Sadece 15 dakika? Kendime 15 dakikalığına tüm dikkatimi versem ne kaybederim? | TED | ١٥ دقيقة؟ ما المشكلة في اعطاء نفسي اهتمامي الكامل لمدة ١٥ دقيقة؟ |
Bayanlar, lütfen tüm dikkatinizi ön kapının ardındaki beye verin. | Open Subtitles | سيداتي ، يُرجى الانتباه الكامل للرَجُل الذي يقف وراء الباب |
İngiltere kralı olayları öğrenince onu yakalamaları için bütün filosunu yolladı. | Open Subtitles | حتى عرف الملك البريطاني عن فعلته وبعث أسطوله الكامل للحاق به |
Denemenin galibi Savunma Bakanlığı'nın bütün ihalesini alacak Müdür Shepard. | Open Subtitles | الفائز في المنافسة يحصل على العقد الكامل من وزارة الدفاع |
Bu yüzden mağazamla işbirliği yapmanızı onaylamak için yetki tamamen bende. | Open Subtitles | لذلك أعطوني صلاحية التحكم الكامل في قسم الابداع وتعاونكم مع متجري |
mükemmel erkekten ayrıldığımdan beri, mükemmel olmayan bir sürü erkek keşfettim. | Open Subtitles | منذو إنفصالي من الرجل الكامل بدئت أكتشف الكثيرمن الاشياء الغير كاملة |
Bu yüzden, bizim tüm bilgilerimizi birleştirme çabalarımız, bu tür bir bilimsel gelişme açısından önemli bir esas teşkil etmektedir. | Open Subtitles | لذلك هذه الفكرة هى هدفنا لنوحِّد فهمنا ليكون متأصل وجوهرى إلى الطريق الكامل الذى فيه هذا النوع من تقدم العلم |
Göremediğim tüm bu devir teslimi ile ilgili sorun nedir? | Open Subtitles | اذا ماالمشكلة في هذا الاستحواذ الكامل الذي لا اراه ؟ |
İnternetin başka bir yerindeki bilgilere dair tüm bu kaynaklar aslında hiperlinkin alanı. | TED | وبالتالي ، فإن النطاق الكامل للإشارات إلى المعلومات في مكان آخر على الإنترنت هو مجال الارتباط التشعبي. |
Bir geko kertenkelesi tüm vücut ağırlığını bir parmağı ile taşıyabilir. | TED | إن بإمكان الوزغة أن تدعم وزن جسمها الكامل باصبع واحد. |
İşte bu Hurtigruten’in 134 saatlik tüm çalışmanın dökümü, sadece bir sayfa. | TED | إذن فهذا بالفعل هو الترتيب الكامل للأحداث لسفينة هرتغرتين، 134 ساعة، مكتوبٌ على صفحة واحدة. |
Tekrar tekrar aynı insanları görürüz. Fakat bu, şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor. | TED | نرى نفس الأشخاص مراراً وتكراراً، ولكنّ ذلك بسبب أننا لا نكتشف حقاً العمق والعرض الكامل للمدينة. |
Kenarda beklemenin de sıkıcı olacağını düşünürsek, bütün ilgim sana olacak. | Open Subtitles | و بم أن الوقوف على الجانب سيكون مملاً سأعطيكِ انتباهي الكامل |
Gidip kafamı toparlayacağım. bütün savunmamızı toparlamak için 6 haftamız var. | Open Subtitles | سوف أقوم بالتّرفيه عن نفسي ستّة أسابيع لنقوم بالدّفاع الكامل معاً |
Şu anda gemidekiler bütün sistemlerin işlem kontrolünde tam yetki sahibi. | Open Subtitles | تم إصدار تصريح بالتحكم الكامل لكل الأنظمة للجميع على متن السفينة |
Ama daha da önemlisi, bana inanma yeteneğini, başarabileceğime tamamen inanma yeteneğini verdiler. | TED | لكن الشئ الأكثر أهمية، أنهم أعطوني القدرة للإيمان، للإيمان الكامل أنني أستطيع. |
tamamen büyüdükleri görüldü. İnsanlarda da denemeler çok yakında olacak. Hamilelik esnasında Down sendromu ihtimalini daha kolay daha hızlı | TED | هذه المورثة هي أكثر أشكال القزمية شيوعًا، والفئران التي أُعطيت تلك المادة والتي تمتلك هذه المورثة، قد كبرت للحجم الكامل. |
Bir düşünün: insanın evrimsel tarihinin uzunca bir kısmı boyunca ayıları bizim için etkileyici yapan, bizden tamamen bağımsız olmalarıydı. | TED | فكر فيها: لمعظم تاريخ التطور الانساني ما جعل الدببة مثيرة للاعجاب لنا كان استقلالها الكامل عنا. |
Dolayısıyla bunun, Johnny Cash için sanal bir diriliş ve ortak bir anıt oluşturmada mükemmel bir proje olduğunu düşündüm. | TED | كنا نتصور هذا هو المشروع الكامل لبناء تذكار تشاركي وبعث افتراضي لجوني كاش. |
Burada olamazsınız çocuklar. İtfaiye şefi biraz önce geldi ve dolu olduğumuzu söyledi. | Open Subtitles | مدير قسم الحريق حضر الى هنا وقال أننا بالحد الكامل لعدد الأشخاص المدعوين |
Ülkemizi bekleyen önümüzdeki 4 yılın çok kritik olduğunun tamamıyla farkındayım... | Open Subtitles | مع تفهمى الكامل أن السنوات الأربع القادمة هى سنوات حاسمة |
- Yaklaşık beş dakika içinde tam saldırı emri vermem gerekecek. | Open Subtitles | لدى اوامر بالهجوم الكامل اخبريهم ان يبدءوا الهجوم خلال خمس دقائق |
büyük ölçekli ve çok yüksek kontrole doğru hareket ettik. | TED | ثمّ انتقلنا إلى النطاق الواسع والتّحكّم الكامل. |
Hayalet uzuv ve hayalet ağrıyı tam olarak anlayabilmek için uzuvdan beyne uzanan yolun tamamını göz önünde bulundurmalıyız. | TED | للفهم الكامل للأطراف الخيالية والألم الخيالي، يجب أن نضع في الاعتبار المسار الكامل من المخ حتى الطرف. |
Bu, benim için gerçekten kusursuz bir tecrübe olabilirdi aslında | Open Subtitles | بالنسبة للبعض كنت مثال كامل للتدهور الكامل فى الوظائف الجنسية |
Maalesef programın tamamı sadece çekirdek veritabanında mevcut. | Open Subtitles | السوء الحظ , هذا ما أقصدهُ البرنامج الكامل موجود فقط في قلب الحماية عن طريق المعلومات الكترونية |
Bizi tamamlanmış hissettirmesi için bir bebek mucizesine ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | نحن بحاجة فقط هدية من طفل إلى يجعلنا نشعر الكامل. |
Eğer tam kontrolü ele geçirirse elle girilen her şeyi hükümsüz kılabilir. | Open Subtitles | إذا حصلت على التحكم الكامل ستكون قادرة على ألغاء جميع الإدخالات اليدوية |