Onlar için Sodom ve Gomora'da ölen Binlerce kişiden daha fazla üzülmedim. | Open Subtitles | أنا لا أندبهم أكثر مماأندب الألف شخص الذين ماتوا فى سودوم وجوموراه |
Onlar için Sodom ve Gomora'da ölen Binlerce kişiden daha fazla üzülmedim. | Open Subtitles | أنا لا أندبهم أكثر مماأندب الألف شخص الذين ماتوا فى سودوم وجوموراه |
Daha yeni kıçını kurtardım, bu yüzden bugün sikik bin metreye gidiyoruz. | Open Subtitles | أنا دفعت للتو كفالتكِ لتخرجين من السجن لذلك اليوم سنلغي الألف قدم |
İ harfinde tekrar gözlerini kırptı, sonra T, sonra R ve A: Kitra. | TED | رمشت عيناه عند حرف الياء، بعدها على التاء، وبعدها الراء، ثم الألف: كيترا. |
Hem de boynunun düşme sonucu o hale gelme ihtimali... herhalde binde bir. | Open Subtitles | بالإضافة إلي أن السقوط لا يبقي رقبته هكذا ماعدا فرصة واحدة في الألف |
Şöyle diyor "Septus'un gelişinin Bininci gününde... ..ölen beş kişinin küllerinden doğacağını" yazıyor. | Open Subtitles | ولكن يُقال أنه سوف يأتي .. من رماد الخمسة في مساء اليوم الألف .. بعد حلول إله الحرب |
12 parça gemi. Binden fazla asker demek. | Open Subtitles | اثني عشر سفينة، من المحتمل أنهم يتجاوزون الألف رجل |
- Eğer bu Binlerce yaşam kurtulsaydı, doğru bir karar olurdu. | Open Subtitles | إذا كانت هذه الألف نسمة يمكن إنقاذها فإنه سيكون القرار الصحيح |
İşte günde iki kez beslenmesi gereken, Binlerce ağzı olan canavar burası. | Open Subtitles | هذا هو الوحش ذو الألف فم، الذي يجب أن يطعم مرتين يوميا. |
Binlerce kumandan ve biz "Bilinmeyen Alkolikler"den Belçikalıyı alacağız! | Open Subtitles | الألف قائد و نحن نصبح البلجيكي من مدمني الخمور مجهول |
Ekibin cevaplamasını istediğim Binlerce sorudan biri de bu. | Open Subtitles | هذا واحد من الأسئلة الألف التى أريد أن يجيب عليها الفريق |
Gerçek altın! Binlerce yıllık .. .... | Open Subtitles | إنه تماماً مشابه لسقف الألف جناح بأكاديمية البندقية |
Ay su yüzeyinde ışıldadığında sanki Binlerce küçük balık dans ediyormuş gibi olur. | Open Subtitles | عندما يسطع ضوء القمر على سطح الماء يبدو وكأن هناك الألف من الأسماك الصغيره تتراقص على الماء |
Ve biliyor musunuz, o yolculuk, bin kilometrelik yol, 6000 katarakt operasyonuna yetecek parayı topladı. | TED | و هل تعلمون، تلك الرحلة، الألف كيلومتر تلك، لقد وفرت مال لإجراء 6000 عملية لمعالجة إعتام عدسة العين. |
Ve bu bölge, topladığımız bin numunenin yalnızca 70 kadarını oluşturur. | TED | وتساهم بمايقارب الـ 70 عينة من تلك العينات الألف. |
Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı. bin bire dönüştü. | TED | ولا بد من ظهور نماذج الحياة المعقدة، فيصبح الألف واحدًا. |
A öğrencileri en sert müfredatı ve en iyi hocayı alıyor vs vs... | TED | فيحصل طلاب الألف بأصعب منهج وأحسن معلمين |
Ve elbette, bu hikayenin bir de üzücü diğer yüzü var, A seviyesindeki öğrencilere de D notu verip, D seviyesinde | TED | ولكن هناك جانب حزين من هذه القصة فقد قالوا لطلاب الألف أنهم في مستوى الجيم |
"Tamam tatlım. Bir milimin binde biri kadar sola doğru. | TED | " حسنا، حبيبى واحد من الألف من البوصة إلى اليسار. |
Sadece Mısır Deltası'nda Mısır kazı sahalarının yüzde birinin binde birinden daha azını kazdık. | TED | في دلتا مصر فقط، لقد قمنا بحفر أقل من واحد من الألف من الواحد بالمئة من الحجم الكلي للمواقع في مصر. |
Ve hayır, teşekkürler. Alabalık istemiyorum, Bininci kez. | Open Subtitles | و شكرا وأقولها للمرة الألف أنا لا أكل السلامون |
Binden fazla takipçim var. | Open Subtitles | حسناً ، لدي متابعون يتجاوزون الألف |
Para yatırmak istediğin diğer 4 maçı unut gitsin o binliğin üzerine dört bin daha koyalım beş olsun kombine yapalım, para olsun on iki bin! | Open Subtitles | إذا كنت تريد المراهنة على أربع مباريات لنضع هذه الألف مع الأربعة ألف لتصبح خمسة ألاف خذها و ضعها في الرهان لكي تصبح إثنا عشر ألفاً |