ويكيبيديا

    "الدرجة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • derece
        
    • o
        
    • sınıfta
        
    • sınıfı
        
    • seviye
        
    • çok
        
    • da
        
    • sınıfa
        
    • biri
        
    • mevki
        
    • sınıftaki
        
    • mevkii
        
    • sınıftan
        
    • sınıf
        
    • dereceden
        
    Tüm bu altı kişiyi öldürmekten... Birinci derece cinayetle... suçlu bulun. Open Subtitles انها مذنبة في قتل الستة جميعاً تهمة القتل من الدرجة الاولى
    Biz jüri olarak, davalıyı birinci derece cinayetten suçlu bulduk. Open Subtitles نحن، هيئة المحلفين، وجدنا المتهم مذنب بالقتل من الدرجة الأولى.
    Fred Madison, jüri seni birinci derece cinayetten suçlu buldu, Open Subtitles فريد ماديسن، هيئة المحلفين وجدتك مذنب بالقتل من الدرجة الأولى،
    Örneğin, sesimin perdesini şarkı söylemek için o kadar inceltemezdim. TED كمثال لذلك، ليس بمقدوري رفع صوتي لتلك الدرجة كي أغني.
    Altıncı sınıfta olan bir kadın bulacağız sana. Küçük deneyimi olan birini. Open Subtitles نحن سنجد لك إمرأة في الدرجة السادسة شخص ما مع خبرة صغيرة
    İnişte standart A sınıfı güvenlik sağlanacak. Open Subtitles سيتم تطبيق الإجراءات الأمنية من الدرجة الأولى حالما نهبط
    Seni 4. seviye bir dalgada kıçının üstünde zıplayıp kürek çekerken görmek isterdim. Open Subtitles سأحب أن أراك مع مِجدافة قارب وأنت تُصارع تيار نهري من الدرجة الرابعة
    Fred Madison, jüri sizi birinci derece cinayetten suçlu buldu. Open Subtitles فريد ماديسن، هيئة المحلفين وجدتك مذنب بالقتل من الدرجة الأولى،
    Dr. Bailey. Bu adamın vücudu üçüncü derece yanık içinde. Open Subtitles لدى هذا الرجل حروق من الدرجة الثالثه تغطي نصف جسمه
    Haneye tecavüz ve cinayet suçlarından birinci derece suçlu bulundu. Open Subtitles تمّ إدانته بالقتل من الدرجة الأولى أثناء إرتكابه جريمة السطو.
    Ben de savcının olayı 2. derece dava olarak ele almasını sağlayayım. Open Subtitles أعطني القاتل وسأضع المُدّعي العام بمزاج للمُطالبة بجريمة قتل من الدرجة الثانية.
    Görünüşe göre Mike'ın vücudunun büyük kısmında üçüncü derece yanıklar var pelvis ve sağ kalçasında ise dördüncü derece yanık var. Open Subtitles يبدو أن مايك لديه حروق من الدرجة الثالثة على معظم أجزاء جسمه وحروق من الدرجة الرابعة على حوضه و الفخذ الأيمن
    Bana birinci derece cinayet gibi geliyor ve bu suçlamaları kayda geçeceğim. Open Subtitles يبدوا لي قتل من الدرجة الأولى وهذه هي التم التي سأقاضيهم بها
    Baba, 2. derece saldırı suçundan 1 sene hapiste yatmış. Open Subtitles لقد قضى الوالد السنة الماضية بالسجن لجريمة من الدرجة الثانية
    o zaman burası hapishane. Vizon örtülü ve birinci sınıf servisli. Open Subtitles إنه سجن ، إذن مخطط ثعلب محاط بخدمة من الدرجة الأولى
    Walter'a yaptıklarımdan suçluluk duyuyorum, ama o kadar da değil. Open Subtitles أنا أشعر بالذنب عما حدث لوالتر لكن ليس لتلك الدرجة
    Bu yüzden birinci sınıfta olman, seni birinci sınıf insan yapmaz. Open Subtitles كونُك في الدرجة الأولى لا يعني أنك شخص من الدرجة الأولى
    Tümüyle yatak yapmak için alıştırılmış, A sınıfı. Open Subtitles صانع أسرَة تنطبق عليه كافة الشروط الدرجة أ
    Onu daha çok orta seviye bir uyuşturucu kaçakçısı olarak tanıyoruz. Open Subtitles ما نعرفه عنه أساساً هُو أنّه مُهرّب مُخدّرات من الدرجة المُتوسّطة.
    Sadece, Bu kadar kısa sürede çok mutlu olmasını kastedmedim. Open Subtitles انه فقط انا لم اتوقع ان يكون سعيدا لتلك الدرجة
    Birinci sınıfa gizlice giren kaçak bir yolcu olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles من المرجح انه تسلل من الدرجة الثالثة إلى الدرجة الاولى
    Her ailede başarısız olan... yükselmeyen, tökezleyen... hayatı yıkılan biri vardır. Open Subtitles كل عائلة لها شخص يفشل لا يصل الدرجة ويتعثر تترنح حياته
    Üçüncü mevki bilet. 7 dolar. Open Subtitles في رحلة الدرجة الثالثة التي تكلف 17 دولار
    Her zaman birinci sınıftaki tuvaletlerin daha büyük olduğunu sanmıştım çünkü insanlar daha şişmandır. Open Subtitles اعتقدت دائماً أنها ستكون أكبر في الدرجة الأولى لأن الناس في الدرجة الأولى أسمن
    Bu çok normal. Birinci mevkii köpekler işemek için buraya gelir. Open Subtitles هذه ظاهرة نموذجيّة، كلاب مسافري الدرجة الاولى تدنوا إلى هنا لقضاء حاجتها.
    Bir uçağa bindiğinizde, çocuklardan ve birinci sınıftan önce üniformalı askerler vardır. TED عندما تستقل طائرة، أمام الصغار، قبل ركاب الدرجة الأولى، يصعد الجنود الذين يرتدون الزي الرسمي.
    Bir kişi tam olarak nerede ikinci sınıf vatandaş oluyor? TED أين بالضبط يمكن للمرء ان يصبح مواطنا من الدرجة الثانية؟
    Antonio Nappa, Mahkûmiyet Tarihi 4 Temmuz '98, ikinci dereceden cinayet. Open Subtitles أُدين في 4 يونيو عام 98 بتُهمَة القَتل من الدرجة الثانية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد