Şimdi eğer bunun muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, bu benim favorilerimden. | TED | الآن ان كنتم تظنون هذا عجيب .. انظروا الى هذه |
Şimdi, gözlerini açana kadar üç yıl geçtiğini hayal et. | Open Subtitles | تخيلي الآن ان ثلاث سنوات مرت بينما كنتِ مغلقه عينيكِ |
Şimdi, gözlerini açana kadar üç yıl geçtiğini hayal et. | Open Subtitles | تخيلي الآن ان ثلاث سنوات مرت بينما كنتِ مغلقه عينيكِ |
Beni artık takip etme, tabii yakalamaya hazır olana kadar. | Open Subtitles | لا تطاردني بعد الآن ان لم تكن مستعداً للامساك بي |
İşin iyi tarafı artık uydu alıcımı telefonumdan kontrol edebiliyorum. | Open Subtitles | بالجانب الايجابي استطيع الآن ان ابرمج كاميرتي الرقمية من هاتفي |
Bizden daha iyi işler çıkaran ve daha zeki bir mimar bize bu alet kutusunu vermiş, ve Şimdi nasıl kullanılacağını biliyoruz. | TED | هناك صانع افضل واكثر ذكاء منّا قد أعطانا صندوق الأدوات هذا وبمقدورنا الآن ان نستخدمه |
Ama Şimdi isteyeceğim şey hayatında bir kez olsun her şeyi olduğu gibi görmen. | Open Subtitles | و لكنى اطلب منك الآن ان ترى الاشياء كما هى فى الواقع. |
Şimdi gidemem. Bu haftasonu üvey babanın doğum günü. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب الآن ان عيد ميلاد زوجي نهاية هذا الأسبوع |
Sanırım Goa'uld'dan neden bu kadar korktuklarını Şimdi anladım. | Open Subtitles | أعتقد اني أفهم الآن ان الجواؤلد مخيفون جدا |
Eğer Şimdi yüzün bana dönerse, kaybolduğunu sandığım yüzü tekrar bulmam belki daha kolay olur. | Open Subtitles | ربما, لو أمكنني أن أستعيد وجهك الآن ان أستعيد بسهولة الوجه الأول الذي يبدوأنني فقدته |
Şimdi onun yüksek derecede organize olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف الآن ان لديه درجة عالية من التنظيم |
Şimdi bunu alışveriş yaparak kutlamalıyız. | Open Subtitles | وربما ينبغي لنا الآن ان نحتفل سويا ونتسوق |
Şimdi elimde kalan tek şey ise şu duvara kazınmış "Jones" kelimesi. | Open Subtitles | كل ما سيكون عليه الآن ان كلمة جونز محفورة عليه الآن |
Muhtemelen çocuklarından kaptı ve Şimdi ben de hafta sonunu yatakta geçireceğim. | Open Subtitles | وعلى الاغلب انه حصل عليها من اولاده وسيكون علي الآن ان امضي بقية الاسبوع معها |
Müsaade edersen bu önemli soruyu Şimdi sormak istiyorum. | Open Subtitles | سؤال مهم جداً سأسألكِ اياه الآن ان لم تمانعي |
Şimdi izin verirseniz atom bombasının babası bir fincan süt istiyor. | Open Subtitles | الآن , ان عذرتموني أب القنبلة الذرية يريد صحن حليب |
Şimdi, müsaade ederseniz öğle yemeği için danayı kesmeliyim. | Open Subtitles | الآن ان عذرتموني علي ان اذبح عجلا سمينا للغداء |
artık, kendi yıldızından farklı uzaklıklarda bulunan pek çok gezegen olduğunu biliyoruz. | TED | نحن نعلم الآن ان هناك الكثير من الكواكب على ابعاد متنوعة مختلفة من نجومها المضيفة |
Mükemmel. artık emin adımlarla ilerleyebiliriz. | Open Subtitles | ممتاز, نستطيع الآن ان نتقدم ونحن متأكدون |
Bak, Clark, artık tek yapabileceğimiz deneyip onun haklı olduğunu ispatlamak. | Open Subtitles | انظر, كلارك, كل ما نستطيع فعله الآن ان نثبت انه كان على حق. |
Ben geldim artık, her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | الآن ان وَصلتُ، وكُلّ شيء سَيَكُونُ بخير |