Gerekli her şeyi hazırladın mı küçük muhasebeci? | Open Subtitles | حسنا ايتها المحاسب ، اني جاهز للسفر ، هل حسابي جاهز ؟ |
3 gün sonra muhasebeci, karısı ve çocuğunu vücutlarındaki tüm kıllar tıraşlanmış elleri ve ayakları iple bağlanmış ve çıplak bir şekilde evlerinde buldular. | Open Subtitles | وجدو المحاسب و زوجته و طفله عرايا و مقيدين في منزلهم كانت اأيديهم و أرجلهم مقيدة |
Hayır, kefil bile bulamayız. muhasebeci hakkında araştırma yaptırırken | Open Subtitles | لا،لا يمكننا ان نأخذ ضمانات على التحقيق مع المحاسب |
Sizi tekrar canlı görmek umurumda değil, ...ta ki muhasebeciyi yakalayana dek anladınız mı? | Open Subtitles | انا لست مهتماْ برؤية أى منكما حياْ حتى تقبضوا على المحاسب , أفهمت ذلك ؟ |
O ev sahibesinin ve küçük bir muhasebecinin vereceği türden değil. | Open Subtitles | ليس كالمساعده التي تقدمها تلك المرأه وذلك المحاسب الصغير |
muhasebecisi kara parasını aklıyordu. | Open Subtitles | اذا المحاسب الخاص به كان يقوم بغسيل الأموال لصالحه |
Bu arada, bu ahmak muhasebeci... artık evine dönüyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، سيعود هذا المحاسب الأحمق إلى منزله |
Bu arada, bu ahmak muhasebeci... artık evine dönüyor. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، سيعود هذا المحاسب الأحمق إلى منزله |
Bu muhasebeci başımıza çok iş açabilir. Onun saf dışı kalmasını istiyorum. Anladın mı? | Open Subtitles | ذلك المحاسب قد يؤدي بنا إلى الهلاك أريد أن أتخلص منه، أتسمعني ؟ |
Genel Müdür Gerald Olin, otelin trajik tarihi hakkında epey bilgi sahibi. Katliam listesini, hesap defterinden bahseden bir muhasebeci gibi soğukkanlılıkla ezberden okuyor. | Open Subtitles | التي تجبر المدير العام جيرليد أولين أن يتذكر تاريخ الفندق المؤسف كما يتذكر المحاسب حساباته |
Genel Müdür Gerald Olin, otelin trajik tarihi hakkında epey bilgi sahibi. Katliam listesini, hesap defterinden bahseden bir muhasebeci gibi soğukkanlılıkla ezberden okuyor. | Open Subtitles | التي تجبر المدير العام جيرليد أولين أن يتذكر تاريخ الفندق المؤسف كما يتذكر المحاسب حساباته |
- Bir muhasebeci. Rivayete göre bu kelime "aykırı" ve "mutant" kelimelerinin anagramıymış. Bu da tam olarak bize lazım olan şey. | Open Subtitles | محاسب , طبقاً للوضع المحاسب يكون خلف المنضدة وانت لا تستطيعين , وهذا ما نحتاجه |
Hayır, ben Henry Weston, muhasebeci. | Open Subtitles | لا , انا هنري ونستون المحاسب , اتيت هنا للمقابلة |
Sadece ben, muhasebeci Sugarman, temizlikçi kız. | Open Subtitles | فقط أنا، وشيقرمان المحاسب وفتاة التنظيف. |
Yapmamız gereken sadece muhasebeciyi korkutmaktı demiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا أن كل ما يلزمنا هو تخويف المحاسب |
- Bütün dosyalar Gabe Taylor'ın bilgisayarında. - İnek muhasebecinin mi? | Open Subtitles | كل الملفات على كمبيوتر جيب تايلور المحاسب الغير معروف؟ |
D. Gopinath suç dünyasının muhasebecisi. | Open Subtitles | دي كوبيناث المحاسب الإجرامي , الذي ألقي القبض عليه بعيداً عن الحادث |
Şimdi Teller herhangi bir suç niyeti için düşüncelerinizi tarayacak. | Open Subtitles | (المحاسب) سيقوم بمسح أفكارك للبحث عن أي نوايا إجرامية |
Aslında bu sözcük daha çok matematikte ve Muhasebe defterlerindedaha çok sık kullanılır. | Open Subtitles | انها الورقة التي تأخذيها من لدى المحاسب التي تخبرك بالقيمة الصافية لك |
Bir sey soracagm. Su kasiyer sana tuhaf geliyor mu? | Open Subtitles | دعني أسالك، هل يبدو لك ذلك المحاسب غريبًا؟ |
Vergi işlerimle uğraşan muhasebeciye trans olduğumu açıkladım, erkek görevlinin mi kadının mı beni araması gerektiğine karar veremeyen havaalanı çalışanlarına da. | TED | ظهرت أمام المحاسب وهو يساعدني بضرائبي وأمام إدارة أمن النقل الذين لم يعرفوا من يجب أن يقوم بتفتيشي, الرجل أم المرأة. |
Onu o kaypak muhasebeciyle tuzağa düşüren benim zaten. | Open Subtitles | لقد خدعته مع ذلك المحاسب الفاسق في المكان الاول , |
Şu öndeki yaşlı adam, ilgiye muhtaç. Konuşacak ve kasiyeri meşgul edecek. | Open Subtitles | ذلك العجوز الذي بالأمام يريد الحضيّ بالإهتمام لدرجة قد يقطع رأس المحاسب |
Ben muhasebeciyim. | Open Subtitles | كان الأمر بأنّني كنت المحاسب |
Üç tane kar maskesi takmış beyaz, kasadaki beyaz adama bir şey yapmamışlar. | Open Subtitles | ثلاثة ذكور يرتدون أقنعة تزلج.. تركوا المحاسب الأبيض لوحده |
Hey sen Bu dosyayı hemen Muhasebeye götür. | Open Subtitles | انت هناك احضر هذه النسخه المستعجله الى المحاسب |
Yazımı okuyanlar arasında muhasebecim de vardı. | TED | أحد الناس الذين قرؤوا هذه المقالة كان المحاسب خاصتي |
16 yaşındayken o tezgahtarın beni sigara çalmakla suçladığı zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتذكرين عندما كنت في ال16 وذلك المحاسب اتهمني بسرقتي للسجائر ولكن تدخلت امي |