Anneme tatlı bir ziyaretle başlayan ve bu sabahki her şey. | Open Subtitles | لا تهينيني الأمر هكذا منذ الصباح بدءاً بزيارتك الجميلة مع أمي |
Sadece kendin olmalısın ve bırak da tatlı bir kız bu hâlini görsün. | Open Subtitles | عليك أن تكون على سجيتك وأن تجعل الفتاة الجميلة ترى هذا الجانب منك |
Ve güzelim matematiksel açıklamalar sadece kendi tatminimiz için değiller. | TED | كما أن التفسيرات الرياضية الجميلة ليست لمتعتنا فقط. |
İki boyutlular, deniz yüzeyi sıcaklığının bu güzel iki boyutlu görüntüsü gibi. | TED | نظرة ذات بعدين كهذه الصورة الجميلة الثنائية البعد المبينةِ لحرارة سطح البحر. |
Benim teorime göre iyi şeyler her zaman kötü şeylerle birlikte olur. | Open Subtitles | دائما ما أؤمن بهذه الفكرة أن الأشياء الجميلة تحدث مع الأشياء التعيسة |
Bu tarih dersimizin bir sonraki parçası, İngiliz Endüstri Devrimi'nin sevimli resmi. | TED | الجزء التالي من درس التاريخ المعقد الصورة الجميلة من الثورة الصناعية البريطانية. |
Varlığımızın tamamınında güzellik çevresinde dönüp duruyoruz; güzel yerler, güzel şeyler ve nihayetinde güzel insanlar. | TED | نمضي طيلة حياتنا نسعى وراء ما هو جميل: الاماكن الجميلة والأشياء الجميلة والأشخاص الجميليين بشكل أساسي. |
Oh sevgili Portia... bu mektupta yazanlar, beni yüreğimin derinlerinden vurdu. | Open Subtitles | بورشيا الجميلة انها بضعة كلمات غير سارة قلما تسودت بها ورقة |
Tanışma zevkine yeni eriştiğim ve bundan sonra daha çok göreceğimi düşündüğüm çok hoş bayana doğum günün kutlu olsun demek istiyorum. | Open Subtitles | أحب أن أقول، عيد ميلاد سعيد للآنسة الجميلة جدا. الذي كان من دواعي سروري التعرف عليها. وأعتقد بأني سوف أرى الكثير منها. |
Rüzgarda o tatlı kahkahanı duydum ve saçına takmayı sevdiğin çiçeklerin kokusunu aldım. | Open Subtitles | أسمع ضحكاتكِ الجميلة في الرياح وأشم الزهور التي كنتِ تحبين وضعها على شعركِ |
Terörün ortasında bile o güzel günlerin hatırası çok tatlı. | Open Subtitles | في وسط هذا الرعب ذكريات الأيام الأخرى الجميلة |
Her yerde aynı dili konuşan tatlı kadınlar buldum. | Open Subtitles | تلك المرأة الجميلة تتحدث نفس اللغة الموجودة هنا |
Merhaba hayatım, şekerim, güzelim, bir tanem. | Open Subtitles | ، مرحباً، يا عزيزتي، يا شطيرة الأطفال القطة البهجة، الجميلة |
Bu güzelim çiçekleri onurla selamlıyorum. | Open Subtitles | لذا وبعميق الشرف أحيي هذه الأزهار الجميلة |
Bir tane verdiler ve eve güzel bir kapla gittim. | TED | أعطوني واحدة فعدتُ أدراجي إلى البيت بعلبة الكرتون الجميلة هذه. |
Belki de iyi şeylere sahip olalım diye arı gibi çalışıyordu. | Open Subtitles | لانه كان يشغل نفسه بالعمل كثيرا لجعلنا نحن نكتسب الاشياء الجميلة |
Dumpy! Sen bu sevimli kuştan bir öpücük istemez misin? | Open Subtitles | دامتي ، الا تريد قبلة من هذه العصفورة الجميلة ؟ |
Deneyimin meyvesi güzelliktir ama sadece usta bir zanaatkar böylesine bir güzellik yaratabilir. | Open Subtitles | إن الجمال هو ثمرة الخبرة نعم، لا يصنع مثل هذه الأشياء الجميلة سوى معلم بارع |
sevgili Bayan Kronk'a bir şeyler ikram etmemiz mümkün mü? | Open Subtitles | هل هذه الطريقة التى تعامل بها زوجة السيد كرونك الجميلة |
Düğünden önce ağacın orada yaptığınız düğününüzde çok hoş şeyler söylediniz. | Open Subtitles | في زفافكم الصغير قبل زفافكم بجانب الشجرة قلتم بعض الأمور الجميلة |
Bana sarılırsan, giderim ve o şirin esmerle konuşmaya devam edersin. | Open Subtitles | أمسك بي , وبعدها سأذهب ويمكنك بعدها العودة لمحادثة السمراء الجميلة |
Siz kızın peşine düşeceksiniz, Peki ya benim kırık bacağım? | Open Subtitles | ستحصل على الفتاة الجميلة والآن ماذا عن ساقي |
Seninle tanıştığım için ne kadar şanslı olduğumu söyleyip muhteşem seks hayatımızdan bahsederek. | Open Subtitles | اخبرهم كم انا محظوظ لأنني قابلتك ؟ و اتحدث عن حياتنا الجنسية الجميلة |
Şimdi şu bacaklara bir bakalım. Mükemmel bacakların var, tatlım. | Open Subtitles | أسمحي لي ان ارى هذه السيقان الجميلة لديك سيقان رائعة |
Sabah uyanıyorum, bebeğimi öpüyorum ve güzeller güzeli karımı öpüyorum. | Open Subtitles | استيقظ في الصباح أنا اقبل طفلي وأنا اقبل زوجتي الجميلة |
Babalar günü için babana aldığın şu Harika çantayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر الحقيبة الجميلة التى أحضرتها لوالدك فى عيد الأب ؟ |