Sonra yeni bir el işareti yaptım, bu işaret Forever 21'deki bir sonraki dansçı içindi ve o da dans etti. Daha başka aktivitelerde vardı. | TED | ثم قدّمت إشارة باليد، أشّرت الراقص الانفرادي التالي في أسفل متجر فوريفر 21، ورقص. كانت هناك بعض الأنشطة الأخرى. |
İşin aslı şu ki, o kabloların üzerinde nasıl hareket edeceğini bilen ve salınabilen bir dansçı olmaksızın makine hiçbir işe yaramaz. | TED | ولكن في الحقيقة، من غير الراقص من يعرف كيف يستخدم جسده ويتأرجح على هذه الخيوط، إنه لا شيء. |
O yetişkin biri. Kızım şu anda ilk dans randevusuna gidiyor. | Open Subtitles | بينما ابنتي ستذهب لحفلها الراقص الأول و أنا سأفوت الأمر بأكمله |
Lavon Hayes, Tatlı Turta dansı için seni davet ediyor. | Open Subtitles | لافون هايز يسألك أن تذهبي معه لحفل فطيرة الحبيب الراقص |
Senin mezuniyet balona eşlik etti bu yüzden kibar ol. | Open Subtitles | , أنت تزينت من أجل حفلك الراقص لذا تصرف بلطف |
Aktör sözleriyle ne anlatırsa, dansçı da vücuduyla onu anlatır. | Open Subtitles | الراقص يعبر بجسمه ما يعبر به المثل بالكلمات |
Vivian şu dansçı çocuk Johnny'nin oralarda dolaştığını anımsıyormuş. | Open Subtitles | كانت قد اختفت ان فيفيان تعتقد انها تتذكر هذا الراقص جونى |
Bir yıldır o dansçı... | Open Subtitles | لقد كنت مع ذلك الراقص منذ أن كنت في الثلاثين |
Başvurunuza göre, son işiniz okulun My Fair Lady müzikalinde üç numaralı dansçı imiş. | Open Subtitles | تبعا لمؤهلاتك عملك الأخير كان الراقص رقم ثلاثة في المسرحية المدرسية آنستي الجنية |
Nicholas Easter, şarkıcı ve dansçı çocuğun programı. | Open Subtitles | نيكولاس إيستر.. الراقص والمغني لديه جدول أعمال |
Yani, dans eden vücudunuzla yılanı çağrıştırmak o zamanlar yeryüzünü kesen nehirlerin görüntüsünü yansıtıyordu; suyun akışını canlandırmak için. | TED | لذلك تمثيل حركة الأفعى عبر جسدك الراقص هو إستحضار صورة الأنهار المتدفقة عبر الأرض و إلهام طاقة المياه الواهبة للحياة |
O dans Eden Şövalye' de sana yalnızca bir iyilik yapıyor. | Open Subtitles | انها مجرد تصنع لك معروف الفارس الراقص.في |
Don Lockwood-Lima Lamont dans EDEN SÖVALYE Galasında Müzikli | Open Subtitles | الجميع يغنون ويتكلمون ويرقصون دون لوكوود ولينا لامونت الفارس الراقص |
Birinci sırada, Brooklyn'in Fred Astaire'si, dans kralı. | Open Subtitles | فى المركز الاول ، فريد استير بروكلين ، الرجل الراقص |
diye sordum. "Her kızın dansı tecrübe etmesini istiyoruz, değil mi?" | TED | نريد أن تحضر كل الفتيات الحفل الراقص ، صحيح ؟ " |
Hadi bakalım. Ne var ne yok millet? mezuniyet balosuna hoşgeldiniz! | Open Subtitles | هيا , ماخبار الجميع ومرحبا بكم في الحفل الراقص لكل الحفلات |
Kız dansa gelmek istiyordu ve Matt'in de bir damı yoktu. | Open Subtitles | لقد أرادت الذهاب للحفل الراقص ولم يكُن لديها من أحد لترافقه |
Şimdi 2011 mezuniyet Kralı ve Kraliçesi'nin geleneksel ilk dansına tanık olacağız. | Open Subtitles | و الآن ترقبوا تقاليد. ملك و ملكة الحفل الراقص يتشاركون رقصتهم الأولى. |
Ses tonun hiç hoşuma gitmiyor, Danseur. | Open Subtitles | لا أحب طريقة كلامك أيها الراقص |
Ve bu gerçekten çok zarif. Danseden bir melek gibi. | TED | وهذه رائعة جداً انه تشبه الملاك الراقص |
Tiny Dancer'a beş dolar. | Open Subtitles | "خمسة دولارات على "الراقص الصغير |
Üst kattaki dansçının karısıydı. | Open Subtitles | لقد كانت زوجة الراقص الذي يعيش في الطابق العلوي |
Dancin' (dans Eden) Kid ve çetesini istiyoruz. | Open Subtitles | هو يبقى رجلًا جيدًا نحن نريد (الفتى الراقص) ومجموعته |
Hey Danscı... hey Danscı bir adım öne, iki adım geri... | Open Subtitles | أيها الراقص... ! -أيها الراقص! |
En ufak bir caz eli yapan dansçıyı gösteriden atacakmış. | Open Subtitles | وإذا رأى يد واحدة قليلاً من ناحية الجاز فإنه يطرد الراقص خارج العرض |
Babun vaktinde hazır, blokesini biliyor ve dansçıları da ısırmaya çalışmıyor. | Open Subtitles | لماذا؟ القرد يأتي على الوقت ولا يحاول أن يعض الراقص |