| Benden kurtulmak isteyen o kalabalığın bir parçası olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن انك جزء من هذا الحشد الذى يحاول التخلص منى |
| Kocanızın sizden kurtulmak istemesi için bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل يوجد سبب معين يجعل زوجك يود التخلص منك ؟ |
| Sorun da bu, ya. Hep kurtulmak isterler ama asla kurtulamazlar. | Open Subtitles | هذه هى المشكلة,دائما يحاولن التخلص منهم و لكنهم لا ينجحوا أبدا |
| Merak ettim, bu anlaşmamız gereği mi yoksa benden kurtulmaya mı çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | بدافع الفضول هل هذا بسبب إتفاقيتنا أم أنك ببساطة تحاول التخلص مني؟ |
| Bir sürü de polis var ama. Bu araçtan kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | بالاضافة للكثير من رجال الشرطة يجب علينا التخلص من هذه الأغراض |
| Sen ciddi bir şekilde paranoyaksın. Ben sadece senden kurtulmak istedim. | Open Subtitles | أنت مريض بالبارانويا حقاً يا رجل لقد أردت التخلص منك فقط. |
| Belki de yapılacak tek şey, ortada olan şey problemden kurtulmak. | Open Subtitles | ولكنه الشئ الوحيد الواضح الذى يمكن فعله هو التخلص من المشكله |
| Öncelikli işimiz, televizyon ekibinden kurtulmak ve görüntüleri yok etmekti. | Open Subtitles | كانت الأولوية التخلص من طاقم التصوير و تخريب أشرطة الفيديو |
| Bazı insanlar, kendi hatalarını kapatmanın en iyi yolunun, Jack'ten kurtulmak olduğunu düşündüler. | Open Subtitles | أشخاص معينين إعتقدوا أن الطريقة المثلى ..للتغطية على أخطائهم هي التخلص من جاك |
| Eğer lakaptan kurtulmak istiyorsan, sakalını kesmelisin. O zaman da... | Open Subtitles | إذا أردت التخلص من لقبك يجب عليك أن تحلق لحيتك |
| Uzayın derinlikleri için yapılan deneysel program... başarısızlığa uğrar ve kanıtlardan kurtulmak gerekir. | Open Subtitles | برنامج تجريبي لأعماق الفضاء يفشل والأدلة لابد من التخلص منها برميه من طائرة؟ |
| Benden kurtulmaya çalışıyor. Ve sen bir ahmak olmasaydın bunu gayet iyi anlayabilirdin. | Open Subtitles | أنه يحاول التخلص مني، ولو لم تكن بمثل هذا الغباء كنت فهمت ذلك |
| Eğer benden kurtulmaya çalışıyorsan bunu olabildiğince zor ve korkunç hale getireceğim! | Open Subtitles | إن كنتِ تحاولين التخلص مني فسأجعل هذا الأمر صعباً وبشعاً قدر إستطاعتي |
| Ve hamam böceklerinden kurtulmaya çalışan herkesin bildiği gibi, hamam böcekleri kullandığımız zehirlere karşı bağışıklık kazanmışlardır. | TED | والصراصير، كما يعرف كل من حاول التخلص منهم، أصبح لديهم مناعة بالفعل من السموم التي نستخدمها. |
| Bir sürü de polis var ama. Bu araçtan kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | بالاضافة للكثير من رجال الشرطة يجب علينا التخلص من هذه الأغراض |
| Bir kez böceklenmeye gör, bir daha kurtulamazsın. | Open Subtitles | عندما تتسلل إليك حشرات فلا يمكنك أبدا التخلص منهم |
| ehem... ehem... Hiç füzeleri yok ederken sorun yaşadın mı? | Open Subtitles | هل كان لديك اى مشاكل فى التخلص من هذه الصواريخ |
| Bir dahaki sefere bir aleti atmak üzere olduğunuzda, atmayın | TED | في المرة القادمة اذا أردت التخلص من جهاز لا ترمه |
| Sonra onu hava kilidinden atarak hepsinden kurtulmayı umut ediyoruz. | Open Subtitles | ونقوم بإلقائه عبر العادم الهوائي على أمل التخلص منه كله |
| Sen ve senin adamlarından çabucak kurtulmam için bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل لديك فكرة , بأية سرعة يمكنني التخلص منك ومن رجالك ? |
| Duyarsızlıktan kurtulmalıyız, daha fazla insanı dahil etmeliyiz. | TED | علينا التخلص من حالة الخمول، علينا إشراك المزيد من الناس. |
| O balıklı kahvenin tadından kurtulamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التخلص من طعم السمكة التي كانت في القهوة |
| Eline geçen her fırsatta kendi oğlunu terk etmeyi denermiş. | Open Subtitles | لقد حاولت التخلص من إبنها في كلّ فرصة تسنحُ لها. |
| Bu bizi kontrol listemizdeki ikinci maddeye getiriyor: Mazeretleri ortadan kaldır. | TED | وهذا ما يوصلنا إلى الغرض الثاني على القائمة: التخلص من الأعذار. |
| Çöp öğütücüler fazlalıklrından kurtulman içindir. | Open Subtitles | وحدة التخلص من النفايات ، من المفترض ان تتخلص من نفاياتك |
| Bu silah parçaları New York Eyaletince sözde imha edilecekti. | Open Subtitles | محمله باجزاء اسلحه كان سيتم التخلص منهم عن طريق حكومة الولايات المتحده |
| Hayatım ondan kurtulmak üzerineydi ve ondan kurtulma konusunda takıntılıydım. | TED | أصبحت حياتي حول التخلص منها ، والتفكير المهووس حول التخلص منها. |