ويكيبيديا

    "الجميل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • güzel
        
    • tatlı
        
    • hoş
        
    • güzeldi
        
    • iyi
        
    • harika
        
    • sevindim
        
    • güzelim
        
    • yakışıklı
        
    • sevimli
        
    • şirin
        
    • güzelliği
        
    • memnun
        
    • muhteşem
        
    • "
        
    Renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor ancak, o anda bu onların güzel bozulmaları. TED وبينما تزول الألوان في اليوم التالي، إلا أن هذه اللحظة، تشكل اعتراضهن الجميل.
    Ve çok güzel bir yer görduüm. Buraya tekrar geleceğimi biliyordum. TED ولقد رأيت هذا المكان الجميل. عرفت أنني أرغب في العودة مجدداً.
    Kendiliğinden oldukça açıklayıcı, bu yüzden Cyril'in güzel yüzünü göstermesini isteyeceğim. TED وهذا يفسّرنفسه بسهولة. لذلك سأطلب من سيريل أن يرينا وجهه الجميل.
    Aşağıda tanıştığımız o yaşlı, tatlı şey... takma dişlerini kocasının birasına düşürmekten... daha kötü bir şey yapabilecek durumda değil. Open Subtitles ذلك الشئ الجميل الحلو الذى قابلناة بالأسفل أنه غير قادر على أى شئ أسوأ إنخِفاض أطقم أسنانها إلى بيرةِ زوجِها.
    Gerçek sanat, güzel anılmayı, paylaşılmayı ve yeniden keşfedilmeyi hak eder. TED الفن الجميل يستحق أن يُعتز به وأن يجري مشاركته وإعادة استكشافه.
    güzel bir bahar havası, açık anıtlar ve diğer binalardaki turist toplulukları. Open Subtitles الجو الربيعي الجميل ، الحشود السياحية حول الآثار العامة وغيرها من المباني.
    Onu öldürmek zorunda kalacağımı sanmıyorum. Sadece o güzel suratı iyice dağıtacağım. Open Subtitles لا أظن أننى مضطر لقتلها فقط سأحوّل هذا الوجه الجميل لقطعة هامبورجر
    Nil Tanrısından bana bu güzel oğlan çocuğu getirmesini istedi. Open Subtitles لقد سأل إله النيل أن يحضر لى هذا الطفل الجميل
    Nil Tanrısı'ndan bana bu güzel oğlan çocuğu getirmesini istedi. Open Subtitles لقد سأل إله النيل أن يحضر لى هذا الطفل الجميل
    Gala iptal edilmişti ve bende bu güzel kürkü onun için almıştım. Open Subtitles العرض الاول قد تم إلغاءه وقد اشتريت هذا الفرو الجميل من اجله
    En güzel yanı da, kimse aksini bilmiyor. Cenaze bitene kadar. Open Subtitles الجميل أن أحداً لا يعرف خلاف ذلك ليس إلا بعد الدفن
    En güzel yanı da, kimse aksini bilmiyor. Cenaze bitene kadar. Open Subtitles الجميل أن أحداً لا يعرف خلاف ذلك ليس إلا بعد الدفن
    Benim için inşa edeceğin o güzel sahneyi hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكُر يا أبي؟ المسرح الجميل الذي أردت أن تبنيه لي
    Taylar'lara gitmenin en güzel yanı.. hiç birisinin rol yapmıyor olması. Open Subtitles الشيء الجميل عند ذهابك عند تايلر هو انه لا احد يتصنع
    Carrie'nin doğum günü için biraz yayılabilsek ne güzel olur dedim. Open Subtitles اعتقدت فقط، لعيد ميلاد كاري، سيكون من الجميل أن تنتشر قليلا.
    - Kelepçeler son kez kontrol edilsin. - tatlı özgürlük kuşum. Open Subtitles . ـ الفحص النهائي, كل القيود . ـ الطائر الجميل للحرية
    Ailece birlikte bir şeyler yaptığımız zaman çok hoş oluyor. Open Subtitles من الجميل أن نفعل هذه الأشياء مع بعض كعائلة واحدة
    Bunun benim partim olması, güzel garsonların dağıttığı pastanın üzerindeki dondurma kadar güzeldi. Open Subtitles حقيقة أنه كان حفلي كانت تكسو الكعك الجميل الذي كانت تقدّمه نادلات جميلات
    Ve iyi haber ise, insanlar artık sürdürülebilir gemi taşımacılığı hakkında konuşuyorlar. TED و الجميل في الأمر أن الناس يتحدثون الآن عن النقل البحري المستدام.
    Gökyüzünden mükemmelliğiyle inen harika, mükemmel nesneyi sağlayan da kesinlikle budur. TED إنها تمامًا عن ذلك الشيء الجميل المثالي الذي يتنزل علينا بكمال.
    Bunu duyduğuma sevindim. İnsanların çoğu kendine aşırı güveniyor,... Open Subtitles من الجميل سماع ذلك أغلب الناس يبدون واثقين بأنفسهم
    Hadi bebeğim! Postala güzelim! Cehenneme postala! Open Subtitles هيا يا طفلى ، اركضى هيا يا طفلى الجميل ، لف الكعوب
    Eve geldiğinde yakışıklı bir adamın olması güzel. Open Subtitles من الجميل أن يكون هنالك رجلاً بالبيت ليعود المرء للبيت ويجده
    Ki bu sizi sevimli delikanlımız Adam ile perimasalı yolculuğuna davet şeklimizdi. Open Subtitles وهذه هي طريقتنا لدعوتكم في رحلة خيالية رائعة مع فتانا الجميل آدم
    Ama midendeki kelepçeyi aldırdım ve sevdiğim şirin adam olarak kalmanı sağladım. Open Subtitles لكنّي جعلتهم يفكون ربطة معدتك و يرجعونك إلى الرجل الجميل الذي أحبّه
    Kendisinin de söylediği gibi, diasporanın çocuğu olmanın güzelliği, kendimizi ve Afrikalı olmanın ne demek olduğunu, yeniden keşfedebilmek. TED وكما تقول بنفسها، إن الجميل في كونك طفل الشتات هو قدرتنا حقاً على إيجاد أنفسنا ومعنى أن تكون أفريقياً.
    Bayan Bennett, çok memnun oldum. Ben Linda, Vera'nın arkadaşıyım. Open Subtitles سيدة بينت , من الجميل مقابلتك أناليندا , صديقة ابنتك
    Belki o zamanlar sıcak ve muhteşem evlilik konuşmasını yapıyorumdur. Open Subtitles ربما حينها كنت أقول لها الحديث الجميل الرائع عن الزواج

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد