Adanın diğer tarafında... oraya çok benzeyen bir yer bulduk. | Open Subtitles | في الجانب الآخر من الجزيرة وجدنا مكان يشبه هذا كثيراً |
Onu alıp bizimle bu kayalıkların diğer tarafında buluşmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكَ أن تجلبه وتلقانا في الجانب الآخر من هذه الجروف |
İç bölgelere çekilirsek, okyanusun diğer tarafına düşeriz, anlıyor musunuz? | TED | لو تراجعنا، سنسقط في الجانب الآخر من المحيط، هل تفهمون؟ |
Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. | TED | في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا. |
Ekranın öbür tarafında, her şey çok daha kolay görünüyordu. | Open Subtitles | في الجانب الآخر من هذه الشاشة يبدو الأمر بسيط للغاية |
Aslına bakarsan, sizi duyma şansım olmaması için odanın öteki tarafında duracağım. | Open Subtitles | بالواقع، سأبقى في الجانب الآخر من الغرفة، حتى لا أسمع أي شيء |
Bu işin diğer tarafında ne var, çalışmayı sunduktan sonra yani? | Open Subtitles | ما الجانب الآخر من ذلك بعد ما تنهي ذلك العمل ؟ |
Eminim ki kendini vatansever sanıyorsun ve bir uyuşturucu savaşını idare ettiğini sadece sınırın diğer tarafında kan döküldüğünü düşünüyorsun. | Open Subtitles | وأنا واثق جدا أنّك تدعو نفسك وطنيًا وتخبر نفسك أنّك تسيّر حرب مخدرات وتبقي الدم على الجانب الآخر من الحدود |
Peki o kapının diğer tarafında ne var dersiniz? İsa. | Open Subtitles | و خمنّوا مالذي موجودّ على الجانب الآخر من ذلك الباب؟ |
Madalyonun diğer tarafında ise, sürekli olarak yetenekli, seçilmiş ve yönetmek için doğmuş gibi övülmenin de dezavantajları vardır. | TED | وعلى الجانب الآخر من هذا الامر ان الاستمرار في القول اننا موهوبون .. واننا خلقنا لكي نحكم .. وان نتحكم بالمجتمع |
Kendilerini rahmin diğer tarafında karşılaşacakları dünya için hazırlıyorlar. | TED | انها تُعِدُّ انفسها لهذا النوع من العالم الذي ستواجهه على الجانب الآخر من الرحم. |
Ülkenin diğer tarafında, derse gittim ve defterimin kenarlarına bir şiir yazdım. | TED | وعلى الجانب الآخر من البلاد، ذهبتُ إلي صفّي المدرسي وكتبت قصيدةً في هوامش دفتري. |
Şu camın diğer tarafına geçip senin kan kaybından ölüşünü seyredeceğim. | Open Subtitles | سأذهب إلى الجانب الآخر من الزجاج و سأشاهدك و أنت تنزف |
Şimdi sizi pistin diğer tarafına götüreceğim. | TED | سوف آخذكم في جولة الآن إلى الجانب الآخر من الطريق. |
Parkın diğer ucunda, 8 ay önce buna benzer bir ceset bulmuştuk. | Open Subtitles | تعاملنا مع واحدة كهذه على الجانب الآخر من المنتزه قبل ثماني أشهر |
Ekranın öbür tarafında, her şey çok daha kolay görünüyordu. | Open Subtitles | في الجانب الآخر من هذه الشاشة يبدو الأمر بسيط للغاية |
Oldukça iyidir, bu yüzden topların çoğu tellerin öteki tarafında düşer. | Open Subtitles | إنه يتحسن, لذا معظم الكرات تذهب إلى الجانب الآخر من السور |
Ama bu olay beş yıl önce dünyanın öbür ucunda, Avrupa topraklarında gerçekleşmiş. | Open Subtitles | و هذا كان فى الجانب الآخر من العالم القاره الأوربيه منذ خمس سنوات |
Antarktika'nın diğer tarafından bize ulaşmak 12 saatlerini aldı. | TED | تطلب الأمر 12 ساعة لتصلنا من الجانب الآخر من قارة أنتارتيكا |
Hedef, Akdeniz'in diğer tarafındaki Libya'dır.. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من البحر الأبيض المتوسط كانت ليبيا هي الهدف .. |
Şehrin diğer tarafını göremiyorum bile. | TED | حتى لم أستطع رؤية الجانب الآخر من المدينة. |
Evet. Yolun karşısında bir de araba var. İçinde oturuyorlar. | Open Subtitles | لست أدري، هناك سيارة تقف عند الجانب الآخر من الشارع |
Onu kızdırırsam, tellerin öteki tarafına atılırım. | Open Subtitles | إذا اغضبتها سينتهى بى الأمر على الجانب الآخر من السياج |
diğer tarafı deneyelim. | Open Subtitles | هيا، دعونا نحاول الجانب الآخر من المسرح. |
O tüfeği duvarın öbür tarafına yerleştir. | Open Subtitles | ضع هذا المدفع على الجانب الآخر من الحائط |
Sürücüsü direksiyon başında uyuyan kamyon yolun karşı tarafına geçti ve turistleri taşıyan otobüse çarptı. | Open Subtitles | وعبر الى الجانب الآخر من الطريق واصطدم في حافلة سياحية بالقرب من سافتيكا |
Bilmiyorum, belki kasabanın öbür tarafındaki karma birliktedir. | Open Subtitles | لا أعرف ربّما مع وحدة متورطه فى الجانب الآخر من المدينة |