Müfettiş Lebel toplantı yapmamızı istedi... çünkü İngiliz şüpheliyle ilgili yeni şeyler öğrenmiş. | Open Subtitles | المفوض ليبيل طلب هذا الإجتماع لأن لدية معلومات جديدة عن المشتبه به البريطاني. |
Eğer bir toplantı yapılacaksa orada pek çok araba olacaktır. | Open Subtitles | فكرت بما أن الإجتماع عالمي سيكون هناك الكثير من السيارات |
Şimdi toplantıya gidiyorum ama geri dönüp sana her şeyi anlatacağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى هذا الإجتماع حالياً, لكنني سأعود و سأخبرك كل شيء. |
Geçen toplantıda 6 aile liderinden 5'i... Demokles Projesi'ne onay vermişti. | Open Subtitles | الإجتماع السابق 5 من كل 6 عائلات وافقوا على مشروع القنبلة. |
pekala, toplantıdan beri 10 gün geçti, ve hala sakinleşmedi. | Open Subtitles | مرت 10 أيـام على الإجتماع .ومازال لـم يهدأ حتى الآن |
Bu buluşma haftalar önce planlandı. Gelirler. Biraz sabırlı ol. | Open Subtitles | الإجتماع مخطط له منذ أسابيع سيكونون هنا, كن صبورا |
Ama bu öfke kontrolünü görüşme sırasında da yapmamız gerektiğini söylemeyi unutmuşum. | Open Subtitles | كان عليّ أن أحدد أن علينا القيام بذلك في لحظة الإجتماع أيضًا |
Gitmeden önce geçen gün gelen telefon, toplantı sırasında cevapladığın... | Open Subtitles | قبل ان تذهب هذه المكالمة الترى رددت عليها اثناء الإجتماع |
Hayır çağırmadı, sen toplantı istedin ve ben de programdan çıkardım. | Open Subtitles | لا لم يفعل، أنت من طلب الإجتماع. و قد قمت بإلغائه. |
Ve sen de toplantı konusunda beni asılsız bilgilerle mi besliyorsun. | Open Subtitles | أنت حقير أيضاً لأنك قدمت لي معلومات كاذبة عن هذا الإجتماع. |
Madam Butterfly'ın toplantı sırasında yanında savaşçıdan daha fazlasına ihtiyacı var. | Open Subtitles | كلا، السيّدة هُنا بحاجة أكثر من مُجرد مُقاتل لجانبها في الإجتماع |
toplantı katılımcıları, masalarında yarım bıraktıkları işe ne zaman devam edebileceklerini bilmemektedirler. | TED | حاضرو الإجتماع لا يعلمون متى سيرجعون إلى المهمة التي تركوها خلفهم في المكتب. |
Böylece üçündü toplantı, savlar oldukça iyi çalışıldı. | TED | في الإجتماع الثالث، كانت الحجج معروضة بشكل جيّد. |
Hey, eğer isimleri sen seçmek istiyorsan, toplantıya sen git,... | Open Subtitles | إذا كنت تريد إختيار الإسم لابد أن تذهب إلى الإجتماع |
O toplantıya telefon dinlemelerinin kaçakçıların çalınan silahlar hakkında bir bok bilmediğini.. | Open Subtitles | إنضممت لهذا الإجتماع لأقول أن الحنفيات أثبتت أن التجار لا يعرفون شيئاً |
Andy, bizi bu toplantıya çağırmanın sebebi sadece ailelerimiz hakkında konuşmak mıydı? | Open Subtitles | توقّفْه، أنت تُخوّفُني. أندي، دَعوتَ لهذا الإجتماع فقط لمُنَاقَشَة الزبالةِ حول عوائلِنا؟ |
Uyuyabilmek için bir şey içersem toplantıda sersem gibi olurum. | Open Subtitles | إن تناولت شيئاً ليساعدني على النوم سأشعر بالدوار خلال الإجتماع |
Biliyor musun, intihar etmeden önce toplantıda bir şey söylemiş. | Open Subtitles | تعلم .. لقد أفشى عن شيء في الإجتماع قبل إنتحاره |
Size mi? toplantıdan sonra gemide olacağım. | Open Subtitles | إنها نيتي أن أكون على متن هذه المركبة بعد هذا الإجتماع |
Bu buluşma hiç olmadı. Beni tanımıyorsun. | Open Subtitles | هذا الإجتماع لم يحدث أنت لا تعرفــــــــني |
Donna iyi de görüşme yarın ve yenilerden kimseyi tanımıyorum. | Open Subtitles | ولكن الإجتماع بالغد ولا لمْ أتعرف حتّى على هؤلاءالمساعدونالجدد. بلى. |
Bu tarihteki en çok merak edilen kongre toplantısı olacak. | Open Subtitles | هذا الإجتماع هو الأكثر ترقباً من بين اجتماعات حالة الاتحاد |
Bu görüşmeyi kabul etmemin tek sebebinin eşinizin haber departmanımızda spiker olması olduğunun farkındasınız değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن السبب الوحيد لـ هذا الإجتماع هو ان زوجتك تعمل لدينا في قسم الأخبار |
Cuma öğle yemeği için Brasserie'de buluşmak ister misin? | Open Subtitles | أرد الإجتماع على غداء الجمعة في براسيري؟ |
buluşmayı kabul ettiğin için sağ ol. Sana bir mesajım var. Vida Surat öldü. | Open Subtitles | شكراً لأَخذك هذا الإجتماع يا رجل َلدي رسالة لك سكروفيس قد مات |
Sanırım bu buluşmaya hiç gelemeyecek. | Open Subtitles | الذي بخير. أنا لا أعتقد هي ستجعل ذلك الإجتماع. |
Bir hayvan yemi şirketinin yetkilisi bir kutu köpek yemi ile yıllık genel kurul toplantısına gider ve | TED | يبدو أن رئيس مؤسسة ضخمة لأطعمة الحيوانات الأليفة توجّه إلى الإجتماع السنوي للمساهمين ومعه علبة من طعام الكلاب. |
- Evet, efendim. Orada olacağım. - F-302 brifingi mi? | Open Subtitles | حسناً , سيدى سأكون هناك هل الإجتماع عن * إف |
Sadece soruyorum, çünkü burada felsefe, mimarlık ve sosyoloji okuduğunuz yazıyor. | Open Subtitles | أسأل فقط لأنه مكتوب أنك درست الفلسفة والهندسة المعمارية وعلم الإجتماع |
O görüşmede ben de olmalıydım. Bu şehrin savunma kapasitesinin en baştaki uzmanı benim. | Open Subtitles | يجب أن أكون فى هذا الإجتماع إننى الخبير هنا فى القدرات الدفاعية |