| Daha ziyade, bir çeşit politik aksiyondu seçildiğim sırada kullanılabilir şehir bütçesinin sıfır virgül birşeyler olduğu bir çevrede bir aksiyon. | TED | بل كانت شكلا من أشكال العمل السياسي في وقت كانت فيه الميزانية المتاحة للمدينه بعد انتخابي ، اكثر بقليل من الصفر |
| Öyle olsa iyi olur. Çünkü hayatta kalma şansı neredeyse sıfır. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تكون كذلك , ففرص النجاة تقارب الصفر |
| Bilim entegrasyon oranı düşse bile bu yine de sıfırdan farklıdır. | TED | كما تتدنى كمية تكامل المعلومات أيضًا، لكنها لا تزال فوق الصفر. |
| Bütün her şeyi sıfırdan yapmamız için önümüzde 18 ayımız vardı. | TED | كان لدينا 18 شهرًا لعمل كل شيء من البداية، من الصفر. |
| Bakiyemiz sıfırın altında ve bankaya borcumuzu ödemek için hiçbir şey yapamıyoruz. | Open Subtitles | لدينا اموال أقل من الصفر و لا توجد طريقة لتسديد قرضنا البنكي |
| Salınım için herhangi bir uyarıcı olmadığında, normal seviyeleri sıfıra yakın. | TED | تكاد نسبة تواجده تقارب الصفر مالم يوجد شيء يحفز على إطلاقه |
| İki, bir, altı, dört, iki, sıfır, bir, dokuz, sekiz, dokuz. | Open Subtitles | اثنين واحد ستة أربعة اثنين من الصفر واحد تسعة تسعة ثمانية. |
| Sonunda sıfır noktasına ulaşıncaya kadar yavaş yavaş soğur. | TED | شيئاً فشيئاً تبرد الى ان تصل في النهايه الى درجه الصفر |
| Kuzey Irlandaya barış geldi çünkü çünkü iki taraf da toplamı sıfır olan bir oyunun bir yere varmayacağının farkına vardı. | TED | جاء السلام في أيرلندا الشمالية لأن كلا الطرفين اقتنعوا أن لعبة مجموع الصفر لن تنجح. |
| Tüm bildiğimiz yanıtın sıfır ve sonsuz arasında bir yerde olduğu. | TED | كل ما نعرفه هو أن الجواب في مكان ما بين الصفر واللانهاية. |
| Bu, "sıfır" lar ve "bir" lerden oluşan bir bilgisayar programı. Bir bilgisayar tarafından telaffuz edilebiliyor. | TED | ها هو برنامج كمبيوتر مصنوع من الصفر والواحد. ويمكن نطقه على الكمبيوتر. |
| sıfırdan, hayatlarını yeniden inşa ettiler ve nihayetinde Ürdün'ün bağımsız, varlıklı vatandaşları oldular. | TED | بدأوا حياتهم من الصفر وفي آخر الأمر، أصبحوا مواطنين أردنيين أثرياء مستقلين بذاتهم. |
| sıfırdan başlayıp zengin olmak uzun ve zorlu bir yoldur. | Open Subtitles | إنه طريق قاسي و طويل للبدأ من الصفر إلى الثروة. |
| Bir foton, bundan başka bir hız bilmez ve biz de sıfırdan azami hıza anında ulaşan bir başka fenomenle karşılaşmış değiliz. | Open Subtitles | ولم نجد أي ظاهرة أخرى يحصل فيها تسارع من الصفر الى أسرع سرعة ممكنة بشكل فوري لا شيء أخر يتحرك بهذه السرعة |
| Ve hatırlarsanız, bu kabloların yapımı insanlar tarafından sıfırın altında, aşırı soğuk bir havada yapılıyor. | TED | وتذكروا، أن ربط كل هذه الأسلاك يتم من طرف أناس في البرد القارس، في درجات حرارة دون الصفر. |
| Başka bir üç ayında ise sıfırın altında 50'ye düşecek. | TED | ولثلاثة أشهر أخرى تصل إلى 50 درجة تحت الصفر. |
| Yine aynı toplulukta, beyaz kadınların ölüm oranı sıfıra yakındır. | TED | فى نفس هذه المجتمعات، معدلات النساء البيض تقترب من الصفر. |
| Bunu sonucunda oluşan dalga fonksiyonu sıfıra gitmek zorundadır, helyum atomları birbirlerine dokunduklar anda yok olması gerekir. | TED | وتبعات ذلك هي كبح جماح الموجة الى الصفر مما يؤدي الى تلاشيها حين اقتراب ذرات الهيليوم |
| Yaptılarsa, muhtemelen Ground Zero da tam ordaydı | TED | اذا كان كذلك، لكان من المرجح ذلك في نقطة الصفر. |
| Keskin bir sıcaklık düşüşü saptadım. en az 30 derece daha soğuk. | Open Subtitles | انا جاد , انْ درجة الحرارة هُنا اقل من 30 تحت الصفر. |
| Ve herşeyi camdan dışarı atarak en baştan başladık. | TED | لذلك وجب علينا رمي كل شيء من النافذة والبدء من الصفر. |
| Umarım köpeğin şimdi alacağın sıfırı da yiyebilir. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا كلبكَ يُمْكِنُ أَنْ يَأْكلَ الصفر الذى سَتَستلمُه أيضاً. |
| Ama o zaman üzerinde ayak izi de olması lazım ama bunun üzerinde neredeyse bir çizik bile yok. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك نوع من نمط ملابس من الأحذية. ولكن هناك بالكاد الصفر. وسائل لا أحد ركب عليه. |
| Beni birçok kez öldürmeye çalışan sarı benizli pislikleri? | Open Subtitles | المنحرفون الصفر الذي حاولوا قتلي في مناسباتٍ عدة؟ |
| Orası -10 derece. Bu nasıl daha iyi hissetmemizi sağlayacak? | Open Subtitles | إنها 10 درجات مئوية تحت الصفر كيف يفترض بنا الإرتياح؟ |
| Sıcaklığın eksi 19 derecenin altına düşmesi ile dondurucu bir soğuk başladı. | Open Subtitles | موجة برد شديدة الليلة بدرجات حرارة منخفضة تصل إلى 19 تحت الصفر |
| Bildiğim kadarıyla onun alışveriş bütçesi bizimkini dört sıfırla solluyor. | Open Subtitles | أخر مرة تفقدت ميزانيتنا كانت تتأرجح فوق أو تحت الصفر |
| Kimliği belirsiz cesetleri 10 derecede tutarsan hiçbir bozulma olmaz. | Open Subtitles | جثث غير متعرف عليها في درجة حرارة 10 تحت الصفر |
| Beş farklı simetri ve tabi ki bir de onu kaldırıp olduğu yere bırakınca oluşan Sıfırıncı simetri. | TED | خمس تماثلات و التماثل الصفر حيث أرفعه و أضعه في مكانه. |