek de bir o kadar zordur.
لكن لديه فم كبير وانها نوع من الصعب إقناع الناس إذا حيوان له اسنان كبيرة، انه مخلوق غير مؤذي.

Şimdi, dikkatini çekerim bayanlar ve baylar bu genç delikanlının dişleri oldukça kirli.
ان اسنان هذا الشاب متسخة جدا انها ليست كذلك

Tanrım, şuna baksana. dişler, altın dolgular!
يا يسوع , هل رايتم هذا اسنان , مليئه بالذهب

Edwin mobil bir dişçi muayenehanesine dönüştürmüş olduğu karavanıyla Kentucky'yi dolaşıyor.
يقود ادوين حول ولاية كنتاكي بمركبته التي حولها إلى عيادة اسنان

Çürük dişli.
كان لديه اسنان مسوسة بعد الشر عنك طبعا يا عزو :

Sonra yine bir dükkan açarız ve çocukların dişlerini düzeltmeye başlarız.
ومن ثم نفتتح عيادة ونبدأ في اصلاح اسنان الاطفال مرة اخرى

Onu ziyaret ettim. Burnu, kaburgaları, bacağı ve dört dişi kırılmış.
لقد قمت بزيارته ، لديه انف مكسور ، ضلوع ، قدم و اربعة اسنان اجتثوا

En azından bir torba dolusu bebeklik dişin yokmuş. Değil mi?
على الاقل لم تحصلي على كيس كامل به اسنان طفلك

Aramızda bir ispiyoncu vardı, şimdi dişsiz kaldı.
كان عندنا عندما نمّام في العصابة، لكن الآن هو لم نحصل على أي اسنان

Şey, sen Sandra'ya beziyorsun. Ne güzel dişlerin var, Sandra.
في الواقع تبدين كفتاه اسمها ساندرا لديك اسنان جميله يا ساندرا

Dişlerim harika. Hiç çürük yok. Bak.
انا عندي اسنان مثاليه بدون تجويفات هل تريد مشاهدتها؟

Tyler, Barb'a iki ıstakoz veriyor ve Barb üçüncü masajı Dr. Conway'e yapıyor sonra Dr. Conway, falcı Pam'in dört dişini temizliyor...
وبارب أعطت مساجا ثالثا لدكتور كونواي , ودكتور كونواي نظف اربعا من اسنان تيللير

Jimmy, en son ne zaman dişçiye gittin?
متى كانت اخر مرة ذهبت فيها الى طبيب اسنان

Bizi katilin dental kayıtlarına ulaştırabilir.
ربما حصلنا على قراءه تتطابق مع اسنان القاتل