"الأكاذيب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yalan
• yalanları
• yalanlarla
• yalanların
• yalanlardan
• yalandan
• yalanı
• yalanlarını
• yalanla
• yalanın
• yalana
• yalancı
• yalanlarıyla
• yalanlarınla
• yalanlar

Doğru anladıysam, beyefendi; yalan söylemek, yalan söylenmesine izin vermekten daha iyidir.
فهمتك يا سيدي من الأفضل أن تكذب على أن نسمح بإنتشار الأكاذيب

Bak, dürüst insanlar normal insanlara göre daha fazla yalan söylerler.
إسمعي إن هؤلاء جماعة الصدق يقولون الأكاذيب أكثر من الدب العادي

Bu akşam bu yemek masasında bir sürü yalan söylendi.
لقد قبلت الكثير من الأكاذيب على طاولة العشاء هذه الليلة،

Hayır, savunmaya yemin ettikleri yalanları ebedileştirmek ile... daha çok ilgilidirler.
لا، إنهم أكثر اهتماماً بإظهار الأكاذيب التي أقسموا على الدفاع عنها

Kafanı bu yalanlarla dolduran kişi, o iri Atrian mı?
هل ذلك الاتيري الضخم ملئ عقلك بكل هذه الأكاذيب ؟

Ya iletişim bilimini kullanarak yalanların kendisini incelemeye yönelik bir yaklaşıma bürünseydik?
ماذا لو اتخذنا نهجًا مباشرًا أكثر، باستخدام علم التواصل لتحليل الأكاذيب بذاتها؟

yalanlardan ve yalan söylemekten... o kadar bıktım ki.
اننى متعبة جدا تعبة من الكذب, وتلفيق الأكاذيب,

Peter uygunsuz hiçbir şey yapmadı. Ama politik düşmanları hâlâ hakkında yalan söylüyor.
لم يرتكب بيتر شيئًا يخجل منه ولكن أعداءه السياسيين سيظلون يصدرون عنه الأكاذيب

Zamanında ben de meclis üyesiydim ve hiç yalan söylememiştim.
أنا كنت نائب مقاطعة مرة وأنا أبد لم أخبر الأكاذيب

Zamanında ben de meclis üyesiydim ve hiç yalan söylememiştim.
الأكاذيب أخبر لم أبد وأنا مرة مقاطعة نائب كنت أنا

20 yıl geçmesine rağmen yalan söylemeyi hala bırakmamışsın gibi.
أعتـقد أن الأكاذيب تصبح سهـلة بعـد 20 عاماً، صحيح ؟

İlişkimiz, benim yüzümden yalan dolan üzerine kuruldu bu yüzden senden özür dilerim.
علاقتنا بُنيت على الهراء و الأكاذيب التي اختلقتها ، وأنا آسف حيال ذلك

Kulağa garip bir kitap ismi gibi gelse de, hepsi aslında yeni yalan çeşitleri.
يبدوا ككتاب غريب قليلاً, لكن في الواقع كلهم أنواع جديدة من الأكاذيب.

Anti-kahraman göz göre göre topluma meydan okur ve toplumu bastırmak için kullanılan yalan ve taktiklere karşı savaş ilan eder.
يقوم اللابطولي بتحدي المجتمع صراحة ويحاول محاربة الأكاذيب والأساليب المستخدمة لإخضاع الشعب.

ve bazı çocuklar 2 gibi erken bir yaştan itibaren yalan söylemeye başlıyorlar.
ويبدأ بعض الأطفال في قول الأكاذيب في عمر لا يتجاوز السنتين.

Bana bir şans ver, tüm yalanları gerçeğe dönüştürebilmem için.
إعطيني فرصة واحدة وسوف أحول كل تلك الأكاذيب إلى حقيقة

Benim hakkımdaki o yalanları söyleyerek kaç tane hayvana zarar verdiğini bilmiyor.
هو لا يعرف كم من الحيوانات قد آذاها بنشرهِ لتلك الأكاذيب عني

Neyin doğru olup olmadığını bulmak için yalanlarla uğraşmak zorunda değilim.
أنا لا أتعامل مع الأكاذيب لأكتشف ماهو حقيقي وماهو مذيف

Eskiden ve sonradan söylenmiş yalanların tümüydü.
كان كل الأكاذيب التي صُرح بها قبل وبعد التسرب النفطي

Amerikan halkına şimdiye dek dayatılmış en büyük yalanlardan birini.
واحدة من أفدح الأكاذيب التى أقحمت على الشعب الأمريكي

Halkına ve partine yaptığın tek hizmet yalandan başka bir şey değil.
انت مجموعة من الأكاذيب التي على اساسها وعدت في خدمة الشعب والحزب

Bu pornografinin şantaj yalanı olduğu çok açık.
وهذا هو بالضبط ما معنى ذلك التصوير الإباحي، وابتزاز الأكاذيب

Bunlar yalanlarını desteklemek için yarattıkları bastırıcı deliller.
الحقائق تُدحض عن طريق الأكاذيب التي أُلِّفت لتدعمها.

Bir sürü yalanla hatırlanmayacağım.
سوف لن يتذكرني أحداً من أجل مجموعة من الأكاذيب

Ama onca yalanın altında bile gerçek bir şeyler vardı.
لكن تحت كل تلك الأكاذيب لقد كان هناك دائما شيء حقيقي

Sanatçıların gerçeği söylemek için, politikacılarınsa gerçeği örtbas etmek için yalana başvurduklarını söylerdi.
اعتاد القول أنّ الفنّانين يستعملون الأكاذيب لقول الحقيقة بينما السّياسيّون يستعملونها لطمس الحقيقة.

Ve annemin tüm o yalancı ve dolandırıcıların önünde saygıdeğer Margaret Mitchhell hakkındaki övgülerini duymak, sadece...
والإستماع لأمي أمام كل ما تبقى من الأكاذيب والخدع .وقول خطاب تأبين لمارغريت ميتشل إنه مارغريت ميتشل :

Bebeğimi bir satranç şampiyonu olma yalanlarıyla kandırıyorsun.
تبيع كل هذه الأكاذيب لإبني لن يكون بطلاً في الشطرنج

Okuldaki 3 yıl boyunca birlikte vakit geçirdik ama her seferinde yalanlarınla beni kandırırdın.
في الثلاث سنوات التي قضيناها سوياً أتساءل كم من الأكاذيب السخيفة أخبرتيني

Artık uyku zamanı. Sarhoş çocuklar hep çirkin yalanlar söylerler.
حان موعد نومك الآن ، الأطفال الثمالى يتفوهون بأبشع الأكاذيب