Bu da sitelerin sadece gerçek sahibi tarafından değiştirilmesini sağlar. | TED | وهذا يمنع أيّ أحد من تعديل الموقع، عدا المالك الحقيقيّ. |
Elbette, beş dakikalığına yasal olarak ölmüştüm, ama bunu gerçek aşk için yaptım. | Open Subtitles | بالطّبع كنت ميّتاً قانونياً لمدّة خمس دقائق، لكنّني فعلتها من اجل الحبّ الحقيقيّ |
Hastanın tek gerçek tedavisi bir daha kalbine yüklenmemesi bu da hastaya 21 yaşında emekliye ayrıl demek zorunda olduğumuz anlamına geliyor. | Open Subtitles | العلاج الوحيد الحقيقيّ للمريض هو ألاّ ينهك قلبه مجدّداً ما يعني أنّ علينا إخباره بأن يتقاعد في أوج عمره البالغ 21 عاماً |
Şehrin gerçek savaşçısı geç kalacağı zaman suçla savaşan arkadaşlarını arardı. | Open Subtitles | صاحب الرأس الصليبي الحقيقيّ ينادي بمجموعته مُحاربة الجريمة عندما يكون متأخراً |
Buraya gelişinin asıl sebebini söylemeyecek misin? Yara izini telefonda da söyleyebilirdin. | Open Subtitles | والآن، أخبرني بالسبب الحقيقيّ لمجيئكَ، كان بوسعكَ أن تتّصل للسؤال عن الندبة |
Hâlâ enerjin yerinde. Bakalım gerçek bir kılıç ustasına karşı neler yapabileceksin? | Open Subtitles | مازال لديك بعض الخفة في حركتك، لنرى كيف ستؤدي أمام السياف الحقيقيّ |
Birkaç kötü dergi ve gerçek yemek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | ارتئيت أنّك قد تعجبك مادّة قراءة مروّعة وبعض الطعام الحقيقيّ. |
gerçek aşkın seni uyandırmasına izin versen belki de sürekli kaybetmezsin. | Open Subtitles | لو سمحت للحبّ الحقيقيّ بإيقاظك فربّما ما كنت لتستمرّ في الخسارة |
Ama gerçek soru : bu sefer beynine ne yaptı? | Open Subtitles | لكن السؤال الحقيقيّ هو ماذا تراها فعلت بعقله هذه المرة؟ |
Ama gerçek tehlike köpek balıkları, 'Jaws' gibi büyük olanları. | Open Subtitles | ,الخطر الحقيقيّ يكمن في أسماك القرش "الكبيرة منها, مثل "الفكين |
gerçek Kevin Gerrity benden... | Open Subtitles | .. كيفن جيريتي الحقيقيّ طلب منّي أن أتولّي الاهتمام بـ |
Öyle bir büyü ki o büyülü aşk okunu gerçek aşkına doğrultacak ve bu korkunç karışıklığı sonsuza kadar çözecek. | Open Subtitles | تعويذة تؤشّر سَهمُها السحريّ في اتجاه الحب الحقيقيّ و تُنهي هذا النقاش الأبدي نهائياً |
Kazanırsan, gerçek oğlum için ayırdığım tüm parayı alırsın | Open Subtitles | إذا فزت ستحصل على كلّ المال الذي خبئته لابني الحقيقيّ |
Kırık Kılıç'ı gerçek bir dost gibi görüyorum artık eğer ölürsem, yaptığım şeylerden pişmanlık duymayacağım | Open Subtitles | بعد أن وجدت الصديق الحقيقيّ في السّيف المكسور إذا متّ, أنا راضي بحياتي |
gerçek paraya benzeyen bir banknot yapmayı başarmıştım. | Open Subtitles | نجحت في أن أجعل ورقة نقدية مشابهة تماماً للمال الحقيقيّ |
Belki de gerçek bir hapishanenin tadını almanın vakti gelmiştir, sence? | Open Subtitles | ربما يحتاج لتجربة السجن الحقيقيّ أتفهم ؟ |
gerçek Buz Kamyonlu Katil hakkında hiçbir şey bildiği yok. | Open Subtitles | لا تحفل مطلقاً بقاتل شاحنة الثلج الحقيقيّ جيّد |
gerçek kralsa dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | أما الملك الحقيقيّ فلا يزال طليقاً وسيقتل ثانيةً |
asıl hayalimi elde edene değin seninle yapacağımız savaşları dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | إلى أن أتمكن من تحقيق حلمي الحقيقيّ .أتوق لمعاركنا التي سنخوضها معًا |
asıl soru, onu geri aldığımda ne olacağı? | Open Subtitles | ولكن السؤال الحقيقيّ هو: ما يجري لو استعدتها؟ |
Ömrün boyunca otoyolun ilerisinde oturduğu halde seni hiç arayıp sormayan biyolojik baban gibi. | Open Subtitles | مثل والدك الحقيقيّ الذي عاش أعلى الطريق السريع حياتك كلّها ولم يحاول الاتصال بك لا أزال لا أعرف ما شعورك حيال هذا |
Taksicimizi öz babasını bulmaya ikna ettiğinde kalbim eridi resmen. | Open Subtitles | تلوّع قلبي عندما أقنعتْ سائقَ الأجرة بإيجاد والده الحقيقيّ. |