Yüzde yüz eminim. Ama aynısını senin de benim için diyebilmem lazım. | Open Subtitles | إنّي واثقة تمام الثقة ولكن عليكَ أن تتمكّن من قول المثل عنّي |
Bi arkadaşımın yardımıyla onu onu ayarlamaya çalışıyordum, o da aynısını deniyordu. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أجعله يواعد صديقة من صديقاتي، وكان يحاول فعل المثل. |
Sayısız işgalci kuvvet de tarih boyunca aynısını yaptı. | TED | عبر التاريخ هناك عدد لا يحصى من الجيوش الغازية التي فعلت المثل. |
Mistik güçler yüzünden ölmüş birini dirilttin. Bu aynı şey değil. | Open Subtitles | لقد أنهضتي واحدة مقتولة بواسطة قوي غامضة ولكن هذا ليس المثل |
Ben bu ilişkiye kendimden çok şey kattım ve aynı şeyi sende göremiyorum. | Open Subtitles | لقد تنازلت عن أشياء من أجل هذه العلاقة وأنا أشعر أنك لاتفعل المثل |
Bu gece iki karı bulamazsak, biz de aynısını yapabiliriz. | Open Subtitles | ربما يجدر بنا أن نفعل المثل لو لم نعثر على إمرأتين قبل الليلة |
Her sabah aynısını yapıyorsun. Hâlâ silahını bulamamışsın. | Open Subtitles | يجدر بك فعل المثل بين الحين والآخر إن كنت لا تزال قادرا على إيجاد مسدسك |
Şey, kendi hakkında bana birçok şey anlattığın için, bende aynısını yapabilirim sandım. | Open Subtitles | حسنا منذ اخبرتينى اشياء كثيرة عن نفسك فأحببت ان افعل المثل |
Teknolojiniz olsaydı, aynısını yapardın. | Open Subtitles | لو كان لديك التكنولوجيا , كنت فعلت المثل |
Beni olduğum gibi sevdiğini söylemiştin... ben de aynısını söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لقد قلت مرة أنك معجب بى كما أنا وكنت أود حينها قول المثل |
Tekrar gönderirsen yine aynısını yaparım. Benden başka kimse ona elini süremez. | Open Subtitles | أرسلِ الكثر وسأفعل بهم المثل لن يقضي عليه أحد غيري |
Blake'in şirkette bana güvenmesini sağladıysam bu salağın da aynısını yapmasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | إذا كنت قد جعلت بليك يثق فى لإدارة الشركة فأستطيع أن أجعل هذا الأحمق يفعل المثل انظر إليه |
Yüzlerce kişiyi öldürdü ve bize de aynısını yapmaya niyetli. | Open Subtitles | لقد قتلت المئات من قومنا، وتنوي فعل المثل بنا |
Ama gerekirse aynı zamanda uğrunda ölmeye hazır olduğum bir ideal. | Open Subtitles | ولكن إذا لزم الأمر، وهو المثل الأعلى أنا على استعداد للموت |
aynı şeyi ben de söyleyebilmek isterdim ama sonrasında ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أتمنى بأن اقول لكِ المثل, لكني لا أعلم ما سيحصل لي بعدها. |
Onu konuşturmaya çalışırken o da bana aynı şeyi yapıyormuş... teypte. | Open Subtitles | بينمــاكنتأحاولحثه على الكــلام، كان يحاول فعل المثل معي لكن على شــريط |
Fakat, aynı şeyi buradaki ofisinizdeki diğer herkes için söyleyemem. | Open Subtitles | ولكن،لا يُمكنني قول المثل عن جميع من في المكتب هُنا |
Hiç olmamış gibi davranacağım umarım o da aynını yapar. | Open Subtitles | سوف أتظاهر بأن هذا لم يحدث وأتمنى أن يفعل المثل |
- Ne derler bilirsin, değil mi? | Open Subtitles | ألا تعرفي المثل الشهير؟ لا، ما الذي يقال؟ |
Hepimiz ailemizin karnını doyurmak için Aynısı yapardık; yerli yağmacıları suçlamıyorum. | TED | نحن سنفعل المثل لكي نطعم عائلاتنا، أنا لا ألوم النهاب المحليين. |
Kül olana dek. Bu insanlar hain ve halka bir örnek vermek için bu yapılmalı. | Open Subtitles | حتي يتضح الأمر,هؤلاء الناس خونة و يجب ان يضرب بهم المثل |
Ama asıl zor olan şey, nesiller arasındaki duygusal manzarada gezinmektir. Ve "İnsan yaşlandıkça kemale erer" atasözü de doğru değil. | TED | و لكن ماهو اكثر صعوبه هو أن المشهد العاطفي بين الأجيال و المثل القديم القائل مع الزمن تأتي الحكمة غير حقيقي |
Bana da aynısından. | Open Subtitles | وأنا سأطلب المثل |
Anlaşılan meşhur samanlıkta iğne aramaya devam ediyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو أنك لاتزال تبحث عن أبرة في كومة قش , كما يقول المثل |