Yüzbaşı bir şey düşünüyor, bir adam gönderip üstlerine iletiyor. | Open Subtitles | يصل القائد الفكره ، ويرسل رجاله ويقوم بإسقاط التسلسل القيادي |
O hala bir zamanlar itaat ettiğiniz ve hayran olduğunuz Üst Komutan. | Open Subtitles | الذى لا يزال القائد الأعلى الذى كنت يوما تطيعه و تعجب به |
Kaptan olduğum için denedim ama bunu kim yapabilir ki? | Open Subtitles | لقد حاولت لأني أنا القائد لكن من يمكنه فعل هذا؟ |
Şimdi Kumandan hazretleri onları gördüğüne göre anıtları yerlerine geri götürmeliyiz. | Open Subtitles | بعد قراءة النقوش سيدي القائد يجب ان تضع النُصب خلف المبني |
Tek değişen şey, organizasyon içerisindeki koşullardır ve bu da liderliğin önemli olduğu yerdir, çünkü lider gidişatı belirler. | TED | المتغير الوحيد هي ظروف العمل داخل المؤسسات، وهنا حيث تبدو أهمية القيادة، لأن القائد هو من يفرض جو العمل. |
- Gitmek için hazır değilim. - Sabah size rapor verecektim, Şef! | Open Subtitles | ـ أنا لست مستعدا للرحيل بعد ـ كنت سأخبرك بهذا أيها القائد |
General Kenobi takviye birlikleriyle gelene kadar burada kalacağız, Yüzbaşı. | Open Subtitles | أيها القائد ، سنبقى هنا حتى يأتي الجنرال كينوبي بالدعم |
- Yakın, yoksa sizin de bu komplonun bir parçası olduğunuzu düşüneceğim Yüzbaşı. | Open Subtitles | احرقه , او الا سوف اعتبرك جزء من هذه المؤامره , ايها القائد |
Tamamen Yüzbaşı'nı da için içine dâhil etmek için, değil mi? | Open Subtitles | سببا اضافيا لجلب القائد فى الوسط , أليس ذلك صحيحا ؟ |
Bu defa Sovyet Komutan uçağa karadan havaya füze fırlatılması emrini verdi. | Open Subtitles | لكن هذه المرة، أصدر القائد السوفيتي أوامره بإطلاق صاروخ أرض جو ضدها |
Komutan Weller'e özel teşekkürlerimi sunarım... ve kuzey Hollywood polis karakoluna. | Open Subtitles | أنا أود شخصياً أن اشكر القائد ويلر ومركز شرطة شمال هوليود. |
Komutan, etrafındakilere gücünü göstermeyi severdi özellikle de yeni hemşirelere ve sıhhiye erlerine. | Open Subtitles | أحب القائد أن يفرض سلطته هنا خصوصاً مع الممرضات الجديدات و عاملي المشفى |
O yüzden ilk taramalarımız tespit edemedi ama var Kaptan. | Open Subtitles | لذلك السبب ماسحاتنا الأوليّة لم تلتقطه. لكنه بحوزته، أيها القائد. |
Kaptan, bunu söylemekten nefret ediyorum... fakat yanlış adamı yakalamışsın. | Open Subtitles | أكره أن أقولها أيها القائد لكنك تتحدث مع الرجل الخطأ |
-Daha fazlasını istiyor, Kaptan. -O zaman daha fazlasını verelim. | Open Subtitles | انه يبحث عن أكثر، ايها القائد اذنّ دعنا نعطيه أكثر |
Kumandan, benimle bu kadar çabuk görüştüğünüz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أيها القائد, أشكرك كثيراً لألتقائك بي في هذه الفترة القصيرة |
Görüyorsunuz, diğer yanağını çevirdi ama bir lider öldürmek için hazır olmalıydı. | Open Subtitles | انظروا إنه يدير خده الآخر لكن القائد يجب أن يكون جاهزاً للقتل |
- Oh, hemen ilgileneceğim Şef. - Yerinde olsaydım, öyle yapardım. | Open Subtitles | ـ سأفعل ذلك حالا حضرة القائد ـ من الأفضل أن تفعل |
Yani, Binbaşı Voss'un görev yeri olan Norfolk'tan, 12 kilometre uzaktaymış. | Open Subtitles | والذي يبعد ثمانية أميال من نورفلك حيث كان يقيم القائد فوس |
Fakat, Komutanım, General Skywalker'ın planı peş peşe saldırılarla onlara sürpriz yapmaktı. | Open Subtitles | لكن , سيدي , خطة القائد سكاي وكر ان نفاجأهم بهجوم متعدد |
"Elbette. Sorun nedir Komiser?" | Open Subtitles | هل يمكننى ان اسأل ماذا يحدث هنا ايها القائد |
- Evet, Kanat komutanı Gatsy. Doğru. Valiant'ın en iyi arkadaşıdır. | Open Subtitles | أجل, القائد ـ غاتسي ـ , صديق ـ فاليانت ـ المفضل |
Büyük bir lideri en iyi tarif eden örneğin anne baba olduğunu söyleyebilirim. | TED | أقرب تشبيه يمكنني أن أعطيه لما قد يكون عليه القائد الجيد، هو الأب. |
Führer ülkenin yarısını yönetmeleri için bunlara nasıl izin verdi anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لماذا القائد يسمح لهؤلاء الناس بحكم نصف القارة |
Yarbay Farrell geliyor. Çevre evlerdeki soruşturma raporunu da yakında alırız. | Open Subtitles | القائد فاريل فى طريقه الى هنا سيصلنا التقرير عن بيتها الان |
Başkomiser seni burada görürse eski işini bile geri alamazsın. | Open Subtitles | اذا رآك القائد هنا ,أنت حتى لن تستعيد عملك القديم |