Çok sakarım, biliyor musun? Sanırım iki elim de solak. | Open Subtitles | أنا متهور جداً اعتقد أن كلتا يدي هما يد يسري |
Sanırım ikimizin de bir sonraki sefere daha dikkatli olması gerekecek. | Open Subtitles | اعتقد أن يجب على كلانا أن نكون أكثر حرصًا بالمرة التالية.. |
Sanırım Lily şirketle ve senin mahkumla doğru şeyi yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | اعتقد أن ليلي تحاول فعل الشئ الصحيح بالشركة وبصديقك المسجون أيضا. |
Bence sürdürülebilir enerjinin geleceği büyük oranda kaçınılmaz, ama uzayda seyahat eden bir medeniyet olmak kesinlikle kaçınılmaz değil. | TED | اعتقد أن مستقبل الطاقة المستدامة حتمي إلى حد كبير، لكن أن نصبح حضارة تسافر عبر الفضاء ليس حتميًا بالتأكيد. |
Bu Bence hiç de adil değil. Bileti kendisi bulmamış ki. | Open Subtitles | اعتقد أن هذا لم يكن عدلاً لم تجد تلك التذكرة بنفسها |
Aslında geleli birkaç dakika oldu ama kapı zili çalışmıyor Galiba. | Open Subtitles | في الواقع وصلت منذ مدة لكن اعتقد أن الجرس لا يعمل |
Ama Sanırım tatilde seninle gelmem için ısrar etmemenin bir nedeni var. | Open Subtitles | ولكن اعتقد أن هناك سبب لعدم إصرارك أن اذهب معك في العطلة. |
Ne gördüğüm hakkında hiç soru sormadım, ama Sanırım polis sorar. | Open Subtitles | لا أطرح أسئلة عما رأيته أبداً لكن اعتقد أن الشرطة ستسأل |
Sanırım bu, temsilci ile onun arasında olan bir şey. | Open Subtitles | و اعتقد أن الأمر تم بينه وبين نائب تلك الشركه |
Sanırım, tekrar bir aile olmamız düşüncesinden işte o zaman vazgeçtim. | Open Subtitles | اعتقد أن تلك هي لحظة خروجي من الإطار العائلي إلى الأبد |
İyi vurdum, ama Sanırım düşerken kafasını kapıya falan çarptı. | Open Subtitles | أخفته بشكل جيد ولكن اعتقد أن رأسه قد إرتطم بالباب |
Başın sağ olsun ama Sanırım bende moralini düzeltecek bir şey var. | Open Subtitles | انظر, انا اسفة لخسارتك, لكن اعتقد أن معي ما قد يشعرك أفضل |
Ama, Sanırım asıl kullanılması gereken yer burası. | TED | لكنني اعتقد أن الهوية الحقيقية تبدأ هنا |
Bence bu şarkı sadece aynı döngüyü tekrar etme başlangıcı. | Open Subtitles | اعتقد أن هذه الاغنية فقط هي البداية لتكرارك نفس النمط. |
Bence birisi zaman kavramıyla oynayan ilaçlarla ilgili deney yapıyormuş. | Open Subtitles | اعتقد أن احد ما كان يقوم بتجارب العقارات موسعة الوقت. |
Bence hem Susan Boyle hem de bu Şanghay'daki sebze satıcısı "diğerleri"ne aitler. | TED | و لذلك اعتقد أن كلتا سوزان بويل بشنغاهاي و بائعة الخضار هذه في شنغهاي كلاهما ينتميان إلى الآخر. |
Bence baskı, tedavi kadar etkili değil ve Bence korkunç bir hastalığa sahip bir başka insan üzerinde böyle bir güç kullanmak korkunç bir şey. | TED | لا اعتقد أن الإكراه فعّال كعلاج و اعتقد أن استخدام الإكراه شيء فظيع ضد شخص مصاب بمرض رهيب |
Ve bu Bence önemli o pozisyondaki insanların fark yaratması. | TED | و اعتقد أن هذا مهما ان اشخاصا فى وضع كهذا أن يصنعا فارقا |
Bence olay üç aşağı beş yukarı şöyle: Kolay harekete geçmek, her zaman kolay kazanç elde etmek değildir. | TED | اعتقد أن هناك قاعدة مجربة وهي: السهولة فى الحشد لا تعني بالضرورة سهولة تحقيق المطالب. |
Üzgünüm... Yani bu onun hatası değildi, tek çıkar yolunun bu olduğunu düşünüyordu Galiba. | Open Subtitles | متأسفة، لم يكن المذنب، ربما اعتقد أن ذلك مخرجه الوحيد |
Televizyonun, küresel bir kamp ateşi olduğunu düşünüyorum. | TED | و اعتقد أن التلفزيون كشعلة النار فى المخيم |
Ve benim dolabımın senin günlük giyim ihtiyacını karşılayabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | و لا اعتقد أن خزانتي يمكنها تحمل هجومكِ اليومي عليها |
Bir kanıt bulduğunu sanıyordu, ama o da uçup gitti. | Open Subtitles | وهو تاجر مخدرات كبير شرير اعتقد أن عنده طرف خيط، لكنه تبخر |
Artık kadınların dünyadaki en önemli ve güçlü siyasi güç olduğuna inanıyorum ama bunun sadece anlık bir şey olmadığından nasıl emin oluruz? | TED | اعتقد أن النساء الآن هم أكبر قوة سياسية فعالة ومهمة في العالم، لكن كيف نضمن أن هذه ليست مجرد لحظة عابرة؟ |
SB: Evet, bunun isabetli bir ifade olduğunu düşünmüyorum, hayvanlar bize bunun doğru olmadığını öğretti Bence. | TED | إس بي: نعم, أنا لا اعتقد أن هذا دقيق, و اعتقد أن هذا ممكن لأن الحيوانات علمتنا ذلك. |
Bunu yapmak istemişti çünkü herkes bunun imkansız olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | أنه يريد فعل هذا لأن الكل اعتقد أن هذا مستحيل |